29 Nisan 2011 Cuma

e-ticaretle başlayıp nasıl zincir oldular?


‘Click to brick’ adı verilen bu yeni iş modeliyle büyüyen girişimciler milyon dolarlık cirolar elde ediyor

Tuğçe Altınsoy'un haberi/Para Dergisi

Online alışveriş patlayınca cirolarını artıran firmalar, fiziki mağaza yatırımlarına yöneldi. ‘Click to brick’ adı verilen bu yeni iş modeliyle büyüyen girişimciler milyon dolarlık cirolar elde ediyor...

35 milyon internet kullanıcısıyla Avrupa’nın beşinci büyük ülkesi olan Türkiye’de e-ticaret hacmi hızlı büyüyor. 2010’da 15.2 milyar liraya ulaşan ve 2011’de yüzde 40 ila 50 arasında büyümesi beklenen e-ticaret hacmiyle Türkiye büyük bir pazar potansiyeli taşıyor.

Aslında dünyada da durum farklı değil. E-ticaret tam olarak altın çağını yaşıyor. Dünyanın saygın analist şirketlerinden Gartner’a göre, 2015’e kadar şirket gelirlerinin yüzde 50’sinin online satışlar, sosyal medya ve mobil uygulamalardan gelecek.

Elbette e-ticaret hacminin büyümesi bu alana yatırım yapan firmaların cirolarında önemli bir sıçrama yaratıyor. Karlılıklarını artıran internet girişimcileri bu sayede web’den fiziki mağazacılığa geçiş yapıyor. Dünyada ‘click to brick’ (tık’tan tuğlaya) adı verilen bu sistemin Türkiye’de de başarılı örnekleri var.

ZENGİN EDEN İŞ MODELİ
‘Click to brick’ iş modelinde firmalar operasyon ve stok maliyetleri çok daha az olduğu için işe sanal mağazalarla başlıyor. Bu yolla işe başlama maliyetlerinden kurtulan firmalar, ürünlerini çok daha uygun fiyatlara sunarak yüksek satış rakamlarına kısa sürede ulaşıyor ve çok hızlı büyüme sağlıyor. İşin büyüklüğü belli bir noktaya ulaşınca da e-mağazaların dışında tuğladan (brick) yapılmış gerçek mağazalar açarak büyüme hızını artırıyor. Fiziki mağazalarla müşterilerin ürünleri birebir görüp deneyerek almaları sağlanıyor. Yine internetten alışveriş yapmak istemeyen müşterilere de alternatif sunmak amacıyla şubeler açılıyor. Böylece büyüme oranı daha da yükseltiliyor. Bu iş modeli sayesinde firmalar milyon dolarlık cirolara ulaşıyor.

Bu konseptin özellikle Amerika’da başarılı örnekleri bulunuyor. Ancak dünyada e-ticaretin hızla büyümesiyle günümüzde farklı sektörden birçok girişimci bu modeli tercih etmeye başlamış durumda. Özellikle başlangıç sermayesi bulmakta sıkıntı çeken ya da işin başında belli bölgeler yerine tüm ülke çapını hedefleyen girişimciler için bu model adeta biçilmiş kaftan...

BULDUMBULDUM.COM
Mağaza sayısını 12’ye çıkaracak
İşe e-ticaretle başlayıp belli bir büyüklüğe ulaşınca mağazalar açan firmalardan biri BuldumBuldum.com. Yurtdışında popüler olan ancak Türkiye’de bulunmayan ilginç ürünleri satan firma, yaklaşık üç yıl önce kuruldu. Bir buçuk yıl önce de gerçek mağazalar açmaya başladı. Şu anda İstanbul’da Capitol, Kanyon, Cevahir ve Capacity alışveriş merkezlerinde dört şubesi bulunuyor. 2011 sonuna kadar şube sayısını 12’ye çıkarmayı hedefliyor.

Firmanın satışlarında internet sitesi her zaman en büyük payı alıyor. Ancak mağaza sayısı arttıkça webin oranı göreceli olarak azalıyor. Yine de yüzde 40 web, yüzde 60 mağazalar gibi bir oran var. Aylık ortalama 6 bin sipariş alan firma, bunun yaklaşık 2 bin 500 tanesini web’ten, kalan kısmını mağazalardan alıyor. Yılbaşı, sevgililer günü, anneler günü gibi özel günlerde bu sayı 3-4 kat artıyor. Buldumbuldum.com her ay bir önceki aya oranla yüzde 10 civarında büyüyor.

Web’te ürün satmak ile mağazada ürün satmanın birbirinden çok farklı olduğunu belirten Buldumbuldum.com Kurucusu Güçlü Gökozan’ın bu konudaki değerlendirmesi şöyle: “Web’te ürünün açıklamaları, resimleri ve videosunun güzel olması ürünün satışını artırıyor. Ayrıca müşteri diğer kullanıcıların yorumlarını okuyarak karar verebiliyor. Mağazada ise ürünleri iyi teşhir edip müşteriye kullandırmak gibi farklı stratejiler uygulamak zorundasınız. Bunun dışında satış görevlilerinin ürünleri iyi anlatması ve çapraz satış denilen benzer ürünleri de önerebilmesi çok önemli. Web’te sistem bunu otomatik olarak yaptığı için satış yapmak mağazadakinden daha kolay diyebiliriz.”

Web müşterisinin e-ticareti yoğun şekilde kullandığını, video ve resimlerle ürünü almaya karar verdiğini anlatan Gökozan, mağaza müşterisinin ise internetten alışveriş yapmak ya da kredi kartı bilgilerini vermek istemeyen, yine ürünleri deneyerek almak isteyen kişilerden oluştuğunu söylüyor.
Web ile fiziki mağazanın birbirine büyük katkı sağladığına da değinen Güçlü Gökozan, bu durumun yarattığı avantajları şöyle ifade ediyor: “Web’ten alışveriş yapmak isteyen bir kişi şubelerimizde ürünlerin ne kadar kaliteli ve ilginç olduğunu görerek sonraki alışverişlerinde web’i de kullanmaya başlayabiliyor. Ya da tam tersi, web’ten ürünleri beğenip şubelerimizden alıyor. Böylelikle e-mağaza ve gerçek mağazaların oluşturduğu sinerjiyle birçok yeni müşteri kazanıp çok yüksek satış rakamlarına ulaşıyoruz.”

E-BEBEK.COM
19 mağazası var
E-bebek’in kuruluş hikayesi 2000’li yılların başlarına dayanıyor. Türkiye’de bebeklerin tüm ihtiyaçlarını karşılayacak bir internet sitesi olmamasından yola çıkan kurucular, ailelere rehberlik edebilmek amacıyla bir içerik sitesi olan Bebek.com’u kuruyorlar. Daha sonra anne-babaların bebeklerin her türlü ihtiyacını bir arada bulabilecekleri e-ticaret sitesini hizmete sokuyorlar. Anne ve bebek ürünleri alışveriş platformu olarak hizmet veren sitenin başarısının ardından da 2005’te ‘click to brick’ iş modelini benimseyerek e-ticaretin yanında fiziki mağazacılığa geçiş yapıyorlar. Ebebek’in şu anda İstanbul, Balıkesir, Gaziantep, Antalya, Ankara, Bursa, İzmit, İzmir, Adana, Gaziantep ve Gebze olmak üzere toplam 19 mağazası bulunuyor.

Firma, 24 kategoride 15 binden fazla ürüne ve 150 markayı içeren zengin ürün çeşitliliğine sahip. Ebebek bünyesinde, mağazaların yanı sıra anne-bebek içeriğine sahip Bebek.com, Ocak 2010’da yayın hayatına başlayan Bebek Dergisi ve Çamlıca ebebek’te yer alan Magic Park Bebek Yaşam Merkezi bulunuyor. Ebebek ile Türkiye’nin dışında yaklaşık 90 ülkeden bebekli aileler ürünlere ulaşabiliyor.
Mağazalar ürünlere erişim kolaylığı sağlasa da E-bebek.com Genel Müdürü Halil Erdoğmuş, “Hala en önemli yanımız internet üzerinden ziyaretçilerimizle kurduğumuz iletişim” diyor. Mağazalardaki indirimler ve kampanyaların Bebek.com ve e-bebek.com siteleri aracılığıyla takip edildiğini söyleyen Erdoğmuş, bu açıdan mağazalar ile sitelerin birbirlerini tamamlayan unsurlar olduğuna değiniyor ve “Mağaza sayımız her geçen gün arttığı halde internet satışlarımızda bir düşüş yaşanmadı. Hatta artış olduğunu söyleyebilirim. Yani internet, mağazaları; mağazalar da interneti destekliyor” diyor.

Ebebek markası bugüne kadar mağaza ve internet sitesi aracılığıyla yaklaşık 2 milyona yakın ürün satmış durumda. En çok satılan ürünse anne sütünü artıran malt içeceği. 2010 yılını 34 milyon liralık ciroyla kapatan firmanın, bu cirosunda e-ticaretin payı yüzde 12 civarında. 2011’de ise ciro hedefi 60 milyon lira. Bu yıl e-ticaretin yaklaşık yüzde 70 büyüyeceğini öngören Halil Erdoğmuş, “Fiziki mağazaların sayısı ve ciroya katkıları artacağından e-ticaretin toplam ciro içindeki payı yüzde 10 civarında olacak” diyor.
Ebebek, ilk etapta mağaza sayısını 30’a çıkarmayı hedefliyor ve yurtdışında da bu markayla yer almak istiyor. Ayrıca İstanbul’da ünlü bir bebek, çocuk ve oyuncak mağazasıyla birlikte sürpriz bir yatırım projesini hayata geçirmek için çalışmalar yapıyor.

VIMJO.COM
Hedef, 20 şubeye ulaşmak
Nisan 2010’da hizmete giren Vimjo.com, hem online da hem offline büyümesini sürdüren firmalardan biri... Kişisel bakım alanında hizmet vermek üzere oluşturulan Vimjo, ilk mağazasını İstanbul-Ümraniye’de açtı. İkinci mağazasını ise Maltepe’de açmaya hazırlan firmanın 2011 yatırım planlarına 20 şubeye ulaşma hedefi koyduğunu da belirtelim...
Mağazalar açarak internette sunduğu özel fiyatlı ürünlere tüketicinin sokakta da ulaşabilmesine çalışan firma, önümüzdeki aylarda ‘Vimjo TV’ ile hayat bulacak tematik içerik yayınla, tüketicinin kişisel bakımda bilinçlenmesini hedefliyor. Bu TV projesinin aynı zamanda Türkiye’de ilk kişisel bakım kanalı olmaya da aday.
Ürünlere kolay erişim için coğrafi şartları iyileştirip fiziksel mağazalar açmaya önem verdiklerini vurgulayan Vimjo.com Genel Müdürü A. Hakan Özgür, “İnternet üzerinden bu ürünleri almak isteyenler için de içerik yayını, kullanıcı yorumları, uzman görüşlerine yer veriyor, böylece bilinçli bir tüketim yapmalarını sağlıyoruz” diyor.
Kişisel bakım konusunda uzmanlaşmayı hedeflediklerini belirten Özgür, kişisel bakım sektörüne hizmet edebilecek yeni beyinleri Vimjo kız meslek lisesi açarak yetiştirmeye çalıştıklarını da anlatıyor. Wimjo, uzun vadede tüm Türkiye’de 50 bin ve üzeri yerleşimin olduğu lokasyonlarda mağaza açacak. Özgür, özellikle komşu ülkelerden de ciddi teklifler geldiğini vurguluyor.

Halil ERDOĞMUŞ / E-bebek.com Genel Müdürü
“Mağaza açarak sinerji yarattık”
Daha çok kişiye ulaşmak ve marka bilinirliğini artırmak için ‘click to brick’ modelini benimseyerek fiziki mağazacılığa adım attık. Bizden alışveriş yapan ailelerin isterlerse internetten sipariş verdikleri ürünü mağazalardan teslim almaları ya da mağazalara iade edebilmeleri gibi hizmetlerin e-ticaret ve fiziki mağazalar arasında bir sinerji oluşturduğunu gördük. Tabii interneti sadece bir vitrin olarak kullanıp ürünleri karşılaştıran fakat alışverişini sadece mağazalara gelerek yapmak isteyen aileleri de göz ardı etmek istemedik. Sektörde organize bebek mağazacılığı yeterli düzeyde değil. Bu boşluğu bir an önce doldurmayı hedefliyoruz. E-ticaret sitemizin yanı sıra farklı illerde açacağımız mağazalarla tüm Türkiye’de ürünlerimize erişim kolaylığı sağlayacağız.

Güçlü GÖKOZAN / Buldumbuldum.com Kurucusu
“En büyük risk AVM maliyetleri”
Türkiye’de işe e-ticaretle başlayan firmaların daha sonra gerçek mağazalar açması tüketiciye ciddi güven veriyor ve güçlü bir marka algısı yaratıyor. Online’dan sonra mağaza açmanın en büyük riski, bunun maliyetinin fazla olması. E-ticaretle işe başlarken düşük kar marjları, düşük fiyatlar ve yüksek satışlar satış stratejinizin temelini oluşturuyor. Özellikle yüksek kiralar sebebiyle zaten düşük olan kar marjlarınız yüksek AVM giderleriyle iyice azalıyor, hatta eksiye düşebiliyor. Bu sebeple açılacak şubelerin lokasyonları ve büyüklüklerinin doğru seçilmesi işin altın kuralı.
Online’dan sonra mağaza açmanın avantajı ise sadece online ya da sadece mağazalarla ulaşamayacağınız kitleye bu ikisiyle birlikte hızla ulaşabilmeniz. Üstelik bu ikisinin oluşturduğu sinerjiyle satışlar çok yüksek oluyor.

Ebebek, bayinin riskine ortak oluyor

Şehirlerde yapılanmasını tamamladıktan sonra franchise vermeyi planlayan ebebek, bunun için iki adet başvuru formunun doldurulmasını istiyor. Şimdiye kadar tek başvuruya olumlu cevap veren ebebek’e geçen yıl 334 başvuru yapılmış. Anne ve babaların bebekleri olduktan sonra bebek mağazası açmaya çok istekli olduklarını anlatan Halil Erdoğmuş, “Bu eğilimi değerlendirseydik şu anda Türkiye’de 100’e yakın tabelamız olurdu” diyor. Ebebek’ten franchise almanın bir sonraki aşaması ise başvuru sahibinin ticari iş tecrübesi. Ortak olacak kişinin ticareti iyi bilmesi gerektiğine değinen Erdoğmuş, “Sadece bayilik vermiyor, açılacak mağazanın yüzde 25’ine de ortak oluyoruz. Yani bayiyle birlikte taşın altına elimizi koyuyor, risk alıyoruz” diyor.

Buldumbuldum.com franchise veriyor

Yeni franchise şubeleri açmayı hedefleyen BuldumBuldum.com, birçok girişimciden yoğun talep alıyor. Sisteme girenler bu markayla stand ya da mağaza açabiliyor. Firma bunun için ekstra bir franchise giriş ya da isim hakkı bedeli istemiyor. Öncelikli şartlar şöyle:
*Açılacak stand ya da mağazanın yeterli büyüklükte ve hedef müşteri trafiğinin yoğun olduğu alışveriş merkezleri ya da mağazaların yoğun olduğu kalabalık caddeler üzerinde olması gerekiyor. Stand için minimum 6-12, mağaza içinse 15-60 metrekare arası bir yere ihtiyaç var.
*İlk ürün alım miktarı olarak stand için 20 bin, mağaza içinse metrekare başına bin 500 liralık ürün alımı yapılması gerekiyor.
*Stand ya da mağaza tasarımı ve kullanılan malzeme için onay alınması şart. Bunların kurumsal kimliğe uygun olması gerekiyor.

E-ticarete yatırımın tam zamanı

TÜİK’in Ağustos 2010’da açıkladığı “2010 Bilişim Teknolojisi Kullanım Araştırması”na göre internete erişim imkanı olan hane oranı yüzde 41.6’ya yükseldi. Üstelik internet kullanıcılarının yüzde 15’i online alışveriş yapıyor. İnternet kullanımıyla doğru orantılı olarak e-ticaret kullanımı da artıyor. Türkiye’de e-ticaret pazarındaki artışın önemli nedenlerinden biri de kredi kartıyla ödemenin daha güvenli hale gelmiş olması. Ocak 2011 itibariyle Türkiye’de 3D Secure kullanımı yasayla zorunlu hale geldi. Yani satış yapan internet siteleri tüketiciye bu seçeneği sunmak ve tüketici tercih ettiği andan itibaren işlemi 3D Secure ile gerçekleştirmek zorunda. Halen tüketicilerin yüzde 77’sinin tercih ettiği 3D Secure’un da devreye girmesiyle Türkiye’de internet üzerinden alışveriş yapanların memnuniyet oranı yüzde 96’ya yükseldi.
YKMden.com, Fırsat35.com, Bulucak.com ve Firmanya.com gibi internet girişimlerini hayata geçiren Inveon Software Solutions’ın yönetici ortağı Yomi Kastro, tüm bunların e-ticarete yatırım yapmak için en uygun koşulları hazırladığını söylüyor. Kastro, “Bu nedenle 2011’de büyük perakende mağazaları online satış ve e-ticarete yönelecek. E-ticaret, geleneksel yöntemler ve mevcut pazarlarda doyuma ulaşmış büyük şirketlerin karlılığını ve büyümeleri artırmalarını sağlayacak yegane alan olma özelliğine sahip” diyor.
http://www.patronlardunyasi.com/haber

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder