OSTİM Organize Sanayi Bölgesi (OSB) Yönetim Ofisini ziyaret eden Yılmaz'ı OSTİM Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Aydın karşıladı.
Aydın'ın, OSTİM hakkında verdiği bilgileri dinledikten sonra konuşan Yılmaz, önemli bilgiler aldığını söyledi. OSTİM'in 1967 yılında kurulduğunu, daha önceden bilmediğini dile getiren Yılmaz, bölgenin kendisiyle aynı yaşta olduğunu ifade etti.
Tüm dünyada yapılan işlerin nasıl yapıldığının çok iyi takip edilmesi gerektiğini vurgulayan Yılmaz, ''Artık sadece belirli ülkelere bakıp bunları model olarak alma anlayışı bitti. Geçmişte hangi konu tartışılırsa tartışılsın hep o ülkelere bakılırdı, tabii bakılsın ama artık giderek perspektifimizi genişletmemiz lazım'' diye konuştu.
Dünyadaki ağırlık merkezinin giderek daha doğuya kaydığına değinen Yılmaz, şunları kaydetti:
''Hiç ummadığınız bir Afrika ülkesinde hiç ummadığımız bir müteşebbis, sizin için faydalı bir şey geliştirmiş olabilir. Dolayısıyla antenlerimizi sürekli açık tutmamız, tüm dünyayı izlememiz lazım. Diğer taraftan, bilim ve teknolojiye dayalı bir ekonomi görüyoruz. Ne kadar bilgi üretirseniz o kadar rekabetçi oluyorsunuz. Üniversiteler burada gerçekten çok önemli, firmalar ve kamu da önemli. Bu sacayağını iyi bir şekilde oluşturmamazı gerekiyor.
Üniversitelere büyük bir kaynak ayırıyoruz. Üniversitelerimizden de bunun karşılığında bilgi, teknoloji üretmelerini ve bunu katma değere dönüştürecek projeler ortaya koymalarını bekliyoruz. Tüm üniversiteler kampüs dışına çıkabilmeli ve iş adamları da kampüse girişte hiç bir tereddüt yaşamamalı. Bu kampüs benim diye görmeli. İş adamlarımız kampüse, öğrencilerimiz ve öğretim üyeleri de sanayiye çok rahat girebilmeli.''
''Yeni bir şeyler ortaya koymak için bazı riskleri de almak lazım''
Yeni bir şeyler ortaya koyabilmek için bazı risklerin de alınması gerektiğini vurgulayan Yılmaz, her yapılan işin başarılı olmasını beklememek, hata yapmanın da göze alınması gerektiğini söyledi.
Yeniliğin sadece bireysel başarılardan ibaret olmadığını dile getiren Yılmaz, ''Bu bir ekosistem, bir atmosfer. Bu atmosferi hep birlikte desteklememiz lazım. Sadece kopyala yapıştır mantığıyla bir ülkenin kalkınması mümkün değil. Kendi teknolojimizi, kendi tasarımlarımızı kendi ürünlerimizi üretmemiz lazım. Yoksa gerçekten kalkınmış bir ülke olamayız'' dedi.
''Her zaman KOBİ'lerin yayındayız''
Türkiye'de önemli bir KOBİ varlığı olduğunu belirten Yılmaz, OSTİM'in, KOBİ'lerle büyük şirketleri birleştirmiş, iyi bir model olduğunu söyledi.
Hükümet olarak her zaman KOBİ'lerin yanında oluklarını anlatan Yılmaz, şöyle devam etti:
''Yalnız bu KOBİ'lerle büyük şirketleri birbirinin alternatifi olarak görmüyoruz. Bunlar birbirleriyle ilişkili yapılar. KOBİ'lerin güçlü olduğu bir ülkede büyük şirketler de rahat eder ve daha rekabetçi hale gelir. Bunlar birbirlerini tamamlayan unsurlar. Ancak burada büyük şirketlere bir eleştiri de yapmak istiyorum. Bizdeki büyük şirketler Ar-Ge'ye, yüksek teknolojiye yeterince önem vermiyorlar. Geçmişteki daha rahat ve kolay kazanma alışkanlıklarıyla yeniliğe, teknolojiye yeterince pay ayırmıyorlar, alt yapılarını geliştirmiyorlar. Halbuki bunlarda çok büyük sermayeler var. Kamuyu tartışırken özeli de tartışmamız lazım.''
''Bizim için yerli üretim daha önemli''
Yerli üretime hükümet olarak büyük önem verdiklerini anlatan Bakan Yılmaz, ancak yerli firma ile yerli üretimi birbirinden ayırdıklarını söyledi.
Yılmaz, sözlerini şöyle tamamladı:
''Dünyanın neresinden olursa olsun gelip Türkiye'de üretim yapıyorsa o bizim üretimimizdir. Bizim için yerli firma değil yerli üretim daha önemli, yurt içinde üretim önemli. Yurt içinde üretimi teşvik etmenin de bazı yolları var. Bunlardan birincisi teşvik sistemi. Son açıkladığımız teşvik sistemiyle çok ileri teşvikler sağlıyoruz. Ankara gibi illerimizin de stratejik sektör üzerinde dikkatli durması lazım. Burada kamu alımları da önemli bir enstrüman. Bu konuda FATİH Projesi gibi önemli bir tecrübeyi yaşayacağız. Sağlık alanlarında da yine önemli bir çalışmamız var.''
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder