Karadeniz Sanayici ve İşadamları Dernekleri Federasyonu (KASİF) ile Karadeniz Sanayici ve İşadamları Derneği (KASİAD) tarafından ortaklaşa düzenlenen , Dünya Gazetesi yazarı
Karadeniz Sanayici ve İşadamları Dernekleri Federasyonu (KASİF) ile Karadeniz Sanayici ve İşadamları Derneği (KASİAD) tarafından ortaklaşa düzenlenen , Dünya Gazetesi yazarı ve Yönetim Danışmanı Dr. Rüştü Bozkurt’un konuşmacı olduğu ‘ Dünya Ekonomisindeki Son Gelişmelerin Türkiye’nin Önüne Çıkardığı Tarihi Fırsatlar’ konulu konferans KASİF’te yapıldı. Konferansa SGK Samsun İl Müdürü Saffet Çalışkan, OKA Genel Sekreteri Mevlüt Özen olmak üzere çok sayıda iş adamı ve KOBİ temsilcisi katıldı.
Konferansın açılış konuşmasını yapan Karadeniz Sanayici ve İşadamları Dernekleri Federasyonu (KASİF) Genel Sekreteri Yaşar Bıyıklı, Türkiye’nin dünya’da 17. büyük ekonomi haline geldiğini belirterek, ‘Bildiğiniz gibi Türkiye, Dünya’nın en büyük 17’inci AB’nin ise en büyük 6’ıncı ekonomisine sahip bir ülke. 2023 yılı hedef alınarak yapılan birçok araştırma Türkiye ekonomisini dünyada ilk 10 ekonomi arasında gösteriyor. 2100 yılında ise Dünya’ya yön verecek olan 6 ülkeden biri olarak Türkiye yer alıyor. İşin ilginç tarafı, Türk Milleti olarak bu başarıyı, rakiplerimiz gibi silah, doğalgaz veya petrol satarak yakalamadık. Biz bu başarıyı insan kaynağımızla yakaladık. Çünkü Türkiye’nin en büyük sermayesi girişimcisinin müteşebbis ruhudur. Ancak bu büyümenin sürmesi için siyasi ve ekonomik istikrarı sürdürmemiz gerekiyor’ şeklinde konuştu.
Türkiye’nin önünde hiç olmadığı kadar önemli fırsatların olduğunu ve bu fırsatların iyi değerlendirebildiği taktirde 2023 yılında dünyanın 10 büyük ekonomisi arasına gireceğini söyleyen Dr. Rüştü Bozkurt, ‘ Dünya 12 bin yıl boyunca tarım toplumuydu. 1800’li yıllardan sonra sanayi toplumu oldu. Türkiye 1800 yıllarda yaşanan sanayi devrimini kaçırdı. Sanayi devrimi kaçırmamızın nedenleri şunlardı: imparatorluk toprak kaybediyordu. Çanakkale’de yetişmiş genç nüfusumuzu kaybetmiştik. Can çekişen bir imparatorluğun sanayi devrimini kaybetmesi anlaşılabilir.1975’li yıllardan itibaren dünya bilgi toplumuna geçti. Bunu da geçen yıl IMF ve Dünya Bankası yapılan bir toplantıda açıkladılar. Artık günümüzde bilgi bakımından değer üretmeyenlerin iş yaşamında yeri olmayacaktır. Türkiye bilgi çağını yakalamada çok önemli avantajlara sahip bir ülke konumunda. Bu avantajları şöyle sıralayabiliriz. Öncelikle Türkiye’nin elinde çok iyi bir girişimci yapısı var. Elinde çantasıyla dünyanın her yerinde iş yapmak isteyen bir Türk girişimciye rastlayabilirsiniz. Bunun yanında yurt dışından devlet başkanlarını, bakanlarını, işadamlarını ülkemize getiren ticaret organizasyonları kuran sivil toplum kuruluşları var. Cumhurbaşkanımızdan bakanımıza kadar tüccar mantığıyla hareket eden bir yönetime sahibiz. İkincisi Manş denizinden Çin denize kadar en iyi fabrika alt yapısına sahibiz. Son 5 yıl içinde kurduğumuz bütün fabrikalar yeni. Yine genç, dinamik ve nisbi olarak eğitimli bir nüfusa sahibiz. Komşularıyla sıfır problem diyen komşularıyla ticaret oranını sürekli arttıran bir ülkeyiz. Dünyada komşularıyla ticaretini yüzde 35’lere çıkarmayan ülkeler gelişemez. Üretim becerisi ve gelenekleri olan bir ülkeyiz. Aynı zamanda yüzümüz hem batıya hem de doğuya dönük. Budist’iyle de , Japon’uyla da, Hıristiyan’ıyla da ilişkileri olan bir ülkeyiz. Bunların tümünü bir araya getirdiğinizde sanayi devrimde kaçırdığımız şans bu sefer elimizin menzilinde bulunuyor’ dedi.
Türkiye’de bir çok farklı sektörde bulunan firmaların gelecek 10 yıl içerisinde dünyada ilk sıralarda yer alacağını belirten Bozkurt, ‘ Türkiye şansı iyi kullandığı taktirde bir çok sektörde ilk sıralarda yer alacaktır. Örneğin Taahhüt sektöründe önümüzdeki 5-6 yıl içerisinde ilk 4 firma Türk olacaktır. Seramik sektöründe ilk 2-3 firma bizim firmalarımız olacaktır. Lojistik sektörünün ilk 2-3 firmasını biz çıkaracağız. Makine ve yedek parçada Almanya’nın yakaladığı verimliliği yakalarsak çok büyük güç oluruz. Enerji sektöründe Türkiye’nin çok büyük avantajları var. Yaşlılık hizmetleri için AB ülkelerine en yakın ülke biziz. Biz tüm bu sektörlerde dünya’nın bir numarası olmaya aday bir ülkeyiz. Bizin sanayi devrimi ile bilgi toplumu aşamasındaki yapımız arasında dağlar kadar fark var’ diye söyledi.
Dr. Rüştü Bozkurt, Dünya ekonomisindeki güç dengesinin kaymaya başladığın belirterek yapacağımız her ticari faaliyette yeni güç odaklarını da dikkate almamız gerektiğini ifade ederek, ‘Dünya ekonomisinde güç dengeleri değişiyor. Güç ABD’den ve AB’den doğuya ve Çin’e ve Hindistan’a doğru kayıyor. Bu iki ülkenin büyüme oranları ABD’de ve AB ülkelerinden daha büyük. Artık bizde bir iş yaparken bu ülkeleri de takip etmek zorundayız. Bu bakkalından sanayicisine hepimiz için geçerlidir. Örneğin bir oyuncakçı dükkanı açacaksak Çin oyuncağını dikkate almak durumundayız’ dedi.
http://www.kuzeyhaber.com/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder