8 Aralık 2011 Perşembe

Olası krize karşı KOBİ'lere altın öneriler

KOBİ'lerin bu dönemde atacağı en doğru ve en yanlış adımlar...
Haber : Ekonomist Online / 11.09.2011
Küresel ekonomi yeni bir kriz tehlikesi ile sarsılıyor. Küresel ekonominin bir parçası olan Türkiye ekonomisinin olası bir krizden ne şekilde etkileneceği ise hala kafalarda soru işareti olarak duruyor. AB bankalarının sıkıntıya düşmesi, kredi ve teminat bulmanın güçleşmesi, sermayenin kendine daha güvenli limanlar aramaya başlaması, tüketim talebinin ertelenmesi krizlerin bildik görüntüleri. Türkiye’nin ise bu tablonun neresinde olduğunu ilerleyen günler gösterecek.
Zira Türkiye ekonomisi 2008 krizinin ardından hızlı bir toparlanma sürecine girmişti. 2010 yılında yüzde 8,9 büyüyen Türkiye, 2011’in ilk çeyreğinde yüzde 11’lik rekor bir büyüme oranına imza attı.
Ancak Türkiye ekonomisinin yumuşak karnı olan cari açık sorunu ilerleyen dönemde Türkiye’nin karşısına büyük bir baş ağrısı olarak çıkacağı yönünde endişeleri de beraberinde getiriyor.

Kaybedecekler, kazanacaklar
Biz kapak haberimizde KOBİ’lerin olası bir kriz döneminde hatta bugünden itibaren nasıl bir tedbir alması gerektiğini sorguladık. Farklı sektör yetkililerinden aldığımız görüşler doğrultusunda, KOBİ’lerin olası krizden özellikle ihracat ayağında çok fazla etkileneceğini ifade edelim.
Peki, bu durumda KOBİ’ler ne yapmalı, ne gibi tedbirler almalı? Ya da ne yapmamalı…
Özetle değişimi okuyamayan KOBİ’lerin piyasalardaki dalgalanmalardan ciddi yara alacaklarını belirtmek gerekiyor. Girdiği pazarı iyi analiz edemeyen, müşterinin ihtiyaçlarını zamanında tespit edip ona göre kendisini yapılandıramayan KOBİ’lerin bu dönemi kolay atlatamayacağı ifade ediliyor. Ancak teknolojiyi yakından takip eden, inovasyonu şirket kültürü haline getiren, yeni pazar arayışında olan KOBİ’lerin yaşanacak olası bir krizden büyüyerek çıkacakları ise yine sektör yetkililerin ortak görüşü… İşte sektörün önemli isimlerden KOBİ’lere tavsiyeler:

“Ekonomi soğutmaya çalışılıyor”
2008 krizinin ardından alınan para ve maliye politikalarının etkinliğinin o dönemde ciddi olarak tartışıldığını, kriz sonrası alınan önlemlerin yetersiz olması nedeniyle bugün bu noktaya gelindiğini söyleyen Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, alınan önlemlerin AB ve ABD’de bankaları kurtarmaktan öteye bir vizyon içermemesi yüzünden tüm dünyada reel sektöre giden kredilerin kesilmesine yol açtığını belirtiyor. “Bunun sonucunda ne ABD’de ne AB’de ekonomilerin büyümeleri istenen seviyeye çıkmadı. İstihdam oranları kayda değer gelişim sağlanamadı. Beklentiler, bu iki küresel kutbun uzun süreli durgunluğa girmesi doğrultusunda yoğunlaşıyor” diyen Büyükekşi şöyle devam ediyor:
“Nitekim ABD Merkez Bankası FED de 2013 yılı ortasına kadar faiz oranlarını düşük tutacağını açıklayarak durgunluk süresini ortaya koymuş oldu. Gelişmiş ekonomiler, ciddi borç problemleri, yetersiz mali önlemler, büyüyemeyen ekonomiler ile boğuşurken Türkiye’nin bu süreçte pozitif bir ayrışmaya doğru gittiğini gözlemliyoruz. Türkiye, gelişmiş ülkelerin karşı karşıya oldukları ve çözüm getirmek için büyük çaba sarf ettikleri problemlerle uğraşmıyor. Türkiye’nin ne aşırı borç sorunu var, ne de yavaşlayan ekonomiyi hızlandırma derdinde. Tam tersine Türkiye ekonomisi 2008 krizinin ardından hızlı bir toparlanma sürecine girdi. 2010 yılında yüzde 8,9 büyüyen Türkiye, 2011’in ilk çeyreğinde yüzde 11’lik rekor bir büyüme oranına imza attı. Şimdi Türkiye, dış dünyada yaşanan kriz rüzgârından daha az etkilenmek için ekonomisini sağlıklı adımlarla soğutmaya çalışıyor.”

“Kriz olsa da olmasa da Türkiye’deki yapılanmasına baktığımızda mutlaka aynı konuda üretim yapan KOBİ’lerin birleşerek, ortak çalışma yürütmeleri şart. Bu tür durumları fırsata çevirmek için KOBİ’lerin bazı niteliklere sahip olmaları gerekir. Örneğin finansal açıdan güçlü olmaları, fark yaratmaları, kaliteli üretim yapmaları, verimli çalışmaları gerekir. Bunlara sahip olan KOBİ’ler kriz sonrasında çok daha güçlü bir konumda olacaklar. Eğer gerçekten bu niteliklere sahipseniz Avrupa’da zor durumda olan başka KOBİ’lerin markalarını satın alabilirsiniz. Aslında karşımıza çıkan en büyük fırsat budur.”

Afrika ülkelerine açılın
Ege Genç İşadamları Derneği (EGİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Temel Aycan Şen Türkiye’nin olası bir krizden etkilenme derecesinin düşük olacağını düşünüyor. Ancak reel ekonomide özellikle sanayi ve ticaret boyutu açısından durumun pozitif olmayacağını belirten Şen, “AB’nin Türkiye’nin ihracatında hala ağırlıklı bir payının olması çeşitli sektörlerde ciddi bir durgunluk yaratabilir. Gıda sektörü dışındaki hemen tüm sektörleri etkileyecek bu olumsuzluk kısa süreli olmayacak” diyor.
KOBİ’lerin çeşitli sektörlerin tedarik zinciri içinde önemli bir role sahip olduğuna dikkat çeken Şen, ihracatta yaşanacak durgunluk ve düşüşlerin ilk etapta KOBİ’leri zora sokabileceğini ve birçok firmanın üretimi durdurmalarına ve yeni bir işas dalgasına yol açabileceğini savunuyor.
Bu dönem ve bundan sonrası için KOBİ’lerin etkin bir finansal yönetim stratejisi ile birlikte iç ve dış pazarlarını çeşitlendirmeleri ve ihracat yapmayan KOBİ’lerin AB dışındaki yeni ve potansiyel vaat eden ülke pazarlarına yönelmelerini tavsiye eden Şen, “Krize borç yükü ile yakalanan KOBİ’lerin borç yapılandırması ile vadeleri uzatmaları gerekiyor. Firmanın finansman, tedarik, üretim ve pazarlama politikalarını baştan sona gözden geçirmesi zorunlu. Afrika ekonomileri gibi küresel ekonomi ile henüz finans ve reel sektör boyutunda fazla bütünleşemeyen ülkeler küresel krizlerin etkilerini daha hafif hissettiklerinden bu ülkelere yönelmek iyi bir strateji olacak” diyor.

“Satamayacağınız malı üretmeyin”
KOBİDER Başkanı Nurettin Özgenç ise özellikle dar sermayeleriyle işletmelerini ayakta tutabilmek gayretinde olan küçük ve orta büyüklükteki işletmelerin bu tür çalkantılı durumlarda imal ettikleri ürünlerin satışını yapamadıklarından daha fazla etkilendiğini söylüyor. Krizin Avrupa ülkelerinin birçoğuna yansıması halinde Türkiye’nin olası krizden derinden etkilenebileceğine işaret eden Özgenç, ancak Türkiye ekonomisinin büyümede geçmiş dönemlere göre karşılaştırılamayacak kadar sağlıklı bir şekilde ilerlediğini ve finansal istikrar açısından çok daha iyi durumda olduğunu da sözlerine ekliyor.
“Türkiye’de iştigal eden finans kuruluşları kriz lafı çok telaffuz edildiğinde ve krizin esintileri ülkemizde hissedildiğinde kredi musluklarını anında kısıyorlar” diyen Özgenç’in KOBİ’lere bu dönem için tavsiyeleri ise şöyle:
“Böyle durumlar ile karşı karşıya kalındığında KOBİ'lere tavsiyemiz fazla borçlanmamaları, stoklarını büyütmeden üretimi asgariye çekmeleri ve satamayacakları malın üretimini durdurmaları gerektiğidir. Aksi halde stoklar şişer ve ödemelerde sıkıntı yaşanabilir. Bu sefer kredi bulmanın peşine düşerler. Bankalarında bu durumda kredi açmaması halinde arzu edilmeyen durumlar ile karşı karşıya kalınabilir. İşletme sahipleri sermayesinin üçte birinden fazla borç altına girmemelidir. Devlet ihracatçı KOBİ'lerin kılavuzu olmalı. Fuar ve organizasyonlara katılımları sağlanmalı hatta kendi isteğine bırakılmamalı bizzat götürülmeli.”

http://www.ekonomist.com.tr

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder