2 Ocak 2012 Pazartesi

Piyasalar, gayrimenkul almak isteyenler için olumlu bir zaman diliminde.

Geçen yılı durgun sayılabilecek bir seyirde geçiren gayrimenkul sektörü bu yıl yukarı doğru bir ivme kazandı. İnşaat sektöründe orta ve üst gelir grubuna hitap eden dev konut projeleri ardı ardına yükselirken bu yıl görücüye çıkarılan yeni konut projeleri sektördeki büyümeyi kanıtlar nitelikte. Karlarını minimize eden markalı konut üreticileri dünya piyasalarındaki dalgalanmalara rağmen yeni projelerini birbiri ardına sıralayarak Türkiye ekonomisine duydukları güveni yeni projelerle bir kez daha ortaya koydular.
Bu yıl dünya piyasalarında yaşanan dalgalanmalara ve konut kredisi faiz oranlarındaki artışlara rağmen geçtiğimiz yıl yaşanan durgunluğu aşıp harekete geçen sektörde satışlar arttı. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) konut satış verileri de sektörde yaşanan hareketlenmeyi doğrular nitelikte. 2010’un ilk çeyreğinde 86 bin konut satılırken bu yıl aynı dönemde 91 bin satış yapıldı. 2010’un ikinci çeyreğinde 90 bin konut satılırken bu yıl bu sayı 107 bine ulaştı.
Bankaların kredi fonlama maliyetlerindeki artışlar konut kredisi faiz oranlarına yansımaya devam ediyor. Bu yıl içinde kredi fiyatlarının yüzde 60 oranında yükseldiği görülüyor. Öyle ki konut kredisi maliyet oranları, son iki yılın en yüksek seviyesine ulaştı ve piyasa Kasım ayı itibariyle 2009 yılı sonundaki fiyatlama seviyelerine geri döndü.
Ancak bu süreçte markalı konut üreticilerinin tüketiciler lehine düzenledikleri cazip kampanyalar konut satışlarının devam etmesini sağladı.

BÜYÜME TRENDİNE GİRDİ
2010’da ekonomik krizin etkilerini üzerinden atan ve yüzde 15.1 oranında büyüyen inşaat sektörü 10.8 milyar dolar reel katma değere ulaşmıştı. Dünya piyasalarındaki dalgalanmalara rağmen büyüme trendine giren sektörün bu yılı da iki haneli büyüme rakamları ile kapaması bekleniyor.
Bu yıl başta konut yapımı olmak üzere inşaat sektöründe büyük gelişme yaşandı. Gelişme özellikle konut alanında çok dikkat çekici boyutlara ulaşırken, sektör bir önceki yıla göre yüzde 12 oranında büyüdü. Türkiye genelinde, 2005-2007 yılları inşaat sektörü açısından çok olumlu geçmiş 2008-2010 yılları arasında ise bir daralma yaşanmıştı. Sektördeki daralma, 2011 yılı ile birlikte yerini gelişmeye bıraktı. 2011 yılının ikinci yarısından itibaren, hızlı bir gelişme yaşandı ve bir önceki yıla göre bu gelişme yüzde 12 oranlarına kadar çıktı. Özellikle markalı konuta büyük talep var. Markalı konut üreticileri bu talebe karşılık vermek için çok büyük toplu konut projelerini hayata geçirdiler. Bankaların konut kredisi faiz oranları yükseltmelerine karşın bu talep devam ediyor. Örneğin, bir ara aylık yüzde 0,65’a kadar düşen konut kredi faizleri yüzde 1'in üzerine çıkmasına karşın, konut talebinde bir düşüş yaşanmadı. Özellikle, İstanbul, İzmir, Ankara, Bursa, Adana, Kocaeli ve Gaziantep gibi illerde konut talebi sürekli artıyor. Bu talebe karşılık da çok büyük konut projelerinin hayata geçirilmesi için çalışmalar yapılıyor.


EV ALMA HAYALİ
Dünya ekonomisinde çok ciddi bir çalkalanma olmaması halinde 2012 yılının rutin bir yıl olması bekleniyor. 2012’de mütekabiliyet yasasının çıkarılması beklenirken bu çalışmaların 2013’e hazırlık niteliğinde olacağı ve sektörün 2013’ten itibaren ralli yapmasının beklendiği de vurgulanıyor.
Bugün ev alma hayalini 2011-2012’ye erteleyenler, konut fiyatlarının bundan sonra ne tür bir seyir izleyeceğini merak ediyor. Yani ev fiyatları daha düşer mi? Ev almak için beklemeli mi, yoksa hemen harekete mi geçmeli? Bu sorulara yanıt bulabilmek için Ekonomist’in geleneksel hale gelen “Gayrimenkul Saati” araştırmasını tekrarladık. Çünkü uluslararası gayrimenkul yatırımcıları, yatırımlarını yönlendirirken, Türkiye’de henüz yeterince tanınmayan bu yönteme de başvuruyor. Bu yöntemi, aslında konut ihtiyacı olduğu için almak üzere araştırma yapanlar da dikkate alabilir. Yani Gayrimenkul Yatırım Saati’ni (GYS).

BÜTÜN GÖSTERGELER ALIMDA
Bu saat sektördeki gelişmelerin yakından izlenip, yorumlanmasıyla belirlenen bir saat ama, bu saat öyle bildiğimiz klasik bir akrep yelkovanlı bir saat değil. Gerçi zaman göstergesi olarak 12, 3, 6, 9 rakamları var ama bu rakamların arasındaki bölümler saatten çok dönemsel bir fonksiyonu işaret ediyor.
Renklerle ifade edilen bu fonksiyonların bugünkü pozisyonuna bakıldığında bütün göstergelerin alım bölgesi için en uygun olan bölgede yani yeşil ve yeşilden sarıya geçişin olduğu 12 ile 3 ve 3 ile 6 bölgelerinin arasında toplandığı görülüyor.
Tablo ve açıklamasında daha ayrıntılı bir şekilde görebileceğiniz gibi gayrimenkul alımı için belki de son 10 yılın en uygun dönemi…
Gerçi ekonomistler ve gayrimenkul sektörünün önde gelen isimleri, “Bugün konut alınır mı?” sorusuna birbirlerinden farklı yanıtlar veriyor. Fakat buluştukları ortak bir nokta var. O da ev almak isteyen ve biraz nakit parası olanlar için bu dönemin son derece uygun olduğu şeklinde. İnşaatçılar, emlakçılar ve konut kredisi veren bankaların yöneticilerine göre şu an ev almanın tam sırası.
Fiyatların yeterince uygun olduğunu belirten sektör temsilcileri, "Fiyatlar bundan sonra düşmez, ev alacaksanız elinizi çabuk tutun" uyarısında bulunuyor. İnşaatçılar ise özellikle artan inşaat maliyetleri ve yüksek arsa fiyatları nedeniyle fiyatlarda bundan sonra ciddi bir düşüş olmayacağı görüşünü öne sürüyor.

FİYATLAR UYGUN
İnşaat maliyetlerinin artmasına karşın konut fiyatlarının yükselmediğine işaret eden sektör uzmanları, yılbaşından bu yana özellikle de orta sınıfa yönelik, metrekaresi bin 500 lira ile 2 bin 500 lira arasında değişen konutların alım için uygun fiyatlarda olduğunu belirtiyorlar.
Satın almalar için ortamın uygun olduğunu vurgulayan uzmanlar, genel olarak gayrimenkul piyasalarında olumlu havanın 2-3 yıl kadar devam edeceği ve tüm piyasalarda fiyat artışlarının sürmesinin beklendiğini belirtiyorlar.
Toplu konutlarda konut arzının fazlalığı nedeniyle tehlike dönemine girildiğine, konut kredi faizlerindeki artış, talebin daralmasına yol açtığına da dikkat çekeliyor. Piyasaya yeni girecek geliştiricilerin dikkatli olmaları da vurgulanıyor.
Ticari gayrimenkullerde ise 2010’dan itibaren yaşanan büyüme sürecinin sonuna yaklaşıldığına dikkat çeken uzmanlar, bundan sonraki süreç fiyat artışının yavaşlayacağı da belirtiliyor. Ofis piyasasında arzın hızla artması nedeniyle 2-5 yıllık periyodda boşluk oranında artma söz konusu olabilecek.
AVM ve depo piyasalarında ise arz artışına rağmen mevcut durumda arz-talebin daha dengeli olduğu vurgulanıyor.
Kaynak / www.ekonomist.com.tr
Haber : Levent Gökmen /

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder