29 Haziran 2011 Çarşamba
- Asistanlıktan patron koltuğuna
1970'li yılların iki üniversite asistanı Nihat Özdemir ve Sezai Bacaksız dışarıda iş yapmak için tam gün tazminatından vazgeçmişlerdi. Bugün 2 milyar dolar cirolu holdingin patronu oldular.
35 yıl önce öğretim üyesi iki gencin ‘proje işi’ yapmak için kurduğu şirket zaman içinde yavruladı, büyüdü, çeşitli sektörlerde faaliyet göstermeye başladı. Türkiye’nin önemli müteahhitlik ve sanayi gruplarından Limak Holding 2010’u 2 milyar doların üzerinde bir ciroyla kapattı. İnşaat, turizm, enerji, çimento, yatırım (havacılık) ve gıda gruplarını bünyesinde barındıran Limak yaklaşık 20 bin kişiye istihdam sağlıyor.
Limak Holding’in iki kurucusu Nihat Özdemir ve Sezai Bacaksız, üniversiteden sınıf arkadaşı. Yönetim Kurulu Başkanı Nihat Özdemir’in deyişiyle şimdi Ankara’da Gazi Üniversitesi olan yerdeki mühendislik okulunu birlikte bitirmişler. Birlikte asistan kalmışlar. Birlikte Ege Üniversitesi’ne gidip birlikte master yapıp asistanlığa devam etmişler. Şirketi o zaman birlikte kurmuşlar.
İlk günler
Özdemir, bugün holdingin yönetim kurulu başkanvekili olan ortağı Sezai Bacaksız ile birlikte kurdukları şirketin ilk günlerini şöyle anlatıyor:
“O zamanlar üniversite memuriyetinde, asistanlıkta tam gün (full time) tazminatı diye bir şey vardı. Yalnız okulda çalışırsan, başka yere iş yapmazsan maaşının yüzde 40’ı kadar bir ödeme yapıyorlardı. Doktora da, profesöre de bu para veriliyordu. Örneğin maaşın 1000 lira, full time tazminatı da 400 lira 1400 lira veriyorlardı. Biz o 400 lirayı almayarak üniversitedeki birimimizi, tecrübemizi, projeciciliğimizi değerlendirmek için dışarıda bir proje firması kurduk. Ama o zamanlar en büyük sıkıntı terördü. Çalıştık, çalıştık ama artık okulda kalmamızın mümkün olmadığını gördük. Çünkü okulda hem sağcı, hem solcu öğrenciler olduğu için çok kavga çıkardı. Biz ders anlatırdık. Sınıfın ortasında o zamanlar Fruko denen toplum polisleri otururdu, sağında sağcılar solunda solcular. Ama o dersi yine tamamlayamazdık. Sınıfta polis olmasına rağmen yine kavga çıkardı. Bizleri de tehdit etmeye başladılar, o noktaya geldik. 1979 yılının sonunda da bıraktık. Dışarıda da işlerimiz, projelerimiz yürümeye başlamıştı bıraktık çıktık. Gidelim artık dışarıda çalışalım dedik. Gördük dışarıda iyi iş olduğunu. Doktorayı tamamlamaya az kalmıştı. Sekiz ay sonra da ihtilal oldu. Eşim hem benim sınıf arkadaşımdı, hem de okulda asistandı. O devam etti.”
İki asistanın kurduğu şirket zamanla büyüdü. İlk işi müteahhitlikti. Sonra başka işler de ilgi alanlarına girdi. Bu da ortaklar arasında bir iş bölümünü beraberinde getirdi. Nihat Özdemir daha ziyade altyapılara yönelik çalıştığını belirterek “Enerji üretimi, çimento ve inşaatın altyapısı benim. Bana bağlıdır altyapı inşaatları. İnşaatın üstyapısı yani otel yapacağız, Sabiha Gökçen Havaalanının inşaatını yapacaksak Sezai Bey. Baraj inşaatı yapacaksak ben. Havacılık işletmesi, otellerin, turizmin yönetimi ona bağlı. İnşaatı ona bağlı. Sabiha Gökçen işletmeciliği ona bağlı” diyor.
İşi sevdiler Holdingin inşaat sektöründen iki ortakla (Kolin İnşaat ve Cengiz İnşaat) ile birlikte girdiği yeni faaliyet alanı olan elektrik dağıtımıyla ise hem Özdemir, hem de Bacaksız ilgileniyor. Özdemir bunun nedenini ise “Çünkü çok önemli ve zor bir işe girdik. Birbirimizi yedeklememiz gerektiği için bütün yönetim kurulu toplantılarında beraberiz” sözleriyle açıklıyor.
İkinci kuşak yani ortakların çocukları da işin içinde. Nihat Özdemir’in kızı Ebru ve Batuhan ile Sezai Bacaksız’ın oğulları Serhan ve Serdar hem holdingin yönetim kurulunda yer alıyor, hem de bünyedeki belli gruplarla özel olarak ilgililer.
Çocuklar Türkiye’de okumuşlar ardından ABD’de master yapmışlar. Dönüşte de şirkette işe başlamışlar. Nihat Özdemir “Çocuklar işe en alttan başladılar” diyor ve devam ediyor:
“Şansımıza bütün çocuklar işi benimsediler. Dolayısıyla gelip şirkette en alt seviyede çalışmaya başladılar. Hiç biri babama bağlı çalışayım demedi. Biz de bunlar patron çocuklarıdır, yönetim kurulu üyesi yapalım, Ankara’da oturtalım demedik.
Şirkette başlangıçtan beri çalışan 20’ye yakın arkadaş vardı. Onlara ‘Bu çocukları yetiştirin, işleri öğretin’ dedik. Çocuklar da bu süreçte şirketi, devleti, özel sektörü, kamu sektörünü, bankaları tanıdılar. Yaptığımız işin içine girdiler ve ne olduğunu gördüler.”
Özdemir’in çocuklarından Ebru yeni projelerin geliştirilmesi ve finansman temininden sorumlu. Batuhan Özdemir ise enerji üretimi ve dağıtımıyla, barajların yapımında çalışıyor. Sezai Bacaksız’ın büyük oğlu Serhan Bacaksız tüm mesaisini altı fabrikadan oluşan çimento grubunda harcıyor. Serdar Bacaksız ise Sabiha Gökçen Havalimanı, turizm ve yurtdışı projelerle ilgileniyor.
Nihat Özdemir Türkiye’deki aile şirketlerinin çoğunda yönetimin birinci kuşaktan ikinci kuşağa geçerken sıkıntı yaşadığını belirterek “İki baba ortak olarak çok iyi anlaşıyorlar, ama çocuklar anlaşamayabilir. Bizimkilerin, bu dört çocuğun anlaşarak işi götüreceklerini tahmin ediyoruz” diyor.
İknaya açığız “Sizden sonra, daha sonraki kuşaklarda işin nasıl yürütüleceğine ilişkin bir anayasanız var mı?” diye soruyor ve şu yanıtı alıyorum:
“Bu işin nasıl olacağını yavaş yavaş kafamda şekillendirdim. Kâğıda dökeceğim, Sezai Bey ile oturacağım konuşacağım. Bu anayasa çalışmasını yılın sonuna kadar bitirmek istiyorum. Sezai Bey’in de olurunu alıp böyle bir şey yapalım diyorum.”
Özdemir’e 35 yıllık ortağı Sezai Bacaksız ile farklı düşündüklerinde sorunu nasıl çözdüklerini soruyorum. Birbirlerini ikna ettiklerini söyleyen Özdemir şöyle konuşuyor:
“Bazen farklı düşündüğümüz oluyor tabii. Sonra birbirimizi o konuda ikna ediyoruz, hemfikir olmaya razı oluyoruz. Genelde aynı şeyleri düşünüyoruz, çok büyük fikir ayrılığına düşmedik. Oratağınla akşama kadar hep aynı şeyleri konuşunca zaten fikir ortaya çıkıyor. Günün 14 saati bir aradasınız ve hep bunları konuşuyoruz. Ben Sezai Bey’in neye karşı neye karşı olmadığını zaten günün içinde anlıyorum. O da beni, neye karşı olduğumu veya olmadığımı anlıyor. O zaman da uyum ortaya çıkıyor. O İsviçre’de, ben Türkiye’de yaşayan bir ortak olsak farklı olur ama biz sabah sekiz buçuk, dokuzdan itibaren akşam saat dokuza kadar cumartesi dahil beraberiz. Günde 20 defa telefonla konuşuruz.”
“2016 yılında kenara çekiliriz” Nihat Özdemir’e “Bir anayasa hazırlayıp, yavaş yavaş kendinizi tasfiye etmeyi, işlerin dışına çıkmayı mı planlıyorsunuz?” diye soruyor ve şu yanıtı alıyorum: “İnşaallah tasfiye oluruz. Allah bize sağlık sıhhat verirse, yaşayabilirsek şirket yönetimindeki etkimizi kademe kademe azaltıp 2015 yılından itibaren yani 2016’nın başında bu işlerden tamamen çekilmeyi planlıyorum kafamda. Benim o zaman Ankara’da veya İstanbul’da bir bürom olacak, gelip orada vakit geçireceğim. Gelip okuyacağım, edeceğim ama işlere karışmayacağım. Çocuklar da çekirdekten yetiştiği için zaten bize ihtiyaç olmayacak.”
“Bütün odayı transfer ettim” Limak bugün enerji üretimi alanında da hızla büyüyor. Grup beş yıl önce enerjide büyüme kararı almış ve yatırımlar başlamış. Bunun üzerine enerji üretimi Limak İnşaat bünyesinden çıkartılıp tamamıyla profesyonellere teslim edilmiş. Bu amaçla da Devlet Su İşleri (DSİ) Genel Müdürlüğü binasının yedinci katındaki bir odada çalışan üç önemli bürokrat transfer edilmiş, oda boşaltılmış. Transfer pazarlığını, kamuya ait dev baraj projelerinde çalışmış bürokratlara gidip “Size göz koydum, gelin konuşalım” diyen Özdemir bizzat yapmış. Yeni şirketlerinde biri genel müdür, ikisi genel müdür yardımcısı olmuşlar.
http://www.patronlardunyasi.com
Ruhi Sanyer/Radikal
- e-ticaretle başlayıp nasıl zincir oldular?
‘Click to brick’ adı verilen bu yeni iş modeliyle büyüyen girişimciler milyon dolarlık cirolar elde ediyor...
Tuğçe Altınsoy'un haberi/Para Dergisi
Online alışveriş patlayınca cirolarını artıran firmalar, fiziki mağaza yatırımlarına yöneldi. ‘Click to brick’ adı verilen bu yeni iş modeliyle büyüyen girişimciler milyon dolarlık cirolar elde ediyor...
35 milyon internet kullanıcısıyla Avrupa’nın beşinci büyük ülkesi olan Türkiye’de e-ticaret hacmi hızlı büyüyor. 2010’da 15.2 milyar liraya ulaşan ve 2011’de yüzde 40 ila 50 arasında büyümesi beklenen e-ticaret hacmiyle Türkiye büyük bir pazar potansiyeli taşıyor.
Aslında dünyada da durum farklı değil. E-ticaret tam olarak altın çağını yaşıyor. Dünyanın saygın analist şirketlerinden Gartner’a göre, 2015’e kadar şirket gelirlerinin yüzde 50’sinin online satışlar, sosyal medya ve mobil uygulamalardan gelecek.
Elbette e-ticaret hacminin büyümesi bu alana yatırım yapan firmaların cirolarında önemli bir sıçrama yaratıyor. Karlılıklarını artıran internet girişimcileri bu sayede web’den fiziki mağazacılığa geçiş yapıyor. Dünyada ‘click to brick’ (tık’tan tuğlaya) adı verilen bu sistemin Türkiye’de de başarılı örnekleri var.
ZENGİN EDEN İŞ MODELİ
‘Click to brick’ iş modelinde firmalar operasyon ve stok maliyetleri çok daha az olduğu için işe sanal mağazalarla başlıyor. Bu yolla işe başlama maliyetlerinden kurtulan firmalar, ürünlerini çok daha uygun fiyatlara sunarak yüksek satış rakamlarına kısa sürede ulaşıyor ve çok hızlı büyüme sağlıyor. İşin büyüklüğü belli bir noktaya ulaşınca da e-mağazaların dışında tuğladan (brick) yapılmış gerçek mağazalar açarak büyüme hızını artırıyor. Fiziki mağazalarla müşterilerin ürünleri birebir görüp deneyerek almaları sağlanıyor. Yine internetten alışveriş yapmak istemeyen müşterilere de alternatif sunmak amacıyla şubeler açılıyor. Böylece büyüme oranı daha da yükseltiliyor. Bu iş modeli sayesinde firmalar milyon dolarlık cirolara ulaşıyor.
Bu konseptin özellikle Amerika’da başarılı örnekleri bulunuyor. Ancak dünyada e-ticaretin hızla büyümesiyle günümüzde farklı sektörden birçok girişimci bu modeli tercih etmeye başlamış durumda. Özellikle başlangıç sermayesi bulmakta sıkıntı çeken ya da işin başında belli bölgeler yerine tüm ülke çapını hedefleyen girişimciler için bu model adeta biçilmiş kaftan...
BULDUMBULDUM.COM
Mağaza sayısını 12’ye çıkaracak
İşe e-ticaretle başlayıp belli bir büyüklüğe ulaşınca mağazalar açan firmalardan biri BuldumBuldum.com. Yurtdışında popüler olan ancak Türkiye’de bulunmayan ilginç ürünleri satan firma, yaklaşık üç yıl önce kuruldu. Bir buçuk yıl önce de gerçek mağazalar açmaya başladı. Şu anda İstanbul’da Capitol, Kanyon, Cevahir ve Capacity alışveriş merkezlerinde dört şubesi bulunuyor. 2011 sonuna kadar şube sayısını 12’ye çıkarmayı hedefliyor.
Firmanın satışlarında internet sitesi her zaman en büyük payı alıyor. Ancak mağaza sayısı arttıkça webin oranı göreceli olarak azalıyor. Yine de yüzde 40 web, yüzde 60 mağazalar gibi bir oran var. Aylık ortalama 6 bin sipariş alan firma, bunun yaklaşık 2 bin 500 tanesini web’ten, kalan kısmını mağazalardan alıyor. Yılbaşı, sevgililer günü, anneler günü gibi özel günlerde bu sayı 3-4 kat artıyor. Buldumbuldum.com her ay bir önceki aya oranla yüzde 10 civarında büyüyor.
Web’te ürün satmak ile mağazada ürün satmanın birbirinden çok farklı olduğunu belirten Buldumbuldum.com Kurucusu Güçlü Gökozan’ın bu konudaki değerlendirmesi şöyle: “Web’te ürünün açıklamaları, resimleri ve videosunun güzel olması ürünün satışını artırıyor. Ayrıca müşteri diğer kullanıcıların yorumlarını okuyarak karar verebiliyor. Mağazada ise ürünleri iyi teşhir edip müşteriye kullandırmak gibi farklı stratejiler uygulamak zorundasınız. Bunun dışında satış görevlilerinin ürünleri iyi anlatması ve çapraz satış denilen benzer ürünleri de önerebilmesi çok önemli. Web’te sistem bunu otomatik olarak yaptığı için satış yapmak mağazadakinden daha kolay diyebiliriz.”
Web müşterisinin e-ticareti yoğun şekilde kullandığını, video ve resimlerle ürünü almaya karar verdiğini anlatan Gökozan, mağaza müşterisinin ise internetten alışveriş yapmak ya da kredi kartı bilgilerini vermek istemeyen, yine ürünleri deneyerek almak isteyen kişilerden oluştuğunu söylüyor.
Web ile fiziki mağazanın birbirine büyük katkı sağladığına da değinen Güçlü Gökozan, bu durumun yarattığı avantajları şöyle ifade ediyor: “Web’ten alışveriş yapmak isteyen bir kişi şubelerimizde ürünlerin ne kadar kaliteli ve ilginç olduğunu görerek sonraki alışverişlerinde web’i de kullanmaya başlayabiliyor. Ya da tam tersi, web’ten ürünleri beğenip şubelerimizden alıyor. Böylelikle e-mağaza ve gerçek mağazaların oluşturduğu sinerjiyle birçok yeni müşteri kazanıp çok yüksek satış rakamlarına ulaşıyoruz.”
E-BEBEK.COM
19 mağazası var
E-bebek’in kuruluş hikayesi 2000’li yılların başlarına dayanıyor. Türkiye’de bebeklerin tüm ihtiyaçlarını karşılayacak bir internet sitesi olmamasından yola çıkan kurucular, ailelere rehberlik edebilmek amacıyla bir içerik sitesi olan Bebek.com’u kuruyorlar. Daha sonra anne-babaların bebeklerin her türlü ihtiyacını bir arada bulabilecekleri e-ticaret sitesini hizmete sokuyorlar. Anne ve bebek ürünleri alışveriş platformu olarak hizmet veren sitenin başarısının ardından da 2005’te ‘click to brick’ iş modelini benimseyerek e-ticaretin yanında fiziki mağazacılığa geçiş yapıyorlar. Ebebek’in şu anda İstanbul, Balıkesir, Gaziantep, Antalya, Ankara, Bursa, İzmit, İzmir, Adana, Gaziantep ve Gebze olmak üzere toplam 19 mağazası bulunuyor.
Firma, 24 kategoride 15 binden fazla ürüne ve 150 markayı içeren zengin ürün çeşitliliğine sahip. Ebebek bünyesinde, mağazaların yanı sıra anne-bebek içeriğine sahip Bebek.com, Ocak 2010’da yayın hayatına başlayan Bebek Dergisi ve Çamlıca ebebek’te yer alan Magic Park Bebek Yaşam Merkezi bulunuyor. Ebebek ile Türkiye’nin dışında yaklaşık 90 ülkeden bebekli aileler ürünlere ulaşabiliyor.
Mağazalar ürünlere erişim kolaylığı sağlasa da E-bebek.com Genel Müdürü Halil Erdoğmuş, “Hala en önemli yanımız internet üzerinden ziyaretçilerimizle kurduğumuz iletişim” diyor. Mağazalardaki indirimler ve kampanyaların Bebek.com ve e-bebek.com siteleri aracılığıyla takip edildiğini söyleyen Erdoğmuş, bu açıdan mağazalar ile sitelerin birbirlerini tamamlayan unsurlar olduğuna değiniyor ve “Mağaza sayımız her geçen gün arttığı halde internet satışlarımızda bir düşüş yaşanmadı. Hatta artış olduğunu söyleyebilirim. Yani internet, mağazaları; mağazalar da interneti destekliyor” diyor.
Ebebek markası bugüne kadar mağaza ve internet sitesi aracılığıyla yaklaşık 2 milyona yakın ürün satmış durumda. En çok satılan ürünse anne sütünü artıran malt içeceği. 2010 yılını 34 milyon liralık ciroyla kapatan firmanın, bu cirosunda e-ticaretin payı yüzde 12 civarında. 2011’de ise ciro hedefi 60 milyon lira. Bu yıl e-ticaretin yaklaşık yüzde 70 büyüyeceğini öngören Halil Erdoğmuş, “Fiziki mağazaların sayısı ve ciroya katkıları artacağından e-ticaretin toplam ciro içindeki payı yüzde 10 civarında olacak” diyor.
Ebebek, ilk etapta mağaza sayısını 30’a çıkarmayı hedefliyor ve yurtdışında da bu markayla yer almak istiyor. Ayrıca İstanbul’da ünlü bir bebek, çocuk ve oyuncak mağazasıyla birlikte sürpriz bir yatırım projesini hayata geçirmek için çalışmalar yapıyor.
VIMJO.COM
Hedef, 20 şubeye ulaşmak
Nisan 2010’da hizmete giren Vimjo.com, hem online da hem offline büyümesini sürdüren firmalardan biri... Kişisel bakım alanında hizmet vermek üzere oluşturulan Vimjo, ilk mağazasını İstanbul-Ümraniye’de açtı. İkinci mağazasını ise Maltepe’de açmaya hazırlan firmanın 2011 yatırım planlarına 20 şubeye ulaşma hedefi koyduğunu da belirtelim...
Mağazalar açarak internette sunduğu özel fiyatlı ürünlere tüketicinin sokakta da ulaşabilmesine çalışan firma, önümüzdeki aylarda ‘Vimjo TV’ ile hayat bulacak tematik içerik yayınla, tüketicinin kişisel bakımda bilinçlenmesini hedefliyor. Bu TV projesinin aynı zamanda Türkiye’de ilk kişisel bakım kanalı olmaya da aday.
Ürünlere kolay erişim için coğrafi şartları iyileştirip fiziksel mağazalar açmaya önem verdiklerini vurgulayan Vimjo.com Genel Müdürü A. Hakan Özgür, “İnternet üzerinden bu ürünleri almak isteyenler için de içerik yayını, kullanıcı yorumları, uzman görüşlerine yer veriyor, böylece bilinçli bir tüketim yapmalarını sağlıyoruz” diyor.
Kişisel bakım konusunda uzmanlaşmayı hedeflediklerini belirten Özgür, kişisel bakım sektörüne hizmet edebilecek yeni beyinleri Vimjo kız meslek lisesi açarak yetiştirmeye çalıştıklarını da anlatıyor. Wimjo, uzun vadede tüm Türkiye’de 50 bin ve üzeri yerleşimin olduğu lokasyonlarda mağaza açacak. Özgür, özellikle komşu ülkelerden de ciddi teklifler geldiğini vurguluyor.
Halil ERDOĞMUŞ / E-bebek.com Genel Müdürü
“Mağaza açarak sinerji yarattık”
Daha çok kişiye ulaşmak ve marka bilinirliğini artırmak için ‘click to brick’ modelini benimseyerek fiziki mağazacılığa adım attık. Bizden alışveriş yapan ailelerin isterlerse internetten sipariş verdikleri ürünü mağazalardan teslim almaları ya da mağazalara iade edebilmeleri gibi hizmetlerin e-ticaret ve fiziki mağazalar arasında bir sinerji oluşturduğunu gördük. Tabii interneti sadece bir vitrin olarak kullanıp ürünleri karşılaştıran fakat alışverişini sadece mağazalara gelerek yapmak isteyen aileleri de göz ardı etmek istemedik. Sektörde organize bebek mağazacılığı yeterli düzeyde değil. Bu boşluğu bir an önce doldurmayı hedefliyoruz. E-ticaret sitemizin yanı sıra farklı illerde açacağımız mağazalarla tüm Türkiye’de ürünlerimize erişim kolaylığı sağlayacağız.
Güçlü GÖKOZAN / Buldumbuldum.com Kurucusu
“En büyük risk AVM maliyetleri”
Türkiye’de işe e-ticaretle başlayan firmaların daha sonra gerçek mağazalar açması tüketiciye ciddi güven veriyor ve güçlü bir marka algısı yaratıyor. Online’dan sonra mağaza açmanın en büyük riski, bunun maliyetinin fazla olması. E-ticaretle işe başlarken düşük kar marjları, düşük fiyatlar ve yüksek satışlar satış stratejinizin temelini oluşturuyor. Özellikle yüksek kiralar sebebiyle zaten düşük olan kar marjlarınız yüksek AVM giderleriyle iyice azalıyor, hatta eksiye düşebiliyor. Bu sebeple açılacak şubelerin lokasyonları ve büyüklüklerinin doğru seçilmesi işin altın kuralı.
Online’dan sonra mağaza açmanın avantajı ise sadece online ya da sadece mağazalarla ulaşamayacağınız kitleye bu ikisiyle birlikte hızla ulaşabilmeniz. Üstelik bu ikisinin oluşturduğu sinerjiyle satışlar çok yüksek oluyor.
Ebebek, bayinin riskine ortak oluyor
Şehirlerde yapılanmasını tamamladıktan sonra franchise vermeyi planlayan ebebek, bunun için iki adet başvuru formunun doldurulmasını istiyor. Şimdiye kadar tek başvuruya olumlu cevap veren ebebek’e geçen yıl 334 başvuru yapılmış. Anne ve babaların bebekleri olduktan sonra bebek mağazası açmaya çok istekli olduklarını anlatan Halil Erdoğmuş, “Bu eğilimi değerlendirseydik şu anda Türkiye’de 100’e yakın tabelamız olurdu” diyor. Ebebek’ten franchise almanın bir sonraki aşaması ise başvuru sahibinin ticari iş tecrübesi. Ortak olacak kişinin ticareti iyi bilmesi gerektiğine değinen Erdoğmuş, “Sadece bayilik vermiyor, açılacak mağazanın yüzde 25’ine de ortak oluyoruz. Yani bayiyle birlikte taşın altına elimizi koyuyor, risk alıyoruz” diyor.
Buldumbuldum.com franchise veriyor
Yeni franchise şubeleri açmayı hedefleyen BuldumBuldum.com, birçok girişimciden yoğun talep alıyor. Sisteme girenler bu markayla stand ya da mağaza açabiliyor. Firma bunun için ekstra bir franchise giriş ya da isim hakkı bedeli istemiyor. Öncelikli şartlar şöyle:
*Açılacak stand ya da mağazanın yeterli büyüklükte ve hedef müşteri trafiğinin yoğun olduğu alışveriş merkezleri ya da mağazaların yoğun olduğu kalabalık caddeler üzerinde olması gerekiyor. Stand için minimum 6-12, mağaza içinse 15-60 metrekare arası bir yere ihtiyaç var.
*İlk ürün alım miktarı olarak stand için 20 bin, mağaza içinse metrekare başına bin 500 liralık ürün alımı yapılması gerekiyor.
*Stand ya da mağaza tasarımı ve kullanılan malzeme için onay alınması şart. Bunların kurumsal kimliğe uygun olması gerekiyor.
E-ticarete yatırımın tam zamanı
TÜİK’in Ağustos 2010’da açıkladığı “2010 Bilişim Teknolojisi Kullanım Araştırması”na göre internete erişim imkanı olan hane oranı yüzde 41.6’ya yükseldi. Üstelik internet kullanıcılarının yüzde 15’i online alışveriş yapıyor. İnternet kullanımıyla doğru orantılı olarak e-ticaret kullanımı da artıyor. Türkiye’de e-ticaret pazarındaki artışın önemli nedenlerinden biri de kredi kartıyla ödemenin daha güvenli hale gelmiş olması. Ocak 2011 itibariyle Türkiye’de 3D Secure kullanımı yasayla zorunlu hale geldi. Yani satış yapan internet siteleri tüketiciye bu seçeneği sunmak ve tüketici tercih ettiği andan itibaren işlemi 3D Secure ile gerçekleştirmek zorunda. Halen tüketicilerin yüzde 77’sinin tercih ettiği 3D Secure’un da devreye girmesiyle Türkiye’de internet üzerinden alışveriş yapanların memnuniyet oranı yüzde 96’ya yükseldi.
YKMden.com, Fırsat35.com, Bulucak.com ve Firmanya.com gibi internet girişimlerini hayata geçiren Inveon Software Solutions’ın yönetici ortağı Yomi Kastro, tüm bunların e-ticarete yatırım yapmak için en uygun koşulları hazırladığını söylüyor. Kastro, “Bu nedenle 2011’de büyük perakende mağazaları online satış ve e-ticarete yönelecek. E-ticaret, geleneksel yöntemler ve mevcut pazarlarda doyuma ulaşmış büyük şirketlerin karlılığını ve büyümeleri artırmalarını sağlayacak yegane alan olma özelliğine sahip” diyor
http://www.patronlardunyasi.com
- 52 Milyon TL ile en çok kazanan yapımcı
“En Çok Kazanan Dizi Yapımcıları” listesi açıklandı. Yılın en çok kazanan yapımcısı sezonu 52 milyon ciro ve 5 milyon lira karla kapatan...
FORBES Türkiye tarafından bu yıl dördüncüsü yayınlanan “En Çok Kazanan Dizi Yapımcıları” listesi derginin temmuz sayısında açıklandı. Yılın en çok kazanan yapımcısı sezonu 52 milyon ciro ve 5 milyon lira karla kapatan Tims Productions’ın sahibi Timur Savcı oldu.
Savcı, son iki yılın en çok kazanan yapımcısı olan Ay Yapım’ın sahibi Kerem Çatay’ı da tahtından indirmiş oldu. Kerem Çatay en büyük kozu olan “Yaprak Dökümü”nün 2010 sonunda final yapmasıyla listede üç basamak birden gerileyerek dördüncülüğe düştü. Detayları ekli dosyada görebilirsiniz.
FORBES Türkiye tarafından bu yıl dördüncüsü yayınlanan “En Çok Kazanan Dizi Yapımcıları” listesi derginin temmuz sayısında açıklandı. Özer Turan imzasıyla yayınlanan habere göre 73 televizyon dizisinin yayınladığı 2010 - 2011 sezonunda 34 yapımcı 600 milyon liralık ciro yarattı.
Bu sezon, altı ulusal kanalda yayınlanan dizi sayısı 67’den 73’e yükseldi. 50 yeni dizi görücüye çıksa da bu dizilerin 22'si sezon sonunu göremedi. Eski yapımlarla beraber bu yıl ömrünü tamamlayan dizi sayısıysa 35’e ulaştı. Bu hareketlilikle birlikte listenin zirvesi nihayet el değiştirdi.
Bu yılın en çok kazanan yapımcısı sezonu 52 milyon ciro ve 5 milyon lira karla kapatan Tims Productions’ın sahibi Timur Savcı oldu. Savcı, geçen yıl 34 milyon lira ciro ve 3 milyon lira karla geçen yıl ikinci sıradaydı. Rakamlar Timur Savcı’nın geçen yıla göre cirosunu yüzde 52, karını ise yüzde 65 oranında artırdığını gösteriyor. Star TV’de “Küçük Sırlar”, TRT1’de “Mazi Kalbimde Yaradır”, Fox’ta “Çakıl Taşları”, TNT’de “Kolej Günlüğü” ve Show Tv’de sezonun en çok ses getiren işlerinden “Muhteşem Yüzyıl” dizisi yayınlanan Savcı, son iki yılın en çok kazanan yapımcısı olan Ay Yapım’ın sahibi Kerem Çatay’ı da tahtından indirdi.
Sezona “Yaprak Dökümü”, “Fatmagül’ün Suçu Ne” ve “Ezel” gibi reyting rekortmeni dizilerle başlayan Ay Yapım’ın sahibi Kerem Çatay en büyük kozu olan “Yaprak Dökümü”nün 2010 sonunda final yapmasıyla listede üç basamak birden gerileyerek dördüncülüğe düştü. Geçen yıl dizileriyle 68 milyon ciro ve 6 milyon lira kar üreten Ay Yapım’ın cirosu bu yıl yüzde 32 eriyerek 46 milyon liraya karı ise yüzde 30’luk düşüşle 4.2 milyon liraya geriledi.
Sezonun en karlı yapımcılarından biri de Birol Güven oldu. “Papatyam” ve “Arka Sıradakiler” dizilerine yedi yıl aradan sonra yeniden Atv ekranlarına dönen “Çocuklar Duymasın”, “Arka Sıradakiler”in liseden mezun olmasının ardından kendi yoluna giden “Öğretmen Kemal” ve yine Atv için hazırladığı “Babam Sağolsun” dizilerini de ekleyen Güven, ciro ve karını yüzde 110’un üzerinde artırmayı başararak sezonu 48 milyon lira ciro ve 4.4 milyon lira karla kapattı. Doğan Holding’in yapım şirketi D Productions da “Öyle Bir Geçer Zaman Ki”, “Geniş Aile”, “Küçük Kadınlar” ve “Şüphe” dizileriyle elde ettiği 4.3 milyon liralık karla ilk üçe girdi.
En Çok Kazan 10 Dizi Yapımcısı
30 yapımcının yer aldığı listenin ilk 10’u.
Sıra Yapımcı Yapım Şirketi Proje Sayısı Ciro (TL) Kar (TL)
1 Timur Savcı Tims Productions 6 52.032.000 5.037.700
2 Birol Güven Mint Production 5 48.457.000 4.485.700
3 Doğan Yayın Holding D Productions 4 45.261.000 4.358.100
4 Kerem Çatay Ay Yapım 3 46.409.000 4.254.420
5 Türker İnanoğlu Erler Film 4 44.789.000 4.214.900
6 Raci Şaşmaz Pana Film 2 41.214.000 3.936.400
7 Faruk Turgut Gold Film 3 33.426.000 3.147.460
8 Nilgün Sağyaşar Focus Film 3 30.154.000 2.943.400
9 Ali Gündoğdu Süreç Film 4 29.310.000 2.579.000
10 Şükrü Avşar Avşar Film 3 27.398.000 2.450.920
En Çok Ciro Yapan 10 Dizi
Sıra Dizi Yapım Şirketi Yapımcı Kanal CİRO (TL)
1 Kurtlar Vadisi Pusu Pana Film Raci Şaşmaz Atv 27.664.000
2 Öyle Bir Geçer Zaman Ki D Productions Doğan Holding Kanal D 22.458.000
3 Ezel Ay Yapım Kerem Çatay Atv 19.324.000
4 Muhteşem Yüzyıl Tims Productions Timur Savcı Show 19.079.000
5 Fatmagül’ün Suçu Ne Ay Yapım Kerem Çatay Kanal D 19.063.000
6 Çocuklar Duymasın Mint Productions Birol Güven Atv 17.617.000
7 Arka Sokaklar Erler Film Türker İnanoğlu Kanal D 16.539.000
8 Sakarya Fırat Sinegraf Osman Sınav TRT 1 16.400.000
9 Hanımın Çiftliği Gold Film Faruk Turgut Kanal D 15.869.000
10 Ask Ve Ceza TMC Yapım Erol Avcı Atv 15.265.000
http://www.patronlardunyasi.com
- Türkiye'nin en büyük 10 devi belli oldu
Fortune Türkiye dergisi Türkiye’nin en büyük 500 şirketini açıkladı.
İş dergisi Fortune'nin Türkiye 500 çalışmasına göre, 500 şirketin toplam net satışı yüzde 28 artışla 452,8 milyar liraya yükselirken, listede birinciliği yine Tüpraş aldı. Fortune 500 şirketleri, geçen yıl ihracatlarını yüzde 24,2, net karlarını yüzde 22,2 artırırken, 117 bin 232 kişiyi işe aldı.
Türkiye'nin en büyük 500 şirketinin belirlendiği Fortune 500 Türkiye listesi, Fortune Türkiye Genel Yayın Yönetmeni Ali Ağaoğlu ve Finar/D&B Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Selim Seval tarafından açıklandı.
Çalışmaya göre, 2009'da yüzde 10 civarında düşerek 353,5 milyar liraya gerileyen Fortune 500 şirketlerinin net satışları, geçen yıl yüzde 28 artışla 452,8 milyar liraya yükseldi. Fortune 500 net satışlarının yükselmesinde geçen yıl listeye girmeyen, ancak bu yıl şeffaflık politikalarını önde tutarak listeye giren birtakım büyük şirketlerin etkisinin olduğu belirtildi.#Sayfa#
Fortune 500 2009 listesinde 500. sırada yer alan şirketin net satış geliri 88,7 milyon lira iken, yeni giren şirketlerin de etkisiyle 2010 listesinde 500. şirketin net satış geliri 127,3 milyon lira oldu.
Söz konusu listede yer alan şirketlerin net satışlarının yüzde 73,5'ini iç satışlar oluştururken, ihracatın payı 2009'a göre 4,5 puana yakın yükselerek yüzde 26,5'e çıktı. Kriz döneminde Avrupa'ya olan coğrafi yakınlığın yarattığı fırsatın da etkisiyle Fortune 500 şirketlerinin yaptığı toplam ihracat bir önceki yıla göre yüzde 24,2 oranında artarak 95 milyar 774 milyon liraya ulaştı.
Fortune 500 listesinde yer alan şirketlerden 433'ü kar, 67'si ise zarar açıkladı. 2009 yılında 20 milyar 999 milyon lira olan Fortune 500 şirketlerinin net karları 2010 yılında ise yüzde 22,2 oranında artarak 25 milyar 666 milyon liraya yükseldi. Büyük çoğunluğu petrol, enerji ve elektrik sektöründe faaliyette bulunan ilk 10 şirketin net karında (Fortune 500 toplam karından aldığı pay yüzde 32,3) 2010'da bir önceki yıla göre yüzde 4,6 oranında düşüş oldu. İlk 50 şirketin net karı bir önceki yıla göre yüzde 11 civarında artarken, ilk 100 şirketin net karı ise 2010'da bir önceki yıla göre yüzde 16,6 oranında yükseldi.#Sayfa#
İLK 4 ZİRVEYİ BIRAKMADI
Net satış gelirlerini 2010'da bir önceki yıla göre yüzde 28,6 artırarak 26 milyar 218 milyon liraya çıkaran Tüpraş, Fortune 500 zirvesini bu yıl da kimseye bırakmadı. 2009 yılında ihracat gelirlerinde 7. sıraya düşen Tüpraş, bu yıl ihracat listesine ikinci sıradan girmeyi başardı. Tüpraş, geçen yıl net satış gelirlerini önemli oranda artırmasına karşın 2008 yılı rakamlarını (30,5 milyar lira) yakalayamadı. Çalışmada, bunun önemli nedeninin petrol fiyatlarının seviyesi olduğu belirtildi.
Net satışlardan elde ettiği 18 milyar 58 milyon lira gelirle Tüpraş'ın ardından ikinciliğe oturan Türkiye Elektrik Dağıtım ise 2007'den bu yana olduğu gibi geçen yıl da Fortune 500'ün en fazla zarar eden şirketi oldu. BOTAŞ 17 milyar lira geliriyle 3. sırada, Petrol Ofisi ise 16 milyar 140 milyon lira gelirle 4. sırada yer aldı. Böylece Fortune 500'ün ilk 4 şirketi 2010 yılında zirvedeki yerlerini korumayı başardı.
138 milyar 143 milyon lira satış gelirine (toplam satışlardan aldığı pay yüzde 30,79) sahip olan ilk 10 şirketin 8'i petrol, enerji ve elektrik sektöründe faaliyet gösteriyor. Diğer 2 şirket; 10 milyar 852 milyon lira satış geliriyle listeye 6. sıradan giren Türk Telekom ve 9 milyar lira satış geliri ile listeye giren Turkcell, iletişim ve telekom sektöründe faaliyet gösteriyor. Fortune 500'de ilk 50 şirketin toplam satışların yüzde 61,4'ünü, ilk 100 şirket ise toplam satışların yüzde 72,4'ünü gerçekleştirdi.
Sektörler bazında bakıldığında Fortune 500 net satış gelirlerinden en yüksek payı yüzde 15,85 ile petrol ve türevleri üretim ve dağıtım sektörü (13 şirket bu sektörde sıralamaya girdi) alıyor. 2009 Fortune 500 sıralamasında bu sektörün aldığı pay yüzde 13,73 olmuştu. Enerji sektörü yüzde 10,38 ile Fortune 500 sıralamasında en yüksek pay alan ikinci sektör olurken, bunu yüzde 5,88 ile metal döküm ve işleme sektörü, yüzde 5,24 ile taşıt araçları ve ekipmanları izledi.#Sayfa#
1 MİLYAR LİRA ÜZERİ 80 ŞİRKET
Fortune 500 Türkiye listesinde 1 milyar liranın üzerinde satış gelirine sahip şirket sayısı 2010'da önceki yıla göre önemli oranda arttı. 2009'da bu sayı 50 iken, geçen yıl listede yer alan 80 şirket 1 milyar liranın üzerinde satış gelirine sahip oldu. 2009 listesinde 5 şirket 10 milyar liranın üzerinde satış gelirine sahip olurken, geçen yıl bu sayı 7'ye çıktı. Fortune ABD 500'ün zirvesinde yer alan Wal-Mart Stores'un net satışları 421,8 milyar dolar, ikinci sıradaki Exxon Mobil'in net satışları ise 354,7 milyar dolar olarak
gerçekleşti.
Merkez Bankası'nın 2010 yılı sonu dolar satış kuru baz alınarak yapılan hesaplamaya göre, Fortune 500 Türkiye'nin toplam satışları 294 milyar 464 milyon dolar. Söz konusu tablo, Türkiye'nin 500 büyük şirketinin net satışlarının toplamının Wal-Mart Stores ve Exxon Mobil'in satışlarını yakalayamadığını gösteriyor.
Net satışlara göre ilk 10 sıra ise şöyle gerçekleşti:
1 TÜRKİYE PETROL RAFİNERİLERİ A.Ş. 26.218.720.000 TL
2 TÜRKİYE ELEKTRİK DAĞITIM A.Ş. 18.058.476.664 TL
3 BOTAŞ BORU HATLARI İLE PETROL TAŞIMA A.Ş. 17.009.526.310 TL
4 PETROL OFİSİ A.Ş. 16.140.676.155 TL
5 EÜAŞ ELEKTRİK ÜRETİM A.Ş. 12.412.470.314 TL
6 TÜRK TELEKOMÜNİKASYON A.Ş. 10.852.470.000 TL
7 OPET PETROLCÜLÜK A.Ş. 10.567.853.666 TL
8 SHELL & TURCAS PETROL A.Ş. 9.395.195.000 TL
9 TURKCELL İLETİŞİM HİZMETLERİ A.Ş. 9.003.614.000 TL
10 TÜRKİYE ELEKTRİK İLETİM A.Ş. 8.484.612.083 TL
İş dergisi Fortune'nin Türkiye 500 çalışmasına göre, 500 şirketin toplam net satışı yüzde 28 artışla 452,8 milyar liraya yükselirken, listede birinciliği yine Tüpraş aldı. Fortune 500 şirketleri, geçen yıl ihracatlarını yüzde 24,2, net karlarını yüzde 22,2 artırırken, 117 bin 232 kişiyi işe aldı.
Türkiye'nin en büyük 500 şirketinin belirlendiği Fortune 500 Türkiye listesi, Fortune Türkiye Genel Yayın Yönetmeni Ali Ağaoğlu ve Finar/D&B Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Selim Seval tarafından açıklandı.
Çalışmaya göre, 2009'da yüzde 10 civarında düşerek 353,5 milyar liraya gerileyen Fortune 500 şirketlerinin net satışları, geçen yıl yüzde 28 artışla 452,8 milyar liraya yükseldi. Fortune 500 net satışlarının yükselmesinde geçen yıl listeye girmeyen, ancak bu yıl şeffaflık politikalarını önde tutarak listeye giren birtakım büyük şirketlerin etkisinin olduğu belirtildi.
http://www.patronlardunyasi.com
- Faizi bile zengin edecek
Süper lotoda 9 haftalık devrin ardından Milli Piyango yetkililerince bu hafta 22 milyon liraya ulaşacağı belirtilen büyük ikramiye, günlük faiziyle bile talihlileri zengin edecek.
Milli Piyango İdaresi, vatandaşların bu hafta 25 milyon liralık süper loto oynamasını bekliyor.
Milli Piyango İdaresi Genel Müdürlüğü yetkililerinden edinilen bilgiye göre, 9 haftadır 6 bilenin çıkmadığı ve 20 milyon 173 bin liralık büyük ikramiyenin 10. haftaya devrettiği süper lotoda büyük ikramiye vatandaşların rüyalarını süslüyor.
Bu hafta vatandaşların 25 milyon kolon Süper Loto oynaması bekleniyor. Bu da vatandaşların 22 milyon liralık büyük ikramiyeyi kazanmak için 25 milyon liralık oyun oynaması anlamına geliyor.
GÜNLÜK FAİZİ BİLE 9 AYLIK ASGARİ ÜCRETE BEDEL
Bu arada süper lotonun süper ikramiyesinin günlük faizi bile insanı zengin etmeye yetecek.
22 milyon liranın bankaya yatırılması halinde, 6 bilenler aylık 166 bin 760 lira faiz geliri elde edecek. Günlük faiz gelirleri ise 5 bin 558 lira olacak. Büyük ikramiyenin günlük faiz geliri bile asgari ücretlinin 9 aylık maaşına bedel.
Söz konusu paranın son Hazine ihalelerinde oluşan faiz rakamlarıyla Hazine bonosuna yatırılması halinde yıllık getirisi 1 milyon 761 bin lira olacak.
Bu şekilde, talihli ya da talihlilerin aylık faiz geliri 146 bin 75, günlük faiz geliri de 4 bin 824 lirayı bulacak.
22 milyon lira ile 41 bin 509 adet cumhuriyet altını alınabilecek. Büyük ikramiye, 13 milyon 373 bin 860 dolara karşılık geliyor.
Bu yıla damgasını vuran inşaat ve otomotiv de tüm cazibesiyle talihliyi bekleyen sektörlerden. Talihli kişi parasını isterse ortalama 25 bin liradan 880 araç satın alarak kendisine dev bir filo kurabilir.
Eğer Süper Loto talihlisi, sahip olacağı serveti gayrimenkule yatırmak isterse de ortalama 150 bin liradan toplam 146 evin sahibi olabiliyor. Bu evlerden kira zengini olabilecek şanslı kişi, her bir evi ortalama 750 liradan kiraya verirse, aylık 110 bine liraya yakın kira geliri elde edebilir. Süper ikramiyenin aylık faiziyle dahi 1 lüks konut edinilebilecek.
103 KEZ DÜNYA TURU, ÇIRAĞAN’IN SULTAN SUİTİ’NDE 648 GECE
Loto talihlisi kazanacağı parayla dünyanın en lüks gezilerinden birine de çıkabilir.
VİP Turizmin kişiye özel hazırladığı dünya turuna 90 bin avro ödeyerek katılmak mümkün. Talihli eğer bu ücreti öderse, Japonya’dan başlayacak turunu Avusturya ve Yeni Zelanda’da sürdürebilir, tropik adalarda vereceği bir molanın ardından Güney Afrika’da safari yapabilir. Güney Amerika’da Arjantin ve Şili’de görebileceği eşsiz tangoların ardından gezisini, ABD’deki Miami, New York ve Las Vegas ile tamamlayabilir. Şanslı kişi böyle bir geziye sahip olduğu servetle 103 kez çıkabilir.
Türkiye’ye gelen zengin misafirlerin gözdesi olan Çırağan Sarayı’nda eşsiz bir konaklama yaşama şansına da sahip olacak talihli, geceliği 20 bin dolardan Grand Sultan Suiti’nde 648 gün kalabilir ve Boğaz’ın keyfini dilediği gibi çıkarabilir.
OTOMOBİL TUTKUSU VE 36 BİNDEN FAZLA TEK TAŞ PIRLANTA
Süper Loto talihlisi lüks içinde yaşamak isterse birbirinden farklı seçeneklerle baş döndüren imkanlara sahip. Dünyanın en pahalı otomobili olarak nitelendirilen ve Türkiye’de bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar sınırlı sayıda olan 2 milyon dolarlık Bugatti Veyron 16.4’ten yaklaşık 7 tane satın alıp, trafikteki dikkatleri üzerine çekebilir.
Lüks yaşamın olmazsa olmazlarından lüks yatlarda ise üst sınırı belirlemek zor. Dünyanın en pahalı yatı "Eclipse" 1 milyar dolarlık fiyatıyla dudak uçuklatıyor. Eğer talihli isterse Türkiye’deki işadamlarının en çok tercih ettikleri süper sınıfındaki 28 metrelik bir yatı 3 milyon dolara rahatlıkla satın alabiliyor.
Büyük ikramiyeyi kazandıysanız ve dünyanın incisi İstanbul Boğazı’ndan yalı sahibi olmak istiyorsanız adımlarınızı dikkatli atmanız gerekebilir. Çünkü, Boğaz’da gösterişli bir yalı alabilmenin maliyeti en az 30 milyon liradan başlıyor. Bununla birlikte Boğaz’da daha küçük ve "yol yalısı" olarak tabir edilen, denizle direkt bağlantısı bulunmayan yalılar ise yaklaşık 5-6 milyon liraya alınabiliyor.
Lüksün bir diğer adı olan mücevherlerde talihlinin zevkleri arasına girebilir. Talihli, ortalama 600 liradan, 36 binden fazla tek taş pırlanta yüzük sahibi olabilir.
EN BÜYÜK İKİNCİ İKRAMİYE
Süper lotoda bugüne kadarki en büyük ikramiyeyi 12 hafta devirin ardından 12 Mart 2009 çekilişinde verilen 49 milyon 817 bin liralık ikramiye oluşturdu. 12 Mart 2009 çekilişinde 2 talihli, 6 rakamı bilerek büyük ikramiyeyi paylaşmıştı.
22 milyon liralık ikramiye 22 Mart 2009 çekilişindeki ikramiyeden sonraki en büyük ikramiye olma özelliğini taşıyor.
Süper lotoda 22 milyon liralık süper ikramiyeye giden 9 haftalık devir süreci 28 Nisan 2011 tarihinde başladı.
Öte yandan Milli Piyango İdaresi Genel Müdürlüğü yetkilileri, süper lotoda büyük ikramiyenin 6 bilen çıkana kadar devretmeye devam edeceğini bildirdi.
http://www.patronlardunyasi.com
- Milyarderler en çok hangi il'den çıkıyor
Zenginliğin şehirle alakası var mı bilinmez ama Koç'tan Sabancı'lara, Karamehmet'ten Özyeğine, Ülkere işte Türkiye'nin en zenginlerinin memleketleri:
Zenginliğin şehirle alakası var mı bilinmez ama Koç'tan Sabancı'lara, Karamehmet'ten Özyeğine, Ülkere işte Türkiye'nin en zenginlerinin memleketleri:
Ahmet Çalık: Malatya
Hüsnü Özyeğin: 1944 İzmir doğumlu.
Mehmet Emin Karamehmet: 1 Nisan 1944, Tarsus, Mersin
Vehbi Koç: 20 Temmuz 1901, Ankara
Şarık Tara: 22 Nisan 1930 yılında Üsküp'te doğmuştur
Ferit Şahenk: 1964 yılında Ankara’da dünyaya geldi
Sakıp Sabancı: 7 Nisan 1933(1933-04-07), Kayseri
Ali Ağaoğlu: Trabzon Of'ludur
Erman Ilıcak: 1967 Malatya Darende doğumlu
Semahat Arsel: 1928 Ankara
Rahmi Mustafa Koç: 20 Temmuz 1930, Ankara
Ahmet Nazif Zorlu, 1 Şubat 1946'da Denizli Babadağ'da doğdu
Suna Kıraç: 1941, Ankara
Bülent Eczacıbaşı: İstanbul'da 1949 yılında doğdu
Tuncay ÖZİLHAN: 9 Temmuz 1947’de Kayseri’de doğdu
Faruk Eczacıbaşı: 1954 yılında İstanbul' da doğdu.
Sinan Tara: Şarık Tara'nın oğludur. Baba memleketi Üsküp'tür
Aydın Doğan: 1936 yılında Gümüşhane'de doğmuştur
Şevket Sabancı: 1936 Kayseri doğumludur.
Turgay Ciner: 1956 Artvin - Hopa
İshak Alaton: Doğum tahihi ve yeri: 1927, İstanbul
Erdoğan Demirören: Doğum Tarihi ve Yeri: 28 Ağustos 1938 - İnegöl
Mehmet Nazif Günal: Artvinlidir
Hanzade Doğan Boyner: Aydın Doğan'ın kızıdır. Ailesi Gümüşhane'lidir
Arzuhan Doğan Yalçındağ: Aydın Doğan'ın kızıdır. Ailesi Gümüşhane'lidir
Ömer Koç: Doğum 24 Mart 1962, Ankara
H. İbrahim Bodur: 1928 yılında Çanakkale ilinin Yenice ilçesinde doğmuştur
Erol Üçer: Ankara doğumludur
Mustafa Koç: Doğum 1960 İstanbul
Ali Koç: 2 Nisan 1967 İstanbul
Ömer Dinçkök: 1948'de İstanbul"da doğdu
Ali İsmail Sabancı: d. 1969, Adana doğumludur. Ailesi Kayserilidir
Ethem Sancak: Siirt'lidir
Demir Sabancı: 1971 Adana doğumludur. Ailesi Kayserilidir
Demet Sabancı: 1965 Adana doğumludur. Ailesi Kayserilidir
Hamdi Akın: 1954 İstanbul doğumlu
Çiğdem Sabancı: Sabancı ailesi Kayseri'lidir
http://www.patronlardunyasi.com
25 Haziran 2011 Cumartesi
..BMW’nin en hızlı büyüdüğü ikinci pazar Türkiye oldu
ALMAN lüks otomobil üreticisi BMW, 2011 yılı Mayıs’ında üretim tarihinin en yüksek satış rakamına ulaştı. Dünya genelinde toplamda 147 bin 563 adet BMW, MINI ve Rolls-Royce otomobil teslim eden alman üreticisi geçtiğimiz yılın Mayıs ayında 120 bin 850 adetlik satış gerçekleştirmişti. Yıl içinde Mayıs sonuna kadar yapılan teslimatlar yüzde 20.7 oranında artış göstererek 667 bin 511 adede ulaştı. Hindistan satışlarını yüzde 160 artırarak en fazla büyüyen ülke olurken, Türkiye’de mayıs ayında geçen yıla göre yüzde 130.2 büyüme kaydederek BMW’nin satışlarını en çok artırdığı ikinci pazar oldu. BMW AG Yönetim Kurulu üyesi ve Satış ve Pazarlama sorumlusu Ian Robertson: “Satışlar yönünden şimdiye kadar geçirdiği en başarılı mayıs ayı oldu” dedi.
http://www.hurriyet.com.tr
24 Haziran 2011 Cuma
...Türk Telekom'da sürpriz istifa
Paul Doany, Türk Telekom Yönetim Kurulu ve Denetim Komitesi Üyeliğinden istifa etti.
Paul Doany, Türk Telekom Yönetim Kurulu ve Denetim Komitesi Üyeliğinden istifa etti.
Türk Telekomünikasyon A.Ş'nin Kamuyu Aydınlatma Platformu'nda (KAP) yayımlanan açıklamasında, şirket Yönetim Kurulu ve Denetim Komitesi üyelerinden Paul Doany'nin, 23 Haziran 2011 tarihi itibariyle şirketin yönetim kurulu üyeliğinden istifa ettiği bildirildi.
Boşalan Yönetim Kurulu ve Denetim Komitesi üyeliği için Rami Aslan'ın seçilmesine ve bu seçimin yapılacak ilk genel kurulda hissedarların onayına sunulmasına karar verildiği belirtildi.
Aslan'ın, halen Dubai'de Oger Telekom'un, Güney Afrika'da Cell C ve 3C'nin, Ürdün'de ise MedGulf'ın yönetim kurullarında üye olarak görev yaptığı, aynı zamanda 2005 yılında katıldığı Oger Telekom Grubu'nun kıdemli danışmanı olarak hizmet verdiği bildirildi.
http://www.patronlardunyasi.com
..Ak Partili İbrahim Çağlar'dan yeni 'Ak' şirket
Ak Parti'nin kurucuları arasında yer alan İTO Meclis Başkanı Çağlar'dan yeni 'Ak' şirket
İbrahim Çağlar, siyaset ve iş dünyasının yakından tanıdığı bir isim. İTO (İstanbul Ticaret Odası) Meclis Başkanı Çağlar, AK Parti’nin de kurucuları arasında...
İbrahim Çağlar, son yıllarda siyasetten ziyade iş dünyasındaki yeni girişimleriyle gündeme geliyor. Farklı alanlarda birbiri ardına şirketler kuran Çağlar’ın bir ay önce medyaya da el attığını yine bu sayfalarda yazmıştık.
Çağlar’ın Şenol Duman’ın da aralarında bulunduğu ortaklarıyla kurduğu “SM5 Haberleşme Hizmetleri A.Ş.” internet medyası ile telekom dünyasını birleştirici çözümler üretmeyi planlıyor.
İbrahim Çağlar’ın iş dünyasındaki ilk göz ağrısı tekstil. Ancak son yıllarda tekstilin yanına birçok sektör ekledi.
Hatırlanacağı gibi Çağlar, geçen yılın son ayında Birleşik Arap Emirlikleri’nde faaliyet gösteren Salem Holding’in sahipleriyle ortak sağlık turizmine girmiş ve “HB Sağlık Hizmetleri A.Ş.” adıyla bir sağlık köprüsü kurmuştu. Ardından da 2010’un sonunda “Bizel Enerji” ile enerji sektörüne adım atmıştı...
Çağlar’ın son şirketi de yine enerjiyle ilgili. Adı da oldukça anlamlı: “AK Akım Enerji Anonim Şirketi”... AK’ı AK Parti’yi çağrıştırıyor. AK Akım diye okuyunca bizim aklımıza Mavi Akım geldi.
Tabii bunlar işin şakası.
AK Akım, adından da anlaşılacağı üzere bir enerji şirketi. Ana faaliyet alanı ise elektrik enerjisinin toptan ve perakende satışı. 100 bin TL sermayeli şirkette İbrahim Çağlar’ın büyük ortakları Ahmet İniş ve Şerif Enis görülüyor. Çağlar’ın AK Akım’ın sermayesindeki payı 12 bin 500 TL. İbrahim Emre Akpınar, Eyüp Akdağ ve Mehmet Akdağ da aynı miktarda sermaye koymuşlar.
Para
http://www.patronlardunyasi.com
Borsa operasyonunda Mecnur Çolak ve 11 kişi hapse
Borsada manipülasyon yapıldığı iddialarına ilişkin soruşturma kapsamında mahkemeye sevk edilen 12 kişi tutuklandı.
Borsada manipülasyon yapıldığı iddialarına ilişkin soruşturma kapsamında mahkemeye sevk edilen 12 kişi tutuklandı.
Sarıyer Adliyesinde, soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı Bayram Köroğlu tarafından sorgulandıktan sonra tutuklanmaları istemiyle Sarıyer Nöbetçi 1. Sulh Ceza Mahkemesine sevk edilen 12 kişinin sorguları tamamlandı.
Mahkeme, eski futbolculardan Mecnur Çolak'ın da aralarında bulunduğu 12 kişinin tutuklanmasına karar verdi.Bu kişiler, Metris Cezaevine gönderildi.
http://www.patronlardunyasi.com
...MSN'ye Uşaklı rakip
Üç Uşaklı programcı anlık mesajlaşma sistemi messenger ile yabancı dilleri Türkçe'ye çeviren Google Translate'e rakip olacak yazılım geliştirdi. Milli Sistem Projesi'yle 161 dilde otomatik çeviri de yapılacak
Dünyada milyonlarca kullanıcısı olan anında ileti sistemi MSN'ye Türk rakip geliyor. Üç Uşaklı programcı, Milli Sistem Projesi (MSP) markasıyla ses getirecek yeni bir anlık mesajlaşma yazılımı geliştirdi. Anında mesajlaşma ve sesli iletişim kurma yazılımı olarak tanımlanabilecek MSP, 161 dille sohbet imkânı sağlıyor. Türkçe yazdığınız yazıyı Japonya'daki arkadaşınız Japonca okurken, konuşmalı sohbette de otomatik olarak çeviri yapıyor. Böylece yeni yazılım Google Translate'e de rakip olacak.
BAKANLIKTAN TESCİLLİ
Uşak'ta yaşayan üç arkadaş; Necmettin Özalp, Erdal Aslan ve Selçuk Ay uzun bir çalışmanın sonunda MSN ile yarışacak bir yazılım sistemi hazırladı. Kültür Bakanlığı'ndan tescillenen program için Microsoft'tan da dijital imza yetkisi alındı. MSP ileti sistemi üzerinden kan grubundan mesleğe kadar çok geniş yelpazede arama yapılabiliyor. Bu ileti sistemi 161 dilde çeviri yapabiliyor. Bu çevirinin Google'dan farkını ise programın tanıtım sorumlusu İslam Bahçe şöyle anlatıyor: "Google'da çeviride başarı oranı yüzde 50'nin altında. Bizim programda ise yüzde 70-90 aralığında. Sadece çeviri yapmıyor, yazışmalardaki 'mrb' gibi kısaltmaları da karşı tarafa açılımını yazarak gönderiyor. Örneğin, Çinli bir arkadaşınızla sohbet ediyorsunuz. Sizin Türkçe yazdığınız her cümle karşı tarafta otomatik olarak Çince oluyor."
DESTEK ARIYORLAR
Bu sistemin kullanımında server hizmetine 22 bin lira aylık ücret ödeyen Uşaklı programcılar MSP'nin uluslararası bir marka olması için devletten destek beklediklerini söylüyor. Kabine'nin kurulmasının ardından Ulaştırma Bakanı'nın kapısını çalacak olan programcılar KOSGEB'den de destek isteyecek.
Bakan da teşvik ediyor
Bu ülkenin gençlerinden bir Bill Gates neden çıkmasın?" diyen Sanayi Bakanı Nihat Ergün de bu tür girişimcilere büyük destek veriyor. Bakan Ergün, "Bugün milyar dolar seviyesinde değeri olan Microsoft, Hp ve Google gibi birçok firma, cesur ve fırsatları avantaja çevirme yeteneği olan genç girişimciler tarafından kurulmuştur. Bu ülkenin neden Oracle veya Dell gibi küresel firmaları niçin olmasın?" demişti.
http://www.sabah.com.tr
...Ankara-İstanbul 10 TL
Türkiye'nin merakla beklediği elektrikli otoda tasarruf rakamı netleşti. 20 dakikada şarj olacak elektrikli araçlar 100 kilometrede sadece 2.5 lira yakacak
Ankara-İstanbul arasını 10 TL'ye gidebilecek elektrikli araçların önü açıldı. Her araç LPG dönüşümü gibi elektrikli araç haline dönüşebilecek. Elektrikli araçlar 100 kilometrede sadece 2.5 TL yakacak. Araçların elektrikli hale dönüştürülmesinin bedeli ise 15 bin TL'yi bulacak. Ancak aracın yakıt tasarrufu göz önüne alındığında bu yatırım 7-8 ayda kendini amorti edecek. Edinilen bilgiye göre, ilgili teknik ve yasal düzenlemelerin Kasım 2010'da tamamlandı. İstanbul, Ankara ve İzmir'de ilk dönüşüm tesisleri kuruldu ve araçlar yollara çıktı. Araçların elektrikli otoya çevrilmesi için uzmanlara göre, yaklaşık 300 parçanın değişmesi gerekiyor. Ankara'da ilk elektrik şarj istasyonunun kurulması nedeniyle düzenlenen törene katılan Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, dizel araçların 100 km yolu 25-30 liraya, elektrikli araçları ise 2.5 liraya alabildiğini vurguladı. Ergün, "İsteyen her araç elektrikli araç haline gelebilir. Bunun teknolojisi var" müjdesini verdi. Nihat Ergün, elektrikli Renault Fluence'i de test etti.
HEDEF YÜKSEK TASARRUF
Teknolojinin pahalı olması nedeniyle değişim işlemi maliyetinin 15-20 bin TL tuttuğunu aktaran yetkililer, "Bir taksici aylık 2500 TL yakıt ve bakım masrafı yapıyor. Ancak elektrikli araçlar normal yakıtlı araçlara nazaran 10- 12 kat daha tasarruflu. Araçlar bu masrafı 7-8 ayda amorti edecek" dedi. Yollara çıkmaya başlayan araçlar içinse şimdiden şarj istasyonları hazırlandı. EPDK yetkililerinin verdiği bilgiye göre, elektrikli araçlar evde ve işyerinde her prizden şarj edilecek. Ancak bu şarj 7-8 saat sürebilecek. Yollara ise araçları 20 dakikada şarj edecek seri şarj aküleri konulacak.
Vergi artışı yok
Türkiye'nin otomotivde kritik noktada olduğunu vurgulayan Nihat Ergün, "Bugün itibariyle alınmış vergi artışı kararı söz konusu değil. Otomotiv kaleminde ithalat ihracatımızı geçmiş bulunuyor. Esas yol, vergiyi artırmaktan ziyade ürün çeşitliliğini artırmaktır" dedi.
http://www.sabah.com.tr
14 Haziran 2011 Salı
..Genç girişimcilere ödül yağacak
Bu yıl Türkiye'de ikincisi düzenlenen Creative Young Entrepreneur Award (CYEA) Yaratıcı Genç Girişimci Yarışması sonuçlandı. JCI (Junior Chamber International) ile Genç Liderler ve Girişimciler Derneği tarafından dünya çapında gerçekleştirilen CYEA Yaratıcı Genç Girişimci Ödülü Türkiye finalistleri Türk Telekom ve Turkuvaz Medya Grubu sponsorluğu ile düzenlenecek galada ödüllerini alacak. Finalistler Belçika'da gerçekleştirilecek olan CYEA 2011 dünya finalinde Türkiye'yi temsil edecek. Yarışmanın bu yılki jürisinde Brightwell Holding Yönetim Kurulu Başkanı Alphan Manas, Big Chefs Kurucusu Gamze Cizreli, Ayaydın Grup Başkanı Yalçın Ayaydın, Yemeksepeti.com'un Kurucusu Nevzat Aydın, Türk Telekom Pazarlama İletişimi Bölüm Başkanı İsmail Beyazıt, JCI Türkiye 2011 Başkanı Gülboy Güryel, Para Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Oğuz Demir ve CYEA 2010 Finalisti Murat Şahin yer aldı.
http://www.sabah.com.tr/Ekonomi
..Komşu grev ve kuşatma altında
Yeni grev dalgasının başladığı Yunanistan'da öfkeli vatandaşlar şimdi de krizin sorumlusu olarak gördüğü milletvekilleri hakkında suç duyurusunda bulunacak
Yunanistan'daki mali kriz, ülkedeki protesto gösterileriyle birlikte grevlerin de yoğunlaşmasına neden oluyor. Yunan hükümetinin orta vadeli sert ekonomik önlemlerin uygulanmasını öngören yasa tasarısını parlamentoya sunacağı bugün, işçi ve memur sendikaları 24 saatlik genel grev ilan etti. Aynı anda 3 haftadan bu yana her gün Yunan parlamentosu önünde protesto gösterileri düzenleyen ve kendilerini 'öfkeli vatandaşlar' olarak tanımlayan binlerce kişi parlamento binasını kuşatacaklarını açıkladı. Öte yandan 'öfkeli vatandaşlar' Yunan egemenlik haklarını kısan, maaşları kesintiye uğratan, fiyatları tetikleyen, işsizliği artıran, piyasaları durgunaştıran yasa tasarısını onaylayacak milletvekilleri hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını bildirdi.
S&P'NİN AZİZLİĞİ ŞAŞIRTMADI
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarından Standart & Poors'un (S&P) Yunanistan'ın notunu üç basamak düşürerek CCC'ye indirmesi Atina'da pek sürpriz olmadı. Yunanistan Maliye Bakanlığı, ülkenin uluslararası para piyasalarına 2012'den önce çıkmayacağını açıklamalarına rağmen bu not kırma işlemlerine anlam veremediklerini bildirdi. Yunan Maliyesi, Papandreu Hükümeti ile IMF ve Avrupa Merkez Bankası arasındaki müzakerelerin hiç dikkate alınmamış olmasını da yadırgadıklarını açıkladı.
YASA TASARISI AY SONUNDA MECLİS'TE
Yunanistan'da protesto gösterileri aralıksız devam ederken, ek kemer sıkma önlemlerinin yer aldığı yasa tasarısı şiddetli tepkilere yol açmasına rağmen 28 ya da 30 Haziran'da Yunan Parlamentosu'nun oyuna sunulacak.
http://www.sabah.com.tr/Ekonom
..Gürallar Afrika'ya açılıyor
Sanayide 50'nci yılını kutlayan Güral Grup Yönetim Kurulu Başkanı Nafi Güral, kurmaylarına Afrika'ya yönelik 50 sektörlük liste verdi. Yöneticiler temmuzda Afrika'nın yolunu tutacak
2023 hedeflerini gerçekleştirmek için özel sektöre büyük görevler düştüğünü ve globalleşmenin şart olduğunu söyleyen Güral Grup Yönetim Kurulu Başkanı Nafi Güral, kurmaylarına 'ilk hedefiniz Afrika' dedi. Türk şirketlerinin sadece ihracat değil diğer ülkelerde ortaklıklar kurmak yoluyla da globalleşmeleri gerektiğini ifade eden Güral, dünyanın her yerinde büyük fırsatlar doğduğunun altını çizdi.
'TAVSİYE ETTİM'
Güral, bunun örneklerinin Afrika ülkelerinde görülebileceğine değinerek şunları söyledi: "Afrika'ya bir ziyarette bulundum. Afrika denilince insanların aklına açlık geliyor ama Güney Afrika'ya baktığınızda Doğu Avrupa ülkelerinden daha gelişmiş durumda. Bütün Afrika'nın ihtiyacını onlar karşılıyor. Beni Zambia Cumhurbaşkanı'yla tanıştırdılar. 'Size ne lazım?' diye sordum. 'Her alanda ihtiyaç var' dediler." Afrika seyahati dönüşü yönetimdeki çocukları ve profesyonellerine Afrika'da yatırım yapılabilecek 50 sektörlük liste verdiğini ve buralarda yatırım yapılmasını tavsiye ettiğini anlatan Güral, "Onlar karar verirlerse bu bölgede yatırım yapılacak. Temmuz ayının ortalarında bir heyet gidip liste doğrultusunda araştırmalara başlayacak" dedi. Afrika'nın bütün ihtiyaçlarını Güney Afrikalı yatırımcıların karşıladığını söyleyen Kütahyalı işadamı, Türk şirketlerinin bu bölgede çok başarılı olabileceğine inandığını ifade etti.
'SERAMİKTE LİDERİZ'
Bu yıl sanayideki 50'nci yılını kutlayan Nafi Güral, bir taşra şehrinden çıkıp dünyaya egemen olduklarını belirterek, porselende dünyanın en güçlü firması haline geldiklerini anlattı. "Öyle bir şirket kurduk ki bugün size teslim etsem 5 yıl sistem tıkır tıkır işler. 5 yıl sonra teklemeye başlar. Ben işi öğretirim insanlara ama kaptan köşküne arada bir uğrarım" diyen Güral, 2001 krizinde dümene geçtiğini ancak 2008'de buna gerek görmediğini belirtti.
İLK ÜÇ AYDA 40 milyon TL CİRO
KÜTAHYA Porselen, 2011'in ilk üç ayı itibarıyla net dönem kârını yüzde 291 artırarak 2.3 milyon liraya yükseltmiş durumda.
GEÇEN yılı 142 milyon dolarlık ciroyla kapatan şirketin bu yılın ilk üç ayında elde ettiği satış geliri 39.1 milyon TL.
İHRACAT rakamlarına bakıldığında ise geçen yıl 35 milyon liralık kâr elde edildiği görülüyor.
Showroom'a 5 milyon TL
GRUP 5 ayrı şehirde beş büyük showroom da açtı. Bu alanda 5.1 milyon liralık yatırım yapan Kütahya Grup, Antalya'da Türkiye'nin en büyük seramik showroom'unu devreye aldı. Nafi Güral, bu yıl Eskişehir'de dev bir eğitim merkezi açacaklarını söyledi
Sonbaharda yeni otel açıyor
17 fabrikada üretim yaptıklarını belirten Nafi Güral, turizm sektöründe de ödül alan yatırımlar yaptıklarının altını çizdi. Sapanca ve Kütahya'daki otellerinin yanı sıra grubun en büyük turizm yatırımı Güral Afyon Wellness&Convention isimli kongre ve termal oteli sonbaharda hizmete girecek.
http://www.sabah.com.tr/Ekonomi
..Ford 1000 kişi alacak
2010 sonunda 630 milyon dolarlık yatırım yapma kararı alan Ford Otosan şimdi de kapasite artışına gidiyor. 320 bin araçlık kapasite 400 bine, çalışan sayısı ise 9 bin 500'e ulaşacak
2010 yılı ekim ayında 630 milyon dolarlık yatırım yapma kararı alan Ford Otosan kapasite artışına gidiyor. Böylece, Ford Otosan'ın 320 bin kapasiteli Kocaeli Fabrikası 400 bine çıkacak. Yeni kapasite artışıyla şu anda 8 bin 413 olan çalışan sayısı da 1.000 kişiden fazla artarak 9 bin 490 kişiye ulaşacak. Ford, Avrupa'daki üretim planlarını ürüne dayalı büyüme stratejisi doğrultusunda yeniden düzenlerken Türkiye'de de üretim hacmini genişletme kararı aldı. Düzenleme ile birlikte Ford Motor Company, önümüzdeki yıllarda kapasite kullanımı, verimlilik ve yatırımların etkinliğini artırırken, üretim esnekliğinin korunmasını sağlamayı da amaçlıyor. Avrupa'da agresif ve ürüne dayalı büyüme stratejisine destek vereceğini açıklayan Ford Motor Company, bu hamleyle üretimde verimliliğinin kapasite kullanımının artırılmasını hedefliyor. Gelecek 3 yıl içerisinde en az 20 yeni veya yenilenen model lansmanı yapmayı planlayan Ford, global ürün portföyünü güçlendirmeyi amaçlıyor.
BÜYÜMEDE KİLİT KOCAELİ
Ford'un global ticari araç üretim planlarında Kocaeli'ndeki tesisin kilit rol oynadığını söyleyen Ford Otosan Genel Müdürü Nuri Otay, "Ford Otosan olarak, toplam araç satışlarımızın yüzde 75'ini ihracat olarak gerçekleştiriyoruz. Ürettiğimiz ticari araçları 5 kıtada 70'den fazla ülkeye ihraç ederek, Türk mühendisinin ve Türk işçisinin elinden çıkan kaliteyi ve mühendislik yeteneğini tüm dünyaya gösteriyoruz" diye konuştu.
Toplam yatırım 1 milyar dolar
2011'i ticaride yatırım yılı olarak ilan ettiklerini söyleyen Nuri Otay, "2010'da 630 milyon dolarlık yatırım başlattığımızı açıklamıştık. Transit yatırımına ilaveten 205 milyon euroluk ikinci yatırım kararı aldık. Yeni ürünler için yapılacak toplam yatırımımız 1 milyar doları aşacak. Üretim kapasitemiz ise 400 bine ulaşacak" dedi.
http://www.sabah.com.tr/Ekonomi
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)