31 Aralık 2011 Cumartesi

- Makyay kalitede dünya ile yarışıyor...

-Salih Demirhanı tanıyabilir miyiz?
-Salih Demirhan: İstanbul Bilgi Üniversitesi Uluslararası Ticaret Bölümü mezunuyum. 10 yıldır Makyay bünyesinde farklı departmanlarda görev aldım. Şuan Pazarlama Satış Müdürü olarak görevime devam etmekteyim.

-Firmanız hakkında bilgi verir misiniz?
-


Salih Demirhan: Makyay Makine ve Yay San. Tic. ve Ltd.Şti.nin resmi kuruluş tarihi 1985dir. 6500 m2 arsa üzerine kurulu 14.000 m2 kapalı alandır. Bu alanın 2800 m2‘si depo ve lojistik alanıdır. 160 adetlik makine parkurumuzla, baskı yaylarında 0,10-8,00 mm, çekme yaylarında 0,10-5,00, kurma yayarında 0,10-6,00, formlu parçalarda 0,20-13,00 Bobin yayları 0,50-5,00 mmye kadar parça üretimi yapmaktayız. Bunun yanısıra Bihler ve Bruderer teknolojisiyle klips ve preslik parça üretimleri de yapmaktayız. Müşterilerimizden gelen talepler doğrultusunda mevcut yay üretim teknolojilerinin yetersiz kaldığı durumlarda spesifik CNC yay makinelerinin üretimini yapmaktayız. Türkiyedeki elektrik, elektronik, otomotiv, gaz ve beyaz eşya sektörlerinin lider firmaları ile çalışmanın avantajını kullanarak kurumsallaşmayı başarmış yay firmasıyız.

ISO 9001:2000 kalite sistem belgesiyle hizmet vermekteyiz. Hedeflerimiz arasında ISO-TS 16949 belgesinin 2010 yılı içerisinde alınması yer almaktadır.

Dünyadaki son teknoloji Makyayda var

-Yay sektöründe Avrupanın en iyi 10 firmasından biri olmayı neye bağlıyorsunuz?
Salih Demirhan: Öncelikli olarak teknolojiyi yakından takip ederek, doğru ve zamanında yapılan yatırımlara bağlıyoruz. Diğer bir etken ise geçmiş yılların tecrübe ve deneyimlerini kullanarak kurumsallaşmayı başarmış olmamızdır. Son teknolojik yatırımlarla, kurumsallaşmanın ve üstün teknik deneyimin getirisi olarak otomotiv ve elektrik sektöründeki lider firmaların ihtiyaç ve beklentilerini karşılamaktayız. Otomotiv sektöründe birinci derecede önemli emniyet parçalarını üretebilecek ve %100 sağlam parça üretebilecek yeterlilikteyiz.

Kısacası dünyadaki lider yay üreticilerinin kullandığı gerek teknoloji, gerekse sistemsel ve proses yönetimi anlamında oluşturulmuş düzen firmamızda etkin şekilde yönetilmektedir

İhracat faaliyetlerinizden bahseder misiniz?
-Salih Demirhan: 2008 yılı ihracat oranımız %35dir. Bu yılki hedefimiz ise ihracat rakamlarında %25 büyümektir. Makyay olarak Çin dâhil dünyadaki birçok ülkeye yapmış olduğumuz ihracatımızla ülke ekonomisine katkı sağlamanın mutluluğu içerisindeyiz. Global kimlik altındaki firmalarla çalışmanın vermiş olduğu avantajla ihracat oranımız gün ve gün artmaktadır

Krizde ne gibi tedbirler aldınız?
-Salih Demirhan: Kriz ortamıyla beraber müşteri taleplerindeki adetlerin azalmasından dolayı müşteri sayımızı artırarak cirosal anlamda kayıplarımızı minimize ettik. Bünyemizde bulundurduğumuz hammadde stokunun vermiş olduğu avantajı, hammadde alımlarını kısıtlayarak nakit çıkışlarını minimize etmeye çalışarak kullandık. Kriz döneminde firma kurucumuz Sayın Vedat Demirhanın Makyay tüm çalışanları bir ailedir düşüncesinden yola çıkarak işçi çıkartmaktansa daralan pazarda yeni müşteriler kazanarak kriz ortamında çalışanlarımızı madur etmeden yolumuza devam etmekteyiz.

-Pazarlama faaliyetlerinizden bahseder misiniz?
-Salih Demirhan: Pazarlama faaliyetlerimizi reklamsal anlamda çok fazla olmamakla birlikte %100 müşteri memnuniyetini sağlayarak yürütmekteyiz. Global çalıştığımız firmalara vermiş olduğumuz tatmin edici hizmetten dolayı dünyadaki diğer kuruluşları için de potansiyel tedarikçi olmaktayız. Bir diğer pazarlama stratejimiz ise pazar analizleri yapıp hedef pazar seçiminde fazla dağılmadan pazara nüfus etmektir.
Vedat Demirhan: Sanayiciye bir yıl geri ödemesiz kredi verilmesi gerekmektedir

Geçen ay ziyaret ettiğimiz 35 yıllık sanayici Vedat Demirhan ile imalat sanayinin ve üretici firmaların genel sorunları üzerine görüşme fırsatı bulduk.

-Vedat Bey krize rağmen genel imalat sanayinin ve iş yaptığınız sektörlerin durumu hakkında neler söyleyebilirsiniz
-Ülkemizde üretim yapan firmaların büyümesi ile ilgili olarak firmalar yatırımlarında, uzun yıllardan beri leasing ve banka kredileri kullanmaktadırlar. Geçmiş dönemlerde leasing ile yapılan yatırımlar, yatırım avantajı olarak görünmekteydi. Fakat günümüzde leasinglerdeki değiştirilen kanunlar nedeniyle leasing ile yapılan yatırımlar avantajını kaybetmiştir. Ekonomik koşulların zorlaşması, rakip firmaların rekabeti, hammadde fiyatlarının artışı, döviz endeksinin değişkenliği gibi etkenler üretim yapan firmaların fiyat ve satış politikalarını olumsuz yönde etkilemektedirler. Yapılmış olan makine yatırımlarının uzun vadeli yatırım olmadığı sürece kazançları, yatırımın aylık taksit bedellerini ödeyemez duruma gelmiştir. Uzun vadeli yatırımlara leasing ve banka kuruluşlarının sıcak bakmamalarından dolayı sanayiciler uzun vadeli yatırımlar yapamamaktadırlar. Yapılmış olan makine yatırımlarının aylık gelirleri hiçbir şartla, makinelerin aylık taksitlerini ödeyememektedir.

Sanayicinin önü açılmalı

Banka kredileri ile yatırım yapmış olan firmalar kriz patlaması ile beraber üretim siparişlerinin iptal edilmesi ve aynı zamanda azalması, firmaların aylık cirolarını önemli ölçüde düşürmüştür. Durum öyle bir hale gelmiştir ki, ciroların yapmış olduğu karlar, kullanılmış banka kredilerinin aylık ödemelerine yetmez durumdadır. Firma yöneticileri banka ve yatırım borçlarını, ikinci bir kredi ile ödeme yoluna gitmiştir. Alınan bu krediler gün ve gün büyüyerek ödenemez hale gelmiştir. Bankalardan alınan krediler firma kurtarma operasyonundan ziyade firma batırma operasyonuna dönüşmüştür. Kriz nedeni ile firmalar alacak cari hesaplarını tahsil etmekte zorluklar yaşamaktadırlar. Firmaların bu sıkıntılardan çıkabilmesi için bankaların en az bir yıl ödemesiz, iki yıl faiz ödemeli, üç yıl geri ödemeli krediler temin edilerek sanayiciye ciddi bir şekilde rahatlatma, finansal olarak önünü açma ve sanayici kurtarma operasyonunu sağlamaları gerekmektedir. Kısa vadeli krediler sanayiciyi hiçbir şekilde kurtarma operasyonu olarak düşünülemez. En azından KOBİ işletmelerine KDVsini dahi ödemiş oldukları batık firmalardan tahsil edemedikleri alacakları için uzun vadeli kredi desteği sağlanmalıdır. Mahkemelik olan firmaların mahkeme kararı ile alacaklarını tahsil etmeleri çok uzun bir sürece yayılmakta birlikte, bu kriz döneminde alacağını tahsil edebilmeden ziyade mahkeme masrafları da firmaların üzerinde yük kalmaktadır.

Döviz girdilerinin artırılması

Ülkemizde son yıllarda Dünyada rekabet edebilecek çok sayıda irili ufaklı KOBİ işletmeleri faaliyet göstermektedir. Bu firmalar dünya kalite standartlarında son yıllarda tercih edilebilir konuma gelmişlerdir. Kullanılan hammadde veya yarı hammaddeler yurt dışından temin edildiği için dünyadaki hammadde üretici firmaları ile ülkemizdeki hammadde maliyetleri farkı ortaya çıkmaktadır. Bu hammaddelerle ihracat yapabilmemiz için bir hammadde nakliye girdisi bir de mamul ürünün ihracat maliyetlerine eklendiğinde dünya piyasalarında rekabet edebilirliğimizi azaltmaktadır. Ülkeye döviz getirebilmek için uygun maliyetli fiyat vermemiz gerekmektedir. Bu nedenden dolayı ihracat yapan firmalara ihracat yol masraflarının devlet tarafından karşılanması gerekmektedir. Üretim sektöründe vergilerin düşürülmesi ülkede ki yatırımların üretim sektörüne kaymasına, ihracatın artmasına dünya ile rekabet edebilir bir ülke haline gelmemize bu nedenle döviz girdilerimizin kat kat yükselmesine neden olacaktır.

Ben yıllarca üretim sektöründe bir işveren olarak ülkemizin refaha kavuşabilmesi için toplumumuzun tüketici değil üretici bir toplum haline gelmesi düşüncesindeyim. Yoksa birileri biz ürettik buyurun baylar siz yiyin demez.

Kaynak/www.subconturkey.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder