10 Şubat 2011 Perşembe

DEĞERLİ YATIRIMCILAR B PLANINIZ VAR MI?

DEĞERLİ YATIRIMCILAR B PLANINIZ VAR MI?
10.02.2011
“Tunus ve Mısır'daki siyasi kargaşa ve belirsizliğin Antalya bölgesinde 2011 turizm sezonunun erken başlamasına öncülük edeceği belirtiliyor”

Antalya turizminin son 5 yılını yılda en az üç kere turizm sektörünün duayenlerinden dinleme fırsatını elde etmiş biri olarak açıkçası ben bu habere çok sevinemedim.
Antalya’nın turizmdeki son 3 yılını değerlendirdiğimizde fiyat- hizmet politikası, arz-talep dengesi ve maliyet- kar analizi istikrarsız bir tablo ortaya koyuyor.
Global kriz yaşandığında bir kısım yatırımcı çok ciddi etkilendiğini söylerken, bir kısım yatırımcı da krizde zarar etmediklerini ama çok fazla kara da geçmediklerini söylüyordu. Krizin etkilerinin azalmaya başlamasıyla rehavete kapılmamız hemen hemen aynı dönemlere denk gelir.

Bu yıl sektörün öncüleri “Tunus ve Mısır'daki siyasi otorite kısa sürede tamamlanmazsa Antalya bölgesinde turizm sezonunu şubat ayı sonlarına doğru açabiliriz. Mısır'ın kış rezervasyonlarının çoğu iptal… Bu iptaller Türkiye'ye kayıyor. Kaymaların yüzde 90'ını da Antalya'ya… Tahminim bu yıl turizm sezonunu 5 Nisan yerine 25 Şubat'ta açacağız” diyorlar.

Geleceğe yönelik uzun vadede planlama yapmadığımızdan mıdır, yoksa “yıllardır yıkılmadık bize bir şey olmaz” rahatlığından mıdır bilemem ama biz 25 Şubat’ta turizm sezonunu açmaya hazır mıyız?

Yıllardır konuşulan ama bir adım bile ilerleme olmayan meşhur gündemimiz “turizmi 12 aya yaymalıyız” cümlesi belki de böyle zamanlarda önemini hissettiriyor…

Otellerin birçoğunda personel azaltması yapılmışken, otel çevrelerindeki toplu ulaşım, market, butik ören yerleri kış uykusundayken biz turisti karşılamaya hazır mıyız?

Yeni proje ve tadilatlarımızın hepsi bitti mi? Yollarımız, çevre düzenlememiz, restoranlarımız, marketlerimiz hazır mı? Personel eksiğimiz tamamlandı mı? Eğer bütün bunlar hali hazırda varsa o zaman biz kocaman bir kışı neden boşa geçiriyoruz? Zaten bu eksiklikleri sezon açılışına kadar ancak tamamlarız diyorsanız o zaman 25 Şubatta biz ‘1 milyon turisti’ nasıl memnun edeceğiz?

Doğal kaynaklardan beklentilerimizi karşılamaya devam mı ediyoruz. Deniz, kum, güneş, ören yerleri… Bunlar iyi güzel de, temeli hazır bir evin duvarları bir türlü örülemiyor nedense… Bu güzel Tanrı vergisinin yanına, ardına, kıyısına sizler neleri ekliyorsunuz? Ya da bizler neleri ekliyoruz? Ya da devletimiz neleri ekliyor?

Yoksa bir şeyler oluyor da ben mi kaçırıyorum, gündem yoğunluğundan anlayamadım.

Günü kurtarmaya yönelik çalışmaları ve açıklamaları bir kenara bıraksak, biraz daha ayakları yere basan gerçekçi ve yenilikçi projelerin etrafında birleşilse daha iyi olmaz mı?
Bir yılı daha kaçırdık… Bir kış sezonu daha boşa geçti. Önümüzdeki sene ne olacak peki? Turizm de rekabet halinde olduğumuz başka ülkelerin sıkıntılı dönemleri olsunda, onlara gidemeyen turistler yine bize gelsin diye mi bekleyeceğiz?
Ya olmazsa? Değerli yatırımcılar B planınız var mı?
Gözde GÜRER /http://www.antalyagazetesi.com.tr/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder