1. Üniversiteden yeni mezun olacak arkadaşlara ilk tavsiyem, ilk işlerini seçerken dikkatli olmaları, mutlaka dürüst bir işverenle çalışmaya başlamaları. Gerçek ücretiniz üzerinden vergi ödeyen ve SGK primlerinizi doğru düzgün yatıracak bir işverenle çalışın. İlk işinizde asgari 1 yıl geçirin ve bu süre içinde çok çalışın, şirketinizde en az 3-5 kişi sizin hakkınızda olumlu düşüncelere sahip olsun. Bu illa da yöneticiniz olmak zorunda değil. İlk işinizde etkileyeceğiniz kişiler daha sonra da referanslarınız olacak ve size mutlaka faydaları dokunacaktır.
2. Eğer ailenizle aynı şehirde yaşayıp, çalışabilecekseniz ve kısa vadede aynı şehirde yaşamayı planlıyorsanız, toplam net ücretinizin en az 6 katını biriktirmeden ayrı eve çıkmaya çabalamayın. Nihayetinde ben tüm yetişkin insanların kadın, erkek fark etmez, ailelerinden ayrılmaları ve kendi hayatlarını kurmalarına inanırım ama, mezun olur olmaz, biraz para biriktirmeden maceraya atılmayın. Eliniz para gördü diye tüm paranızı harcamaya kalkmayın, para biriktirin.
3. Eğer ailenizden ayrı bir şehirde çalışıp, yaşamanız gerekiyorsa, tek başınıza ev tutmaya ve geçinmeye çabalamayın. Çok şanslı değilseniz, ilk ücretiniz tek başınıza geçinmenize muhtemelen yetmeyecektir. Aklı başında bir ya da iki arkadaşınızla ev paylaşın, böylece kira, aidat, elektrik, su vs. masraflarınızı minimumda tutabilirsiniz ve bir kenara koyacak para ayırabilirsiniz.
4. Bütçe yapın. Her ay doğrudan ne kadar paranın elinizden çıkacağını kuruşuna kadar bilin. Ne kadar tasarruf edeceğinizi hesaplayın ve maaşınızı alır almaz, bu parayı tasarruf hesabınıza aktarın. Eğer ilk ücretiniz çok düşükse ama yaptığınız işin size uzun vadede değer katacağına inanıyorsanız, ikinci bir iş yapmayı deneyin. Bunda utanılacak birşey yok. Bilakis, özgeçmişinizde böyle bir şey insanların size daha saygıyla bakmasına neden olur. Ders verin, part-time güvenilir mekanlarda çalışın, çeviri yapın. Elinizden ne geliyorsa, ikinci bir iş için bu beceriyi kullanın.
5. Diyelim ki, bütçenizi dengeleyebiliyorsunuz ve tasarruf yapabiliyorsunuz. En az 1 yıllık geçinme paranızı tasarruf edinceye kadar, iş değiştirmeye, daha büyük bir eve çıkmaya, havalı bir TV almaya ya da banka kredisi alıp, otomobil edinmeye kalkışmayın. Evet, artık kendi paranızı kazanıyorsunuz ve kendi kararlarınızı alabilirsiniz ama alacağınız kararlar akıllı olmalı. Ben ilk otomobilimi 26 yaşındayken aldım. 5 yaşında bir arabaydı ve ayda ortalama bir cumartesi günümü serviste geçirmeme sebep oluyordu.
6. Kendinize Bireysel Emeklilik Sigortasi yaptırın. Neden mi?
a. Yeni mezun olacak kişiler çok uzun seneler çalışmak zorundalar. Onlar emekli oldugunda SGK sistemi ne halde olacak şimdiden bilmek güç ama bilebildiğimiz kadarıyla hiç de iyi durumda olmayacak.
b. İnsanin kendi kendine para biriktirmesi disiplin gerektiriyor. Bu çok zorlayıcı olabilir.
c. BES’te biriken toplam paranizin %25’i vergiden muaf, kalani da eğer sistemde 56 yaşına kadar kalırsanız sadece %10 vergiye tabi. Bu avantajı başka şekilde elde edemezsiniz.
d. Bu tür birikimlerde önemli olan her ay ayırabileceğiniz meblağ değil, sistemde ne kadar uzun süre kaldığınızdır. Gençseniz, avantaj sizde.
e. Gençken nispeten riskli bir portföy seçip, borsadaki çalkantılara kulak tıkarsanız ve uzun vadeli düşünürseniz bu sistem size çok şey kazandırabilir.
f. Her ay belli bir para doğrudan BES’e gideceği için, o parayı harcama riskiniz de olmaz.
Tabi, BES yaptırırken dikkat etmeniz gereken unsurlar var. Aylık fon idare ücreti ya da komisyon adı altında sizden ne kadar para kesilecek buna bakın. Genellikle bireysel bir girisimle BES yaptırmak isterseniz, karşınıza %8 gibi bir oran çıkar ki, bu çok fazla. O nedenle Emeklilik şirketlerini izleyin, promosyonlarını takip edin ve iyi koşullarda giriş yapmaya bakın.
7. Borsa’ya uzun vadeli yatırım yapın. Ufak ufak da olsa, güvenilir, büyüyeceği tahmin edilen hisse senetlerine yatırım yapın ama Borsa’da OYNAMAYIN! Kısa vadeli kazançlara tamah etmeye başladığınızda, tüyo alıp işlem yaptığınızda birikimlerinizi kaybetmeniz ve adeta kumar gibi yıkıcı bir alışkanlık edinmeniz gayet kolaydır. Hisse senetlerini alın ve 25 yıl unutun. Alım satımlarda vergi, stopaj, komisyon oranlarını iyi bilin. Kısa vadeli işlemlerden uzak durun. Ben bugün 20’li yaşlarımda olsam, Bankacılık, Enerji, Sigorta sektörlerine yatırım yapardım.
8. Kredi Kartınızı dikkatle kullanın ve ASLA faize düşmeyin. Çok ihtiyacınız olduğunda, ödeyebileceğiniz miktarda parayı kredi olarak almanız bile çoğu kredi kartının faizine oranla daha ehven olacaktır. Tüketici kredisi kullanırsanız, bu mobilya almak, tatile çıkmak gibi sebepler için olmasın. Faizi yüksek bu kredilere zor durumların dışında rağbet etmemek gerek.
9. Elinize beklemediğiniz bir para geçerse (hediye, ikramiye vs. gibi) birazını harcayın, çoğunu tasarruflarınıza ekleyin. Haydan gelen huya gider demeyin.
10. Sağlığınıza dikkat edin. Sağlıklı bir birey zor zamanlarda bile ekmeğini taştan çıkartabilir ve hayatını devam ettirebilir. Sigara içiyorsanız, hemen bırakın. Havaya savurduğunuz para bir kenara, hayatınızın kalitesi ve süresinden ödün vermeyin. Kilonuza, yaşam formunuza ve fiziksel aktiviteye dikkat edin.
11. Evlenmek için acele etmeyin. Dar bir çevreden eş seçmeyin. Doğru eş seçimi yapmazsanız, boşanma gibi sıkıntılı bir süreci yaşamanın yanısıra, birikimlerinizden de olursunuz. Evlenmeyi seçeceğiniz kişinin sizin değerlerinize uzak olmamasına dikkat edin. Siz tasarruf edip, ileriki yaşlarda güzel bir hayat için çalışırken eşiniz gereksiz harcamalar yapabilen biri olmamalı. Erkekseniz, maçoluk edip, eşinizi evde oturtmayın. İki gelir, bir gelirden her zaman daha iyidir. Kadınsanız, maço bir erkekle evlenip, evde oturmayın. Ekonomik özgürlük, eve katkı, topluma ve ekonomiye katkı, önemli ve feda edilmemesi gereken prensiplerdir.
12. Evlenirken dört dörtlük bir ev döşemek için gırtlağa kadar borçlanıp, sonra da en tatlı zamanları borç ödemek ve gerilmekle geçirmeyin. Evliliğin kırılgan ilk yıllarını strese sokmayın. Ben ailemden ayrı yaşamaya başladığım zaman evimde, iki yatak, bir koltuk, bir mutfak masası ve dört sandalyesi, annemin eski çamaşır makinesi (hala onu kullanıyorum), yurtdışında yaşarken aldığım TV (hala onu da kullanıyorum) ve biraz mutfak eşyasından başka hiçbirşey yoktu. Bu minimal tarzı 3 yıl devam ettirdim. Yemek masası, büfe ve iki kanepeden oluşan salon eşyalarımı yalnız yaşamaya başladıktan 4 yıl sonra aldım. Ama o arada galiba iki kere Amerika’ya tatile gittim. Benim için eşyadan ziyade güzel anılar önemlidir. Sizin öncelikleriniz farklı olabilir ama hiçbirşeye gerektiğinden fazla değer atfetmeyin.
13. Komşularınızla ya da akranlarınızla aşık atmayın, kendinizi başkalarıyla mukayese etmeyin. Şık eşyaları ve havalı arabası olan arkadaşınızın sizden daha mutlu olduğunu düşünmeyin. Her koyun kendi bacağından asılır. Belki onun başka gelirleri vardır, belki de haciz memurları kapısına dayanma üzeredir. Yüzeysel şeylere önem vermeyin.
14. Çocuk sahibi olmak için acele etmeyin. Evlendiyseniz, birkaç seneyi eşinizi daha iyi tanımaya ve birlikte tasarruf yapmaya ayırın. Çocuk sahibi olduğunuzda aklınızı kaçırmayın ve ona sahip olamadığınız herşeyi satınalmaya kalkmayın. Ona güvenli bir gelecek ve iyi bir eğitim sunmanız, akülü araba ya da bebek evi almanızdan daha önemlidir. Çocuğunuza yeteri kadar ve kaliteli zaman ayırmanız büyük paralar harcamanızı gerektirmez.
15. Mutlaka kenarda kolayca nakite dönebilecek(mesela likit fonda) bir miktar paranız olsun. Acil bir durumda kredi kartına sarılmanız gerekmesin. Gerekse dahi ertesi ay tamamını ödeyebilecek durumda olun. Minimum 1000 YTL’yi, mümkünse daha fazlasını bu şekilde kenarda tutun. Bu rakam gelire ve kişiye göre değişebilir elbet.
16. Hayatın tadını çıkartmayı unutmayın. Gençlik ele bir daha geçmez. Yaşadığınız yerde bedavaya ya da ucuza çıkartabileceğiniz etkiniklere katılın. Müzelere gidin, çay bahçelerinde keyif yapın, yanınıza sandviçler ve içecek alıp, uzun yürüyüşlere çıkın, şehrinizi tanıyın. Devlet Tiyatrolarının gösterilerine gidin. Bütçeniz dahilinde ve para biriktirerek ulaşabileceğiniz aktivitelere katılın, tatillere çıkın ama borçla tatile gitmeyin. Yakında bankalar yine promosyona başlar, yaz tatiline şimdi çıkın kışın ödeyin diye. Bunlara itibar etmeyin. Tatilin illa 5 yıldızlı bir yerde yapılması bir zorunluluk değildir. Çoğu tatil köyünde faydalanmayacağınız bir sürü hizmet için para ödersiniz. Üstelik yerli turistler için bu mekanlar gayet pahalıyken, yabancı turistler son derece ucuza kalabiliyorlar. Hal böyle olunca entellektüel seviyesi ve sosyal statüsü sizinle ilgisi bile olmayan ve hoşlanmayacağınız bir güruhla tatil yapmak işkenceye dönüşebilir. Paranızla rezil olmayın.
17. Ebeveynlerinizin sağlıklarına gösterdikleri özeni, maddi durumlarını, para harcama alışkanlıklarını ve tasarruf alışkanlıklarını gözlemleyin. Bu çok hassas bir konu. Onların işine burnunuzu sokuyor havası yaratmak ya da miras avcısı gibi algılanmak istemezsiniz. Ama, sırf savurgan oldukları için ya da sıhhatlerine dikkat etmedikleri için yaşlandıklarında onların maddi yükünü omuzlamak zorunda kalmak sözkonusu olabilir. En azından bu olasılığın farkında olmanız bile önemlidir. Zira bazı durumlarda ebeveynlerin davranışını değiştiremeyebilirsiniz. İlerideki hayatınızda sizleri nelerin bekleyebileceğini bilmek son derece kritik olabilir. En basitinden kendi örneğimi vereyim. Annem hem kendi emekli maaşı olan hem de vefat eden babamdan dul maaşı alan birisi. Parası kendisine yetiyor ve hatta tasarruf bile yapabiliyor. Şimdilik tek başına yaşayabilecek kadar sağlığı yerinde ama gün gelecek evde tek başına olması beni ve kardeşimi rahatsız edecek. O aşamada yanında yatılı birisinin olmasını istediğimizi kardeşimle konuştuk. Böyle birisinin masrafını anneme yüklemek istemeyeceğimiz için biz iki kardeş bu konuyu ve masrafını üstleneceğiz. Yani ileride benim için şu anda bütçemde olmayan bir kalem olacak. Bunu bilmem önemli.
18. Emeklilik için ne kadar erken yaşta planlamaya ve tassarufa başlarsanız, o kadar kafanız rahat olur ve daha ufak tasarruflarla bunu başarabilirsiniz. Geciktiğiniz her yıl sizin daha fazla parayı tasarruf etmenizi gerektirecektir. Ben bu konuya şöyle 25 yaş civarında uyansaydım, bugün şu andaki tasarrufumun muhtemelen 3 katını biriktirmiş olabilirdim.
Geçmişe bakıp “keşke” demenin bir yararı yok elbet. O nedenle Sinyor’un Ingilizcesiyle diyorum ki “ay dont luk bek, ay luk front”:))
http://www.paramatik.com/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder