2011'in en cazip yatırım alternatifi Faiz cazibesini yitirdi. Dövizde riskler arttı. Buna karşılık metal fiyatları rekor kırmaya devam ediyor. Bankaların arz ettiği bakır ve platin
11 Şubat 2011 Cuma 14:27
Erkan Kızılocak'ın haberi
Faiz cazibesini yitirdi. Döviz ve hisse senedinde riskler arttı. Buna karşılık metal fiyatları rekor kırmaya devam ediyor. Bankaların arz ettiği bakır ve platin fonları adeta kapışılıyor. Uzmanlar, yatırımcılara yeni arzları kaçırmamalarını öneriyor...
EMTİA fiyatlarının kriz dönemindeki dip seviyelerden başlayan yükselişi sürüyor. Gerçi değerli metallerden altında son dönemde düşüş yönlü istikrarsız bir seyir var. Ancak diğer değerli metaller ve endüstriyel metallerdeki yükseliş sürüyor. Örneğin, geçen yıl sonunda onsu 519 dolar olan paladyumun bu yıl yüzde 54 artışla 800 doları aşacağı öngörülüyor. Altında ise son dönemdeki düşüşün geçici olduğu, 2010 sonuna göre yüzde 20’nin üzerinde artışla 1.500 doların görülebileceği düşünülüyor. Platindeki yükseliş beklentisi yüzde 18...
Endüstriyel metaller grubunda da başta bakır olmak üzere, altını aratmayacak fiyat artışları görülüyor. 2010 sonunda tonu 7.436 dolar olan bakır için bu yıl 9.130 dolar seviyeleri konuşuluyor. Bu yıl gümüşte yüzde 54, alüminyumda yüzde 14, çinkoda yüzde 17, nikelde ise yüzde 2 civarında fiyat artışı tahmin ediliyor.
BAKIR, ÇİNKO, NİKEL...
2010, tüm emtia fiyatlarının yükseldiği bir yıl oldu. Bazı emtialarda bu yükseliş temel gelişmelere dayanırken, bazılarında spekülatif etkiler daha ön plana çıktı. Başta altın olmak üzere değerli metallerdeki yükselişte önce küresel ekonomik kriz etkili oldu. Geçen yıl ise likidite bolluğu ve hedge fonların spekülatif yatırımları ön plana çıktı. Global ekonominin rayına girdiği düşüncesine bağlı olarak yatırımlardaki canlanma ise endüstriyel emtiaların yükselişinde önemli rol oynadı.
Benzer makroekonomik şartların bu yıl da sürmesi bekleniyor. Emtialarla ilgili analizlere bakılırsa, bakır 2011’deki büyük talep artışına öncülük edecek. Çünkü gelişmekte olan piyasalarda yatırım talebi artacak, gelişmiş piyasalarda da ekonomik düzelmenin etkisi daha fazla hissedilecek. Stokların büyük ölçüde tükenmiş olması ise maden ocaklarını tam kapasite çalışmasını sağlayacak. Ancak bu bile artan talebi karşılamaya yetmeyecek. 2012’de de arz sıkıntı süreceği için fiyatlar yüksek kalacak.
Çinko fiyatları ise gelişmekte olan ülkelerdeki inşaat ve otomotiv sektörlerinden gelecek taleple yükselişini devam ettirecek. Ekonomik büyümeye duyarlı diğer bir metal olan alüminyumun da talebi yüksek olacak. Çin’in üretimi kısma kararıyla geçici bir arz fazlası oluşsa bile artan enerji talebi fiyatları yukarı çekecek.
Nikelde halen en büyük üretici konumundaki Vale Inco’nun daha önce durdurduğu üretimini yeniden başlatması bekleniyor. Ancak gelişmekte olan piyasalardan gelecek tüketim talebinin hızlı biçimde artmasıyla uzun vadede nikel fiyatları yüksek seyredecek.
ŞUBAT-MART FIRSATLARI
Belli başlı bu endüstriyel metallere yönelik artış beklentisinin emtia piyasalarına ilgiyi canlı tutacağı öngörülüyor. Nitekim Türkiye’de altına dayalı yatırım fonlarının ardından diğer metal fonları da bir bir piyasaya çıkmaya başladı. Bankalar, daha önce tüm emtiaları kapsayan yatırım fonları çıkarıyordu. Artık bir ya da iki metale dayalı yatırım fonlarına yoğunlaşıyorlar. Özellikle de bakır ve platin fonları dikkat çekiyor.
Uzmanlara göre, emtia fonlarının çoğunda anapara garantisi de olduğu göz önüne alınırsa yatırım yapmak makul görünüyor. İçinde bulunduğumuz şubat-mart dönemi de alım için fırsat olarak değerlendiriliyor.
GARANTİ’DEN BAKIR VE PLATİN FONU
Garanti Bankası, şimdiye kadar 7 anapara koruma amaçlı emtia fonunu halka arz etti. Bunlardan 2’si sadece özel bankacılık müşterilerine satıldı. Halka arz edilen fonların 3’ü JP Morgan Tarım Endeksi’ne, 2’si bakır ve platinin eşit ağırlıklı sepetinin yükselişine, 1’i altının ons cinsinden değer artışına, diğeri ise değer kaybına endeksli oldu.
Garanti’nin tüm emtia fonları yüzde 100 anapara koruma esasına dayalı. Yatırımcılara ayda 2 kez bu fonlardan çıkış imkanı sunuluyor. Bu sayede kâr realizasyonu ya da nakit ihtiyacı durumunda vade sonu beklenmeden, fonun piyasa fiyatı üzerinden erken çıkış imkanı bulunabiliyor.
Katılım tutarları fon bazında değişiklik gösteriyor. Ancak genelde 1.000 ya da 3.000 TL’lik minimum katılım tutarı söz konusu. Garanti Bankası Yatırım Bankacılığı Birim Müdürü Zeki Şen, şimdiye kadar ihraç ettikleri emtia fonları için 500 milyon TL’lik talep topladıklarını vurguluyor. 10-18 Ocak tarihlerinde halka arz edilen bakır ve platin fonunun toplam tutarı 200 milyon TL’ydi.
Şen, düşen faiz ortamının yatırımcıları yeni alternatif ürünlere yönelttiğini söylüyor. Tabii ki bu yoğun ilgide, emtia fiyatlarında yaşanan artışların etkili olduğu bir gerçek.
Bu noktada, bu tür fonlara katılımın sadece halka arz dönemlerinde yapılabildiğini belirtelim. Zeki Şen, Garanti Bankası’nın önümüzdeki dönemde farklı emtialara dayalı fonlar çıkaracağının mesajını veriyor.
“YENİ ARZLARI KAÇIRMAYIN”
Finans Portföy, geçen yıl tüm emtiaları kapsayan 19 milyon TL tutarında bir fon çıkarmıştı. Finans Portföy Kıdemli Yöneticisi Murat İnce, yakında vadesi dolacak olan bu fonun yüzde 29 getiri sağladığını belirtiyor. İnce, iki ay önce çıkardıkları 1 yıl vadeli bakır, alüminyum, çinko ve platin fiyatına endeksli yatırım fonu içinse yüzde 17 getiri tahmin ediyor.
Finans Portföy, son olarak geçen hafta bakır fonunu piyasaya arz etti. Murat İnce, son dönemlerde bakır fiyatları anormal şekilde yükselince bu fonu çıkarmaya karar verdiklerini belirtiyor. Ancak İnce’ye göre, önümüzdeki dönemde bakır fiyatlarında bir düzeltme yaşanacak. Yine de 1 yıllık süreçte getirisi yüksek olacak.
Fonlardan ayda iki kez çıkış imkanı tanıdıklarını hatırlatan İnce, yurtdışında ise yatırımcılara en az 6 aydan önce bu fırsatın verilmediğine dikkat çekiyor. İnce, buna gerekçe olarak, yatırımcıların geçici iniş çıkışlar karşısında paniğe kapılma ihtimalini gösteriyor. Bu yüzden yanlış kararlar alıp zarara uğrayabiliyorlar. Bankalar da müşteriyi ve kendilerini korumak adına bu fonlarda 6 ay ile 1 yıl boyunca çıkış izni vermiyor.
Emtia fonlarının yatırım için cazip bir alternatif olduğunu düşünen İnce, yıl için de yeni arzlar planladıklarını açıklıyor. Ardından da yatırımcılara bu tür fonların halk arz dönemlerini yakından takip etmelerini öneriyor.
İŞ’TEN PALADYUM FONU GELİYOR
İş Bankası, geçen yıl iki emtia fonu halka arz etmişti. Banka, temmuz ayında altın, petrol, bakır, çinko ve mısırdan oluşan anapara korumalı “Yıldız Emtia Fonu”nu; aralık ayında da altın, petrol, bakır ve platinden oluşan anapara korumalı “4 Emtia Fonu”nu halka arz etmişti. Bu fonlara asgari yatırım tutarı 1.000 TL olarak belirlenmişti...
İş Bankası Sermaye Piyasası Bölümü yetkilileri, önümüzdeki dönemde bakır ve paladyum fiyatına dayalı anapara korumalı bir fon çıkarma hazırlığında oldukları bilgisini veriyor.
Bilindiği gibi, son dönemde emtialar arasında endüstriyel metaller ve tarım ürünleri ön plana çıkıyor. Nitekim getirisi tarımsal ürünlere ve endüstriyel metallere endeksli korumalı ve garantili fonlara talep de artarak sürüyor. Sektör genelinde bir veya birden fazla endüstriyel metale dayalı fonların toplam büyüklüğü yaklaşık 395 milyon lirayı buldu. Bunun yüzde 17’si İş Bankası’nın fonlarından oluşuyor.
Getiri açısından değerlendirildiğinde, iki ay ve daha öncesinde halka arz edilmiş metale dayalı anapara korumalı fonlarda yüzde 6.6 ile 22.7 arasında oranlar göze çarpıyor. Ancak bu noktada İş Bankası yetkililerinin yatırımcılara yönelik önemli bir tavsiyesi bulunuluyor: “Yatırımcıların öncelikle, bu fonlardan ara dönem çıkışlarında anapara koruması veya garantisi bulunmadığını kabullenerek yatırım yapmaları gerekiyor.”
AKBANK’TA MİNİMUM 500 LİRA
Akbank’ta altın fonunun yanı sıra doğrudan metallere ve metal fiyatlarının gelişimini gösteren endekslere yatırım yapan anapara koruma amaçlı fonlar bulunuyor. Akbank yetkilileri, bu fonların içerik ve stratejilerinin farklılık gösterebildiğini belirterek, Akbank’ta en az 500 TL’yle yatırım yapılabildiğini söylüyor.
Akbank bünyesinde halen altın, metaller ve emtia endekslerini dayanak olarak çıkarılmış 6 koruma amaçlı fon bulunuyor. Bankanın Dow Jones - UBS endeksine yatırım yapan 2 fonunda 72 milyon; altın, gümüş, platin ve bakıra tek başına veya bir metaller sepeti olarak yatırım yapan 4 fonunda ise 125 milyon olmak üzere toplamda 197 milyon TL tutarında emtiaya dayalı fon portföyü oluşmuş durumda.
Yetkililer, emtia fiyatlarının özellikle son 1 yıldır ciddi anlamda yükselmesinin bu fonlara ilgiyi canlı tuttuğunu vurguluyor. Akbank’ın geçen hafta petrole dayalı koruma amaçlı fonu için talep topladığını hatırlatan yetkililer, “Mart ve nisan aylarında da farklı emtialara dayalı fonlarımızı yatırımcılara sunmaya hazırlanıyoruz” diyor.
Şant MANUKYAN / İş Yatırım Uluslararası Piyasalar Müdür Yardımcısı
“Yatırım için uygun dönem”
Eskiden sınırlı şekilde yatırım yapılabilen birçok emtia, artık borsalarda borsa yatırım fonu (ETF) şeklinde işlem görüyor. Herhangi bir küçük yatırımcı bile elektronik platformlar aracılığıyla evinden bakır alıp, mısır satabiliyor. Bu yüzden emtia fiyatları artık sadece reel sektör tarafından belirlenmiyor. Hal böyle olunca da fiyatlar spekülatif yönlendirmelere açık hale geldi.
Değerli metallerdeki fiyat artışları birkaç nedene dayanıyor. Öncelikle merkez bankalarının para basma politikası yatırımcılar tarafından artık sorun çözücü değil yaratıcı olarak görülüyor. Bu yüzden de yatırımcılar manipüle edilemez bir tasarruf aracı arıyor. Endüstriyel metallerde ise Çin’in stoklarını artırması kadar 2011’de piyasaya sürülecek olan iki yeni ETF için aracı kurumların spot piyasada (bakır) alım yapıyor olması ve global büyümedeki toparlanma önemli rol oynadı. ETF’ler rahatlıkla alınıp satılabildiği, saklama masrafı olmadığı için küçük yatırımcıların giderek fazla tercih ettiği bir enstrüman haline geldi. Enflasyon korkusu veya hızlı büyüme beklentisi fiyatları yukarı yönde hareketlendirecek.
Fon satın alma dışında, yurtdışı piyasalarda işlem yapan bir aracı kurumda hesap açarak emtia piyasalarına doğrudan yatırım yapılabilir. Yatırımcılar future, opsiyon, ETF ve ilgili şirket hisseleri üzerinden pozisyon açabilir. Düşük faiz ortamı, anapara garantili fonlar için ideal bir ortam sunar. Bu yüzden söz konusu fonlar de iyi bir alternatif olabilir. Emtia fonlarının çoğunda anapara garantisi de olduğu göz önüne alınırsa yatırım makul görünüyor. Şubat-mart dönemi alım için iyi bir fırsat yaratabilir.
Yıllık enflasyon tahminleri (%)
2010 2011 2012
ABD 1.6 1.55 2.1
Japonya 1.9 2.1 2.3
AB -0.7 -0.3 0.4
Çin 4.2 3.9 4.3
Hindistan 6.9 6.5 9.2
Doğu Avrupa, Ortadoğu ve Asya bölgesi 6 6.2 5.8
Dünya ortalaması 2.9 2.9 3.4
Ekonomik büyüme tahminleri (%)
2010 2011 2012
ABD -2.6 2.8 2.7 2.8
Japonya -5.2 3.5 1.4 2.0
AB -4 1.8 1.9 1.9
Çin 9.1 10 9 9
Hindistan 7.4 9 8 8.6
Dünya ortalaması -1.1 4.1 3.7 3.8
Metal fiyatları projeksiyonu
2010 sonu 2011 tahmini 2012 tahmini 2013 tahmini 2014 tahmini
Bakır (Ton/$) 7.436 9.130 8.140 6.490 5.060
Alüminyum (Ton/$) 2.156 2.464 2.420 2.530 2.640
Nikel (Ton/$) 21.560 22.000 20.680 20.240 20.020
Çinko (Ton/$) 2.156 2.530 2.420 2.156 1.870
Platin (Ons/$) 1.604 1.905 1.950 1.925 1.980
Paladyum (Ons/$) 519 800 825 - -
Altın (Ons/$) 1.217 1.550 1.350 1.150 1.075
Gümüş (Ons/$) 20 33 26 - -
Serdar PAZI / Ata Portföy Yönetimi Fon Müdürü
“Sanayide kullanılan metaller öne çıkacak”
Geçen yıl başta altın ve gümüşle olmak üzere değerli maden fiyatlarını yukarı iten faktör, sisteme FED, ECB (Avrupa Merkez Bankası) ve diğer merkez bankaları tarafından enjekte edilen paranın sonuçta emtialara ve gelişmekte olan piyasalara yönelmesiydi. Ancak 2011 itibariyle euro bölgesinde artan enflasyon kaygıları ve ABD’nde kıpırdanmaya başlayan istihdam piyasası, yıl sonuna doğru faiz artırımlarını görebileceğimize işaret ediyor.
Enerji fiyatlarında ABD’de azalan stoklar, soğuk hava koşulları ve başta Mısır olmak üzere artan jeopolitik kaygılar nedeniyle yaşanan yükselişe karşılık OPEC, üretimi gerektiği zaman artırabileceğini dile getirdi. Sanayide kullanılan alüminyum ve bakır gibi metallerde ise Çin tarafından alınan ekonomiyi soğutmaya yönelik önlemlerin yarattığı belirsizlik ortamı var.
Mevcut görünümde ABD ve euro bölgesinde büyümenin ivme kazandığına işaret eden veriler faiz artırımlarının daha yakında başlayacağı şeklinde yorumlanacağından, değerli madenler için olumsuz algılanacaktır. Dolayısıyla dünya büyüme tahminlerinin yukarı revize edildiği ortamda sanayide kullanılan metallerin ön planda olacağını, olası OPEC üretim artırımı ya da politik gerginliğin azalması gibi gelişmelerin enerji fiyatları üzerinde risk oluşturacağını düşünüyoruz.
http://www.patronlardunyasi.com/
Para Dergisi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder