7 Eylül 2012 Cuma

Airex Türk havacılığına güvenin göstergesi


Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, Airex 2012 Havacılık Fuarı'nın Türk havacılığına olan güvenin bir göstergesi olduğunu belirtti.
Bu yıl 9'uncusu düzenlenen Airex 2012 Havacılık Fuarı'nın açılış töreninde konuşan Binali Yıldırım, 1996'dan beri her 2 yılda bir yapılan fuarın gittikçe daha fazla ilgi gören bir fuar haline gelmesinin tesadüf olmadığını söyledi. 
Türkiye'deki havacılık alanında gelişmelerin son 10 yılda nereden nereye geldiğini, havaalanında inip kalkan uçakların gürültüsünden de anlaşılabileceğini ifade eden Yıldırım, ''Havacılığımız her türlü küresel olumsuz şartlara rağmen hız kesmeden, ara vermeden büyümeye devam ediyor'' dedi. 
''İstanbul'a yapılacak yeni havaalanını 2016'da hizmete almayı hedefliyoruz'' 
Havacılığa ait ağustos ayı istatistiklerinin yayınlandığını hatırlatan Yıldırım, şunları kaydetti: 
''İç hatlarda yüzde 18,4, dış hatlarda 12,5 ve toplamda 10,5 civarında bir büyüme var. 8 aylık rakam şu anda 87 milyonu aşmış durumda. Transit trafikte de fevkalade bir artış sözkonusu. Yüzde 20'lerin üzerinde bir artış devam ediyor. O yüzden de tabii artık hava alanlarımız kapasite bakımında geleceğe yönelik bazı kısıtlamaları ve sıkıntıları da beraberinde getiriyor. Özellikle bir süreden beri Atatürk Havalimanı'nda trafiğin hızlı akmasından kaynaklanan sıkışılık uzun vadede sürdürülebilir bir durum değil. Bu yüzden de yeni İstanbul havalimanını yapmaya karar verdik, bununla ilgili süreci başlattık. Hedefimiz kısa sürede bu havaalanının inşaatına başlamak ve buradaki havalimanını rahatlatacak havaalanının ilk etap olan kısmını 2016'dan itibaren hizmete almak. Böylece transit trafiğin hat havaalanı kavramını İstanbul üzerinde yoğunlaştırmak. Gerek doğudan gerek batıdan akan trafiğin buluşma noktasını İstanbul yapmaya karar verdik.'' 
Uluslararası havacılık uzmanlarının da konum olarak İstanbul'un doğu-batı ve kuzey-güney trafiği için en ideal nokta olduğunu ifade ettiklerini aktaran Yıldırım, ''Bu konuda tam bir fikir birliği var. Bunun için altyapı ihtiyacının olduğu açık. Süratle bu altyapı açığımızı kapatarak bu havaalanıyla Türk havacılığındaki büyüme ivmesini aşağıya çekmeden aynı şekilde devam ettirmemiz gerekiyor'' diye konuştu. 
''2023 hedeflerini 12 yıl öne çektik'' 
Son 10 yılın rakamlarına bakıldığında sektörün her alanında iki haneli büyümenin görüldüğünü belirten Yıldırım, şöyle devam etti: 
''Dünya havacılığında 2 haneli büyüme yok. Türkiye'nin hedeflerini, ileriye tahminlerini tam 12 yıl öne çektik. Türkiye bugünkü geldiği konumu ancak 12 yıl sonra öngörüyordu. Bugün artık onlar yok. Yeni hedefleri konuşuyoruz. Yeni ufuklara doğru kanat açıyoruz. Türk havacılığı bu şekilde gelişiyor. 
Bu işin arkasında bir mucize yok. Nedeni çok basit. Herkese fırsat verdik. Bu işi kim yapmak istiyorsa buyursun yapsın dedik. Kısıtlamaları büyük ölçüde kaldırdık ve bu şekilde havacılıktaki büyüme ve gelişme artarak devam etti. 
Bu gelişme her alanda devam ediyor. Hava taksi hizmetleri, helikopter hizmetleri, sağlıkta hava araçlarının kullanımı, yolcu, yük taşımacılığı, havacılık yan sanayinin gelişmesi kendimize özgü havacılık sektörümüzün oluşturulması... Aklınıza ne gelirse. Bir yerde hareket olmazsa, sektörde kıpırdanma olmazsa onu tetikleyen diğerleri de harekete geçmez.'' 
Havacılığın yüksek vasıflı, kaliteli iş gücü, teknoloji içeren yenilikçi ürünleri içeren katma değeri yüksek bir sektör olduğuna dikkati çekerek, ''O yüzden de havacılığa yapılan yatırım ülkenin refahına, zenginiliğine, hepsinden önemlisi vatandaşın seyahat kalitesine, kolaylığına zaman tasarrufuna yönelik en büyük yatırımdır'' şeklinde konuştu. 
Türkiye'nin 2023 hedeflerini havacılıkta 2023'e varmadan yakalamış durumda olduğuna işaret eden Yıldırım, şunları kaydetti: 
''Türkiye'nin havacılık anlaşmalarının sayısı 136'yı bulmuş, 51'den buraya gelmişiz. Sektörün cirosu 2 milyar dolarmış, şimdi 16 milyar doların üzerinde çıkmış. Doğrudan çalışan 64 binmiş, 150-160 bine çıkmış. Hava aracı sayısı keza aynı. Havaalanı kapasitesi desen aynı. Varış noktasını iç hatlarda 2 kat artırmışız. Dış hatlarda çok daha çarpıcı. 60 noktadan 175 noktaya çıkarmışız. Türkiye bu haliyle havacılıkta varış noktası ve hizmet ağının yaygınlığı bakımından dünyanın 10 ülkesi arasına girmiş durumda. Yani Türkiye 2023 hedeflerini havacılıkta 2023'e varmadan yakalamış durumda. 
2023 hedeflerini yakaladık diye yan gelip yatacak halimiz yok. Yeni hedef koyacağız. Hedefin yerini değiştireceğiz. Daha uzağa bir hedef koyacağız. 2023'te Türkiye havacılıkta 375 milyon insanın uçtuğu bir ülke olacak. Yeni hedef bu. Herkes buna göre hesabını kitabını yapsın.''
Havacılığın tartışmasız bir gelişme gösterdiğini sokaktaki vatandaşın kendilerinden daha iyi bildiğini belirten Yıldırım, ''Bu memnuniyet verici bir şey. Hangi gelir grubundan olursa olsun, emekli dahil, iş adamı dahil, yılda ortalama 4 sefer uçakla seyahat ediyor. Türkiye'de insanlar bir zamanlar 'Acaba ömrümde uçağa binebilecek miyim?' diye özlemle yaşarken, bugün rahatlıkla yılda 4 sefer insanımız uçakla seyahat edebilir hale gelmiş. Demek ki hava yolu halkın yolu haline gelmiş. Burada bir tereddüt yok. Rakamlar bunu doğruluyor'' diye konuştu. 
2023 hedeflerini havacılıkta 12 yıl öncesinde yakalandığına işaret eden Yıldırım, 2023 için havacılıkta yeni hedefin 375 milyon yolcu olduğunu kaydetti. Yeni hedefteki uçuşların da en az 3'te 1'inin İstanbul bölgesinden olacağını ifade eden Yıldırım, şöyle devam etti: 
''100 milyon trafiğin altına düşmeyecek. 150 milyon, belki de daha fazla İstanbul'da trafik olacak. Havaalanı kapasiteleri aynı şekilde 400 milyonun üzerine çıkacak. Hava aracı en az 2'ye katlayacak. Türkiye ticari araçlarını kastediyorum. Toplamda 2 bin 500'ü bulacak minimum. 
Türkiye artık sadece hava taşımacılığını geliştiren bir ülke olarak değil havacılık teknolojilerini de kendi özgün havacılık sanayini geliştiren adım adım geliştiren bir ülke konumuna geldi. Faaliyet olmazsa bunların hiçbiri olmaz. Şimdi büyük motor bakım montaj atölyeleri var, hangarlar var. Helikopterciler bile şimdi büyük büyük hangarlar yapıyorlar. Çünkü helikopter kullanım sayısı artıyor. Türkiye'nin şu anda acil ticari anlamda helikopter ihtiyacı 300. Şu an 70 tane var. Demek ki burada ciddi bir ihtiyaç var. Heliport sayısı lisanslı 50 tane. Bu sayının çok daha yükselmesi, 200-300'leri bulması lazım.'' 
''Türkiye yine de doygunluğa erişmiş bir durumda değil, 'Yeter artık, 8 milyon uçuyordu, 58 milyon oldu, daha ne yapacağız, bırakalım bu işi' deme lüksümüz yok'' diyen Yıldırım, ''Havacılıkta ufuklar geniş, irtifalar yüksek olacak. Hesabını kitabını düzgün yapıp uçmaya devam. Ama hesabı kitabı düzgün yapmazsan havada da sürekli kalma şansın yok. Sonunda da aşağıya ineceksin. Ama nasıl ineceğin senin kabiliyetine, becerine bağlı'' diye konuştu. 
''Airex, Türk havacılığına olan güvenin bir göstergesi''
Atatürk Havaalanı'nda 2-3 ay öncesine kadar ciddi sorunların olduğunu kaydeden Yıldırım, şunları kaydetti: 
''Bu sorunların tamamı dönüp dolaşıp hava yer hizmetleri, seyrüsefer hizmetlerine geliyordu. 'Havaalanı kapasitesi yetersiz, trafik fazla dolayısıyla sıkışıklık var, hava trafik kontrolürleri bu trafiği yönetecek güce sahip değil...' Sürekli tek noktaya vuruluyordu. Sonra bu işin üzerine gittik. Genel müdürüme dedim ki 'burada yatıp kalacaksın. Bu işin esası nedir, nerede sorun var, sorunun kaynağı müsebbibin kim ortaya çıkaracaksın.' Tek tek tespit ettik. Günlük raporlar elimizde. Sorunun tek bir adresi yok. Aksaklığın tek bir adresi yok. Bu bir hizmet zinciridir ve herkes işin içinde, bilet satandan yolcunun bagajını taşıyana, uçağa yer hizmeti verenden motor hava trafikçisine gelene kadar. Eğer bu hizmet zincirinde zayıf halka olunca bütün hizmet aksıyor, sıkıntı yaşanıyor. 
Alınan tedbirlerle, trafik artmasına rağmen, kayda değer bir aksaklık yaşamadık. Demek ki dinamik süreç yönetimine ihtiyaç var. Herkes işine hakim olacak. İşine hakim olması yetmez, birbirleri arasında çok iyi bir koordinasyon ve iş birliği olacak. Bunu sağlayınca sorun yüzde 90 oranında azaldı. Şimdi gecikme ve aksaklıklarla ilgili haberleri duymaz olduk. Yeni bir pist mi yaptık, 150 uçaklık yeni bir park alanı mı oluştu, terminal binası mı büyüdü- Hiçbir şey olmadı. İdari ve yönetim zaaflarına ilişkin sorunları ortadan kaldırdık. Şimdi kimse çıkıp, ne biz ne uçak işletmecisi ne terminal ya da yer hizmeti veren, 'Bu iş bizden kaynaklanmıyor' diyemez. Elimizde belgeler var. Herkesin taksiratı var. Bunlar ortadan kaldırılınca entegre hizmet daha güzel verilmeye başlandı. Bu, ortak çalışmayla yerine getirilecek bir iş. Onun için hizmet sektöründe sorumlu aramak yerine hizmet kusurunun olmaması için birlikte kafa yormak çok daha isabetli yararlı bir tutum olacaktır.'' 
Airex 2012 Havacılık Fuarı'nın Türk havacılığına olan güvenin bir göstergesi olduğunu belirten Yıldırım, ''Bu kadar sıkışık bir alanda bu kadar ilgi gösterilmesi Türkiye'nin havacılık vizyonuna verilen önemi gösteriyor. Türkiye havacılıkta küresel bir anlayışı yürürlüğe koydu. Uluslararası işletmeler Türkiye'de bu işi yapıyor, yerli işletmeler bu işi yapıyor. Türk havacılığının uluslararası otoriteler nezdindeki pozisyonu 10 yıl öncesine göre çok farklı yerde. En ufak bir hava aracının bile sertifikalandırılmasında, bakım onarım işlerinin yapılmasında yetkisi olmayan bir ülkeden bugün bir çok alanda sertifika veren yetkilendirme yapan ve SAFA, SANA denetimlerinde de gelişmiş ülkelerdekinden daha iyi bir konuma gelmiş bir Türkiye var'' değerlendirmesinde bulundu. 
''Havacılık şakaya gelmez''
Havacılıkta uçuş güvenliğinin şakaya gelmeyeceğini belirten Bakan Yıldırım, şöyle konuştu: 
'''İdare et de, bu parçayı değiştirmeyelim' ya da 'Bir sefer daha at gel' anlayışını havacılıkta asla kabul edemeyiz. Emniyet pazarlık konusu olmaz. Babam mezardan kalksa gelse emniyet konusunda taviz vermiyorum. Arkadaşlara da 'Hiç gözünün yaşına bakmayın' diyorum. Başka konu olursa, yapılabilecek, kabul edilebilir sınırlardaki işlerde yardımcı olalım. Ama emniyet konu olunca akan sular durur. Havacılıkta yaşanacak olumsuz bir şey, 1-2 günlük bir şey değil. Onun oluşturduğu tahribat 10 sene sürüyor. O yüzden hepimize görev sorumluluk düşüyor.'' 
Yıldırım, Türkiye havacılığını bugünkü vaziyetinden daha ileri götürmenin kendilerinden ziyade sektörde faaliyet gösterenlerin görevi olduğunu dile getirerek, ''Bizim görevimiz, sizin işinizi daha fazla geliştirmeniz, bayrağımızı daha çok noktada dalgalandırmanız, bununla da millet olarak övünç duymamızdır. Bunu ötesinde bizim bir beklentimiz yok. Vatandaşlarımız 'Allah razı olsun, ayağımızı yerden kestiniz, rahat seyahat ediyoruz, her tarafa gidip geliyoruz, memnunuz' dedikten sonra biz başka bir şey istemiyoruz. Paralar size, dualar bize'' dedi. 
Bu arada Yıldırım, konuşmasında Afyonkarahisar'daki patlamada şehit olan askerlere Allah'tan rahmet diledi.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder