Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, CHP'nin aile sigortası projesindeki yoksullara maaş vaadini anlayamadı
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, CHP'nin aile sigortası projesindeki yoksullara maaş vaadinin tutarsız olduğunu belirterek, ''(Siz zaten 4 milyar lira harcıyorsunuz, biz de 7 milyar lira harcarız) diyorlar. Bu hesap nasıl tutuyor anlamıyorum. Biz çarpıyoruz, bölüyoruz, o rakamları bulamıyoruz'' dedi.
Şimşek, Kütahya Ticaret ve Sanayi Odasında (KÜTSO) düzenlenen toplantıda sanayici ve iş adamlarına hitap etti.
Cumhuriyet tarihinde Ulaştırma Bakanlığına, daha önce görülmediği kadar kaynak aktardıklarına işaret eden Şimşek, ilk kez geçen yıl Ulaştırma Bakanlığının, kendisine tahsis edilen paranın tamamını kullanamadığını ifade ederek, bunun bütçeden ayrılan payın fazla olmasından kaynaklandığını söyledi.
Türkiye'nin geçen ocak ayında, 1970 yılının temmuz ayından bu yana, yüzde 4,9 oranla en düşük enflasyona ulaştığını kaydeden Bakan Şimşek, son 5-6 yıldır hükümetin yaptığı çalışmalar, doğru politikalar ve reformlarla enflasyonu tek haneye düşürdüklerini vurguladı. Maliye Bakanı, ''Şimdi düşük tek haneli enflasyona doğru bir gidiş sürecimiz var. Fiyat istikrarı ve makro ekonomik istikrarın sağlanması konusunda çok önemli mesafe kat ettik. Cumhuriyet tarihinde ilk defa faizler tek haneye indi. Bugün Türkiye'de Hazinemiz yüzde 7 ile yüzde 8,5 arasında borçlandı. Komşumuz Yunanistan avro cinsinden yüzde 11-12 ile borçlanıyor. Bizim borçlanırken ödediğimiz faiz, ABD ve birçok Avrupa ülkesinin altında. Bunlar tesadüf değil, bunlar kolay kazanılmıyor'' diye konuştu.
CARİ AÇIK
Bakan Şimşek, Türkiye'de toplam ithalat arasında tüketim mallarının oranının yüzde 11 ile 14 arasında değiştiğine dikkati çekerek, tüketim malları ithalatı ile ihracatı karşılaştırıldığında çok büyük bir dış ticaret fazlası bulunduğunu anlattı.
Türkiye'nin, Avrupa ve dünyanın diğer ülkelerine otomotiv, beyaz eşya gibi birçok nihai tüketim malı anlamında büyük bir ihracata sahip olduğunu dile getiren Şimşek, şöyle devam etti:
''Asıl Türkiye'nin cari açık verdiği alan, bu alan değil. Tabii ki yatırım malları anlamında bir açığımız var. Türkiye hızlı bir şekilde büyüyor ve yatırım mallarının bir kısmı ithal ediliyor. Ancak ithalatımızın en önemli bölümü ara mallardır ve enerji de bunun başında geliyor. Türkiye, enerji konusunda dış ticaret endeksinde nötr bir yapıya sahip olsaydı, son 9 yılın bir veya iki yılında ufak cari açık verirdi ama onun dışındaki yıllarda cari dengemiz ya dengeli olurdu ya fazla verirdi. Petrol fiyatları 1970'li yıllarda tüm krizlere rağmen 20-40 dolardı, 2000'li yılların başında maksimum 20 dolardı. Maalesef son birkaç yıl öncesine gidersek ithalatımızın en önemli kalem olan petrolün fiyatı en az 4 kat artmıştır. Enerjide dışa bağımlıyız ama bu yüksek petrol ve doğalgaz fiyatlarına rağmen son 8-9 yılda Türkiye'de en ufak bir döviz sıkıntısı çekilmemiştir. Ancak geçmişte yaşanmıştır. Önemli olan katma değeri yüksek ürünlerin üretimini artırmaktır.''
EĞİTİM VE ALTYAPIYA VERİLEN ÖNEM
Şimşek, insan stokunun kalitesini artırmaya, yani eğitime önem verdiklerini, Milli Eğitim Bakanlığının 2002 yılında Yurtkur dahil 7.5 milyar lira olan bütçesinin bu yıl 34.1 milyar liraya yükseltildiğini belirtti.
Devletin imkanlarını ve özel sektörün dinamizmini kullanarak altyapıya önem verdiklerini kaydeden Şimşek, şunları söyledi:
''Birçok havaalanını yap-işlet-devret modeliyle en modern hale getirdik. Bütün limanlarımızı da öyle yapacaktık, maalesef yargı birçok konuda ayak bağı oldu, engel oldu. İzmir Limanı, Türkiye'nin en önemli limanlarından biridir. 2007 yılında dünyanın en iyi liman işletmecileri gelip yarıştılar. İşletmeciliği 25 yıllığına devredilecekti. Hong Kong'dan bir firma bu ihaleyi kazandı. Yargıtay, anayasa göre imtiyaz sözleşmesini en fazla 2 ayda onaylaması gerekirken pek fazla değişime uğratmadan 29 ayda onayladı. Hava yollarında ise Türk Hava Yolları, Avrupa'nın en büyük 4'üncü havayolu şirketi haline geldi. Demiryollarında da Cumhuriyetimizin ilk yıllarındaki heyecanı yeniden yakaladık ve dünyada hızlı tren projesini hayata geçiren 8 ülkeden biri olduk. Son 8-9 yılda Milli Gelir 3 kat, Ar-Ge harcamaları 6 kat artmış. Cumhuriyetimizin 100'üncü yıl dönümünde Ar-Ge harcamalarının payını yüzde 3'e çıkarmayı hedefliyoruz.''
Şimşek, 2002 yılında Türkiye'nin savunma sanayisi ihtiyacının sadece yüzde 25'ini yurt içinden karşıladığını, şimdi bu oranın yüzde 50'ye çıktığını ifade ederek, Türkiye'nin enerjide dışa bağımlı bir ülke olduğuna işaret etti.
Enerjinin, dünya ile rekabet etmek için en önemli avantajlardan biri olduğunu vurgulayan Şimşek, ''Biz ekmeğimizi taştan çıkarmayı öğrendiğimiz için bunu dezavantaj olmaktan çıkaracağız. 2003 yılına kadar DSİ'nin 1500'ye yakın santral projesi vardı, ancak o günkü bütçesiyle bunları yapmaları için 100 yıla ihtiyaçları vardı. 'Özel sektöre devredelim, bize su kullanım bedeli versinler kendileri yapsınlar' dedik. Enerjide dışa bağımlılığı azaltabilirsek bu ülkede ne cari açık problemi olur ne de rekabet gücü problemi olur'' diye konuştu.
''AK PARTİ'NİN BİR EKONOMİ MODELİ YOK'' ELEŞTİRİSİ
Bakan Şimşek, ''muhalefetin, 'AK Parti'nin bir ekonomi modeli yok' deyip kendilerine karne verdiğini, ancak hesap kitap yapmayı bilmediklerini'' söyledi.
CHP'nin aile sigortası projesine atıfta bulunan Şimşek, sözlerini şöyle sürdürdü:
''1970'li yıllardan kalma bir yaklaşımla 'herkese maaş bağlayacağız' diyorlar. Ondan sonra '12 milyon yoksul kişi var, her yoksul aileye en az 600 lira vereceğiz' diyorlar. 12 milyon yoksul varsa, Türkiye'de bir aile ortalama 4 kişiden oluşuyorsa bu en az 3-4 milyon yoksul aile demek. Bunun doğru olduğunu varsayalım. 4 milyon aileyi 600 lirayla çarpıyoruz, aylık 2 milyar 400 milyon lira, yıllık 28 milyar 800 milyon lira olur. 'Siz zaten 4 milyar lira harcıyorsunuz, biz de 7 milyar lira harcarız' diyorlar. Bu hesap nasıl tutuyor anlamıyorum? Biz çarpıyoruz, bölüyoruz, o rakamları bulamıyoruz. En basit haliyle bunun maliyeti 24 milyar lira ile 28 milyar lira arasında değişiyor.
Bu ülkenin geçmişteki en büyük hatası popülizm olmuştur. Siyasilerin yarışı vizyon üzerine yapması lazım. Ancak geçmişte bu olmadı. Çünkü Cumhuriyetimizin kuruluşu ile 2003 yılı arasında tam 57 hükümet gelmiş. Ortalama iktidar ömrü 1.6 yıl. Ortalama iktidar ömrünün 1.6 yıl olduğu ülkelerde vizyon üzerine yarış olmaz. Şimdi biz 2023 yılından bahsediyoruz, onlar herkese maaş bağlamaktan bahsediyorlar. Nereden bulacaklar? Borçlanacaklar. Çünkü şu anda Türkiye'nin bütçesinde bir açık var ama çok şükür azaltıyoruz. Kanunlar değişti artık para da basamazlar. Mutlaka borçlanmaları lazım. Gidip daha çok borç isteseniz borç faiziniz artmaz mı?
Türkiye'de bugün faiz tek hanedeyse güvendendir. Bu hükümet bugüne kadar 9 bütçe yapmıştır, küresel kriz olan 2009 yılı hariç bütün bütçe hedeflerini tutturmuştur. 2023 yılı itibariyle Türkiye, bölgenin en ileri demokratik standartlarına kavuşacaktır. Çünkü hak ve özgürlüklerin kalkınma ile at başı gitmesi lazım, tek başına olmaz. Yaklaşık 14 bin kilometre çok şeritli yol yaptık, 15 bin kilometre daha yapacağız. Kendi uçağımızı, kendi otomobilimizi, kendi insansız hava aracımızı üreteceğiz. Biz popülizm yarışına girmemekte kararlıyız. Bütün yoksul vatandaşlarımıza destek çıkıyoruz, çıkmamız da gerekiyor. Türkiye'de yoksullukla en iyi mücadele, 'olmayan bir şeyi sağlayacağım' taahhüdü değil, ekonomik istikrar, iş, aş üreten, istihdam yaratanların önünü açmak, ülkeyi ilerletmektir.''
Bakan Şimşek, KÜTSO'daki toplantı öncesinde Kütahya Valisi Kenan Çiftçi ve Belediye Başkanı Mustafa İça'yı makamlarında ziyaret ederek ilde yürütülen çalışmalara ilişkin bilgi aldı ve AK Parti İl Başkanlığında partililerle basına kapalı olarak görüştü.
http://www.patronlardunyasi.com/haber
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder