Zoraki koalisyon hükumetleri, iflah olmaz bütçe açıkları, giderek artan ve faiz yükü ağırlaşan borçlar, 2000'lerin başında Türkiye ekonomisini bir kez daha patlamaya hazır bir volkan haline getirdi. Binbir zorlukla kurulmuş DSP-MHP-ANAP'tan oluşan 57. Koalisyon Hükümeti'nin Başbakanı Bülent Ecevit'in, terkettiği MGK toplantısı sonrası kameralar karşısına geçip; Cumhurbaşkanı'nın kendisine Anayasa kitapçığı fırlattığını açıklamasıyla zemberek boşaldı. Türkiye'de tarihinin en ağır ekonomik krizlerinden biri başladı. Borsa yüzde 14,6 düştü, repo faizleri yüzde 760'a fırladı. Merkez Bankası'ndan yaklaşık 7,6 milyar dolarlık döviz çıkışı oldu. Dolar bir kaç gün içinde o günün parasıyla 600 bin liradan 1 milyon 600 bin liraya tırmandı. İçi boşaltıldığı tespit edilen 22 bankanın ülkeye maliyeti 50 milyar doları aştı.
Bundan tam 10 yıl öncesi 19 Şubat 2001'de yaşananlar Türkiye'de hem ekonomik hem siyasi tarihte önemli bir kırılma noktası oluşturdu. Kendisinden önceki hükümet imzalamış olsa da ilk defa Uluslararası Para Fonu ile yapılan bir anlaşma sonuna kadar götürüldü. Başta bankacılık olmak üzere önemli ekonomik reformlar hayata geçirildi. İş dünyasının önde gelen isimleri, gelinen noktadaki ekonominin güçlü yapısının ve 2008 krizinin 'teğet' geçmesinde 2001'de yaşananlara karşı alınan tedbirlerin ve hayata geçirilen reformların dirayetle uygulanmasının etkili olduğunu düşünüyor. Esnaf, tüccar, sanayici ve bunların çatı kuruluşlarının temsilcileri Şubat 2001 krizinin 10. yıl dönümünde Cihan'a şu değerlendirmelerde bulundu:
Türkiye İşadamları ve Sanayiciler Konfederasyonu (TUSKON) Başkanı Rızanur Meral:
"Bir anlamda 2001 krizi ülkemiz için hayır, nimet oldu. Eğer ülkemiz o günleri görmese 2008'in ardından belini kolay kolay doğrultamazdı. 2001'i görmeseydik, son krizin ardından senelerce belimizi doğrultamazdık. Tabii burada siyasi istikrarın ve ekonomik öngörülebilirliğin önemli payı var. Geçen sürede önemli yapısal reformlara imza atıldı. Kararlı ve popülizmden uzak maliye yönetimiyle Türkiye istikrarlı bir konuma geldi. 2001'den bugüne çok önemli aşamalar kat edildi. İş hayatının olmazsa olmazı olan öngörülebilirlik oluştu. İnsanlar bugün orta ve uzun vadeli yatırımlar yapabiliyor. Türkiye büyüdü, bunda siyasi istikrarın önemli rolü var. Milli gelir, alım gücü arttı. Eskiden orta ve alt gelirli insanların ev alması hayaldi. Bugün herkes ev alabiliyor. KOBİ'ler, 2001 ve öncesinde içine kapandı. Bu firmalar artık dünyanın dört bir yanına açılıp ihracat yapıyor. Uluslararası oyuncu olmayı hedefliyor."
Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Başkanı Ömer Cihad Vardan:
"Türkiye, hem 2001, hem de sonrasında aldığı tedbirleri itina ile uyguladı. Finans yapısını yeniden dizayn etti. Geçtiğimiz 10 senede, sistem oturdu ve insanlara güven veren bir finans yapısı oluştu. Bunun en önemli ve olumlu etkisini 2008'in sonunda patlak veren küresel krizde gördük. Pek çok ülke ne yapacağını şaşırmış bir halde sorunlarına çare aradı. Bunalımın başladığı ABD'de yüzlerce banka battı. Hatta kimi ülkelerin kendileri iflas etti. Ama Türkiye, hem 2001 krizi sonrasında aldığı tedbirler ve onların itina ile uygulanması, hem de özellikle kriz dönemindeki akıllı ve çoğulcu yönetimiyle krizi rahat atlatan ülkelerin başında yer aldı. Bugün halen krizin menfi etkileri ABD ve Avrupa ülkelerinde devam ederken, Türkiye bu kelimeyi unuttu. KOBİ'ler, ülkenin büyümesinde ve ihracatın artmasında önemli bir konuma geldi."
Boydak Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hacı Boydak:
"2001 sonrası alınan tedbirler sayesinde 2008 krizi Türkiye'yi teğet geçti. 2001, Türkiye için kolay geçmedi. O zaman bankalarda kredi imkânları yoktu. Banka müdürleri telefonlara dahi çıkmıyordu. Son krizde hem bankaların hem devletin imkânları daha müsaitti. Tabii Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın dillendirdiği 'Kriz teğet geçecek.' sözüne kimi çevreler gülüyordu. Fakat biz gülmedik, bu sözlerini temel aldık. Faaliyetlerimizi de ona göre yürüttük. Nihayetinde gerek daha önce alınan önlemler gerek başvurulan yapısal reformlar ile kriz ülkemizi teğet geçti. Yunanistan'ın, İspanya'nın hali ortada. KOBİ'lerimizin durumu şu an iyi. KOSGEB'in ve TÜBİTAK'ın imkânlarından fazlasıyla yararlanıp dışarıya açılıyorlar."
Sanko Holding Yönetim Kurulu Başkanı Abdülkadir Konukoğlu:
"2001'den alınan dersler son ekonomik krizin daha rahat ve kolay atlatılmasına zemin hazırladı. Gelinen noktada Türkiye'nin önemli değişimlere tanıklık etti. İktidarın aldığı istikrarlı kararlar Türkiye'yi uçurumun ucundan döndürdü. Bununla kalmadı tepeye taşıdı. Tek parti iktidarı ve yönetimin devamlı olması önemli. Bakın koalisyon zamanlarında her bakandan ayrı sesler çıkıyordu. Bugün iktidar tek ses tek vücut. Kararlarda herhangi bir çelişki söz konusu değil. Ülkemiz ilerledi, önemli bir konum edindi. İhracat arttı. Sınır ülkelerle dostluklar güçlendi. Suriye, İran, Irak ve Yunanistan ile aramızda bir kavga kalmadı. Tüm yapılanları göz önüne aldığımızda 2008 krizini öngörülenden erken atlattık. Evet, bugün uçak havalandı."
İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkan Yardımcısı Dursun Topçu:
Türkiye 2008 ve 2009'da görülen ekonomik krizi hafif şekilde atlattı. Bankacılık sistemimiz sağlıklı olduğu için kriz ülkemize sirayet etmedi. Şubat 2001'den önce Türkiye'nin dış ticaret açığı iyice artmıştı, denge diye bir şey kalmamıştı. Şubat 2001'den sonra ise iktidarın aldığı kararlar ve Merkez Bankası'nın uygulamaları öne çıktı. 2001'deki devalüasyonun ardından şirketler büyük darbe yedi. Bugün gerek özel sektörde gerek bankacılıkta hal 2001'e oranla çok iyi. O gün ayakta kalan firmalar bugün daha iyi konumda, daha süratle büyüyor. Bankacılık sistemimiz çok iyi. Hal böyle olunca 2008 ve 2009 krize mührünü vuran krizi daha hafif şekilde atlattık. Siyasi istikrar ekonomi için çok önemli. Gelecek 5-10 sene için ekonomi daha öngörülebilir."
http://www.zaman.com.tr/haber
(CİHAN)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder