Les Ottoman’s Otel Genel Müdürü Ahu Kerimoğlu Aysal
Ahu Kerimoğlu Aysal, dünyaca ünlü Les Ottoman’s Otel’in Genel Müdürü. Başarısının sırrını yaptığı işe inanmasında görüyor. “Eğer işinize inandığınız kadar çalışkan, disiplinli ve de dürüstseniz başaramamanıza imkân yok” diyor. Bu özelliklere sahip iş insanlarına kimsenin engel olamayacağını belirtiyor.
Türkiye İş Kadınları Derneği (TİKAD), Avrupa Gazeteciler Cemiyeti (SEJ) ve True dergisinin düzenlediği 2006 Türkiye Başarı Ödülleri töreninde “Yılın Girişimci İş Kadını Ödülü’ne layık görülen Otel Les Ottoman’s Yönetim Kurulu Başkanı Ahu Kerimoğlu Aysal, şimdi de Ekonometri dergisinde. Türkiye’nin En Güçlü İşkadınları dosyasında sektörüne ve Türk turizm sektörüne yaptığı katkılarla dikkat çeken Ahu Kerimoğlu Aysal, Ekonometri dergisi Genel Yayın Yönetmeni Nüket Kantarcı’nın sorularını yanıtladı;
Neden turizm sektörünü seçtiniz? Ben insanları ve paylaşmayı çok seviyorum. Eğer kişiliğiniz bu yöndeyse otelcilik yapılacak tek meslektir. Sektöre 1985 yılında kurduğum ilk tatil köyümle girdim. Burada Türkiye’de bir ilk olan “Thalassoterapi Merkezi’ni” açtım.
Thalassoterapi nedir? Thalassoterapi’nin temel kuralı, denizle ilgili üç elemanın bir arada bulunması ve bakımlarda uygulanmasıdır. Bu elemanların ilki, mikro organizmalarıyla canlı olan ve insan organizmasının biyolojik dengesini sağlayarak onu tedavi eden deniz suyunun ta kendisidir. İkincisi, deniz havasıdır, sonuncusu ise denizdeki yosunlardır.
Ülkemizin üç yanı denizlerle çevrili olmasına rağmen Thalassoterapi ülkemizde uygulanmıyor. Bizde termal ve kaplıca tedavileri yoğun olarak kullanılıyor. Halbuki deniz suyunda var olan mineraller ve yosun çok faydalıdır.
Sizce otelcilik sektörü ne durumda? Sektörde rekabetin olması iyi bir şey. Rekabet kaliteyi güçlendirir. Lakin rekabet edeceğim diye de kaliteden ve fiyattan ödün verilmemelidir. Rekabet güzeldir, ben rekabeti severim. Ama bugün 20 Euro’ya oteller yatak satıyor. Büyük günah. Otellerimizin bu şekilde bir fiyat politikası uygulaması yanlış. Sektörü baltalıyorlar.
Sizce bu yanlışın nasıl önüne geçilir? Devletin bu duruma el koyması lazım. Pansiyonların, 3–4 ve 5 yıldızlı otellerin taban fiyatları belirlenmeli. Belirlenen fiyatın altında satış yapılmamalı. Aksi fiyat politikasına müsaade edilmemeli. Ülkemizin yabancı turist yapısına bakınca, Türkiye’ye zengin değil, ucuz turist geliyor. Ülkemize zengin turist gelmeli ki taksici de, mücevherci de, otelci de kazansın. Bu sektörde herkes ve her iş birbirine bağlı çark gibi.
Herşey dâhil sistemi sizce doğru bir pazarlama stratejisi mi? Maalesef hatalı bir strateji. Gelen turist otelin içinde yiyor, içiyor, kalıyor ve ülkeden ayrılıyor. Otel haricinde kimse kazanamıyor. Aslına bakarsanız otelci de kazanamıyor. Kısacası ‘her şey dâhil’ sisteminin Türkiye’ye faydası yok.
Dünyaya otelinizi oldukça kısa sürede tanıttınız. Bunu nasıl başardınız? Web sayfamı Fransa’da hazırlattım ve ödül aldı. Fransa’da tanınmaya başladım. Ardından dünyanın en ünlü sanatçılarını Les Ottoman’s Otel’de ağırlamaya başladım. Ayrıca ben çok seyahat ediyorum. Her yeni şeyden haberim oluyor. Gördüklerimi de kendi otelimde uyguluyorum. Aslında bütün otel müdürlerinin de bu araştırma içinde olması gerekir diye düşünüyorum.
2006 yılında Girişimci Kadın Ödülü’nü aldınız. Bu konuda neler söylemek istersiniz? Ben oteli 7 senede yaptım. Devletten gelen bir takım zorluklar vardı. Anıtlar Kurulu zorluklar yarattı. Yılmadan sonuna kadar mücadele ettim. Oteli açmaya kalktım, ruhsatımı alamadım. Geçici ruhsatla çalıştım. Bir yıl sonra da gerçek ruhsatımı aldım. Kimseden destek almadan Les Ottoman’s Otel’i İstanbul’a kazandırdım. Bu başarı da ulusal ve uluslararası medyada geniş yer aldı. Böylece de Girişimci Kadın Ödülü’nü almaya hak kazandım.
Sertaç Kantarcı : sertac@ekonometri.com.tr
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder