21 Mart 2011 Pazartesi

10 bin lüks aracını geri çağıracak ..

ABD'li otomobil üreticisi General Motors (GM), 10 binden fazla aracını geri çağıracak

ABD'li otomobil üreticisi General Motors (GM), 10 binden fazla aracını geri çağıracak.

Şirketten yapılan açıklamaya göre, 10 binden fazla 2011 model Buick LaCrosse ve Cadillac SRX araçlar, elektronik klima kontrol sistemlerindeki yazılım hatasının ön camlarındaki buz çözücüleri etkisiz hale getirebileceği ve sürücünün görüş alanını etkileyebileceği gerekçesiyle geri çağrılacak.

GM, yazılımdaki sorunun ücretsiz olarak giderileceğini belirterek, geri çağırmaların 11 Mart tarihinden itibaren başlamasının beklendiğini bildirdi.
www.patronlardunyasi.com/haber

2 Mart 2011 Çarşamba

İŞ HAYATIN'DA ETKİLİ 6 TEKNOLOJİK ARAÇ


Ekonomi dergisi FORBES küçük ve orta ölçekli işletmelerin hayatını kolaylaştıracak en yararlı web sitelerini seçti. Skype, Zoho ve TeuxDeux gibi sitelerin yer aldığı liste pek çok şirket için altın kaynak niteliğinde.

Bundan çok değil yalnızca 10 yıl öncesine kadar adını dahi anmadığımız FreshBooks, Skype, Zoho ve TeuxDeux gibi teknolojik araçlar günümüzde özellikle küçük ve orta ölçekli işletmelerin kurtarıcısı konumuna geldi. Ticari faaliyetlerini faturalandırmadan video konferans yapabilmeye kadar kadar pek çok alanda online hizmet sağlayan bu araçların çoğunluğunun ücretsiz hizmet veriyor olması da onların cazibesini artırıyor. Bu trendden yola çıkan ünlü ekonomi dergisi FORBES da geçtiğimiz günlerde son yıllara damgasını vuran önemli teknolojik aygıtları sıraladı. İşte size derginin seçtiği en popüler iş siteleri.
Freshbooks

Kimse hesap yapmayı sevmez. Ancak pek çok insan Freshbooks’u seviyor. Özellikle küçük ve orta ölçekteki işletmelere her türlü muhasebe işlemi yapma imkânı tanıyan bu ara yüz, muhasebe kaydı tutmaktan faturalandırmaya kadar pek çok seçeneği bir arada barındırıyor. Kısa zaman içinde önemli bir kullanıcı sayısı elde eden sistemde üyeler, zaman çizelgeleri oluşturup projelerini bu tablolara da yerleştirebiliyor. Freshbooks’da her kullanıcı üç farklı işlem dosyasına kadar siteyi ücretsiz kullanabiliyor.

Skype

Üyeleri arasında telefonla ücretsiz konuşma imkânı yaratan Skype, tüm dünyada milyonlarca hayran topladı. Sonrasında muadili başka programlar çıksa bile Skype tahtını hiç kimseye kaptırmadı. Görüntülü konuşma imkânı yaratan bu servis üzerinden özel ders verenler, iş görüşmesi hatta farklı şubeleriyle video konferans yapan şirketler bile var.Eğer arayacağınız kişi Skype üyesi değil ise çok cüzi bir rakam ödeyerek de arama yapabiliyorsunuz.

Zoho

Zoho CRM-müşteri ilişkileri yönetimi, Zoho projects-çevrimiçi proje yönetimi, Zoho business-doküman yönetimi, hesap tablosu ve ofis araçları, Zoho People-insan kaynakları yönetimi uygulamaları sitedeki 20 popüler yönetim uygulamasından yalnızca birkaçı. Dünya üzerinde 40 bin işletmede yaklaşık 2 milyon kişi tarafından tercih edilen site popülerliğini de gün geçtikçe artırmakta. Kişisel kullanımlar için ücretsiz, kurumsal kullanımlarda ise üç kişiye kadar ücretsiz olan Zoho, üyelerine test kullanımı imkânı da sunuyor.

Global Response

Çağrı merkezi işlerini outsource etmek için oldukça önemli kaynaklardan biri olan Global Response, özellikle küçük işletmeler için ciddi kolaylık sağlayan bir web sitesi. Sunduğu çağrı merkezi hizmetleri sayesinde şirketleri daha profesyonel gösteren sistem, ayrıca telefon aracılığıyla alınan şikâyet, satış ya da müşteri memnuniyeti gibi geri dönüşlerin de takibini daha düzenli hale getiriyor.

EventBrite

ABD merkezli bir site olan EventBrite, üzerinden bilet satışı yapılıyor. Çevrimiçi bilet satışına imkân sağlayan sitede kullanıcılar düzenledikleri etkinliklerin biletlerini cüzi bir ücret karşılığında satışa çıkartabiliyor. Kullanımı da oldukça kolay olan sitede, kullanıcıların organizasyonun yeri ve zamanı gibi detayları paylaşması yeterli. Başta Facebook olmak üzere pek çok sosyal medya sitesi üzerinden de takip edilen EventBrite’a üye olmak ücretsiz.

TeuxDeux

Eğer sizde ‘mutlaka yapılacaklar listesi’ tutanlardansanız web tabanlı bir günlük olan TeuxDeux tam size göre. Sade görünümü ve kullanımı oldukça kolay altyapısıyla kısa süre içinde kullanıcı sayısını artıran site, işletmeler içinde ajanda niteliğinde. Üyeliğin ücretsiz olduğu sitenin, yapılacaklar listesini adeta masa üzeri ajanda mantığıyla günü gününe sıralıyor olması da TeuxDeux’a olan ilgiyi artırıyor
http://serdalkepil.wordpress.com

1 Mart 2011 Salı

Anlamadan, dinlemeden...


Yapılan araştırmalara göre konuşma veya toplantı sırasında tarafların yüzde 70’i karşı tarafı dinlemiyor.

Oğuz Demir'in yazısı
Toplumun farklı kesimlerinde bir süredir dalgalanmalar yaşanıyor. Her seçim öncesi olduğu gibi bu dönemde de fikirler, ideolojik görüşler ve yeni projeler yerine liderler ön plana çıkıyor. Asıl önemlisi liderler ve toplum önderleri birbirlerini dinlemiyor. Yine televizyon ekranlarındaki siyasi veya ekonomik bir programda dinlemeden cevap vermenin örneklerini sıkça görüyoruz.

Bu karşı tarafı dinlememe alışkanlığı şirket yönetimlerinde de sıkça karşılaştığımız bir olgu. Bir toplantı sırasında ya da bir ürünün tanıtımında konuşmacı henüz sözlerini bitirmeden sorular başlıyor. Bir iş toplantısında, bir çalışan sözlerine başladıktan kısa süre sonra araya giriliyor...

Yapılan araştırmalara göre de konuşma veya toplantı sırasında tarafların yüzde 70’i karşı tarafı dinlemiyor. Psikologlar bu esnada zihnimizin daha çok karşı tarafa vereceğimiz cevabın kurgusuyla meşgul olduğunu söylüyor. Daha açık bir anlatımla karşı tarafın ne anlatmak istediğini bilmeden zihnimizde ona vereceğimiz cevabı hazırlıyoruz.

Oysa insanlar birbirlerini tam anlamıyla dinlemedikleri zaman dünyayla, çevreyle ve diğer insanlarla iletişim kurmakta zorlanır. Karşı tarafın ne dediğini dinleyip kavramadan verilen cevaplar bir fikir birliği, konsensüs oluşmasına engel olur. Bu durum da toplumlarda ve şirketlerde karışıklıkların ortaya çıkmasına yol açar.

Bu tipler aynı zamanda yeni bir ürünün ortaya çıkmasını da frenler. Dinlemekten pek fazla hoşlanmayan toplumlarda siyasi ve ekonomik olarak yeni fikirler, yaratıcı öneriler hamlesi görülmez. Oysa yaratıcılık bir ülkeyi, bir şirketi ayakta tutan en önemli niteliklerin başında gelir. Yeni projeler, fikirler ve öneriler olmazsa değişen dünyaya ayak uydurmak zorlaşır. Türkiye’de şu sıralar birbirimizi dinlemeye dolayısıyla yaratıcı fikirlere her zamankinden çok ihtiyaç var.

Bu arada yazarımız Dr. Yaşar Erdinç bir cerrahi operasyon geçirdi. Para dergisi ekibi olarak kendisine acil şifalar diliyoruz.
Son bir not daha verelim. Para Dergisi, 2011’in ilk 5 haftasında satışını artırarak en yakın rakibiyle farkı daha da açtı. Bizi açık ara pazar lideri yapan tüm okurlarımıza teşekkür ederiz.
http://www.patronlardunyasi.com/haber
Para Dergisi

Rahmi Koç, Cenevre'de kiminle görüştü?


Otomotiv dünyasında önemli yeri olan ve bu yıl 81'incisi düzenlenen Cenevre Otomobil Fuarı başladı.

2011 yılının Avrupa'da düzenlenen ilk önemli fuarı olan Cenevre Otomobil Fuarının basın açılışı yapıldı. Bu yıl 170 yeni modelin dünya tanıtımı yapılacak olan fuar yarın da basına açık olacak.

Fuar 3-13 Mart 2011 tarihleri arasında ziyaretçiler tarafından gezilebilecek. 80 bin metrekare alanda 31 farklı ülkeden gelen 700 markanın katılımıyla düzenlenen fuarı 700 bin kişinin ziyaret etmesi bekleniyor.
Bugüne kadar en çok çevreci otomobilin tanıtıldığı otomobil fuarı olmaya hazırlanan Cenevre Otomobil Fuarına 10 binin üzerinde basın mensubu akredite oldu.

Dünyanın en iyi 5 otomobil fuarından biri olarak gösterilen Cenevre Otomobil Fuarının bu yılki teması ''yeşil'' otomobillerden oluşacak. Elektrikli ve alternatif yakıt sistemleri ile donatılmış otomobillerin yanı sıra tamamen geri dönüştürülebilir materyallerden üretilen otomobiller de dikkati çekiyor.

FUARIN GÖZDE OTOMOBİLLERİ

Fuarda, Audi'nin kompakt sınıftaki başarılı modeli A3'ün önümüzdeki dönemde üretilmesi planlanan sedan versiyonu, fuarda sergilenecek bir konsept ile yüzünü gösterecek.

Chevrolet'nin fuarda sergileyeceği yeni Aveo Sedan ve Cruze Hatchback modeli yaz aylarında Türkiye'de satışa sunulacak. Aveo Sedan'da 75 ve 95 beygirlik 1.3 litre hacminde dizel motor seçenekleri yer alacak.

Ferrari'nin tarihindeki ilk dört tekerlekten çekişli süper spor modeli Ferrari FF, 660 beygirlik V12 motoru ile 0-100 km/s hızlanmasını 3,7 saniyede tamamlıyor. Dört kişilik tasarlanan araç yaz aylarında Türkiye'de satışa sunulacak.

Ford, Detroit'te gösterdiği Vertek konseptini ve tamamen yeni Ranger pick-up'ını sergileyecek. Sürpriz olarak Fusion'ın yerini alacak B-Max'in konsept halinde sergilemesi bekleniyor. Ford ayrıca Focus'un elektrikli versiyonunu da fuarda görücüye çıkaracak.

Japon üretici Honda, yenilediği Accord ve Civic HB'i ilk kez tanıtacak. Bununla birlikte Jazz'ın hibrit versiyonunu ve yine bu araçtan türetilen yeni elektrikli konseptini de sergileyecek.
Fuarda yer alacak Infiniti'nin Etherea konsepti, coupe, sedan, hatchback ve crossover araçlarının birleşiminden oluşan bir tasarıma sahip.

Mercedes roadster sınıfındaki temsilcisi yeni nesil SLK'yı tanıtacak. Araçta 1.8 litre 201 beygir turbo ve 3.5 litre 302 beygir benzinli motorlar görev yapacak. Türkiye'de başarılı satış rakamlarına ulaşan yeni Mercedes C Serisi'nin Coupe versiyonu da ilk kez Cenevre'de sergilenecek.

Renault markasının yeni tasarım stratejisini yansıtan konsept aracı Captur da ilk kez Cenevre'de görücüye çıkacak. Kaslı yapıya sahip bir minik crossover olan Captur'da hardtop tavan çıkarılabiliyor ve araç cabrio otomobile dönüşüyor.

Fiat'ın Chrysler ve Dodge markalarını satın almasının ardından geliştirilen Freemont, markanın 4x4 segmentindeki ilk temsilcisi olacak.

Fransız otomobil üreticisi Peugeot kompakt sınıftaki temsilcisi 308 de 508 ile başlayan yeni tasarım anlayışı çerçevesinde makyajlanarak fuarın ardından kısa bir süre sonra satışa sunulacak.
KOÇ CENEVRE'DE
Bu arada, fuarı ziyaret eden Koç Holding Şeref Başkanı Rahmi Koç, Ford Başkanı ve Üst Yöneticisi (CEO) Alan Mulally ile görüştü. Daha sonra fuarı gezen Rahmi Koç, gazetecilerin görüşmeye ilişkin sorularını cevapsız bıraktı.
http://www.patronlardunyasi.com/

Motosiklette ÖTV oranı düşürüldü


Beş yıl önce yüzde 22'ye çıkartılan ÖTV oranının 25 Şubat Cuma günü yapılan değişiklikle yeniden yüzde 8'e indirildiği bildirildi

Motosiklet Endüstrisi Derneğinden (MOTED) yapılan açıklamada, motor hacmi 250 cc'ye kadar olan motosikletlerde beş yıl önce yüzde 22'ye çıkartılan ÖTV oranının 25 Şubat Cuma günü yapılan değişiklikle yeniden yüzde 8'e indirildiği bildirildi.

Haberin Yeşilköy İstanbul Fuar Merkezi'nde düzenlenen Motosiklet, Bisiklet ve Aksesuarları Fuarı Eurasia Moto Bike Expo'da öğrenen motosiklet firmaları tarafından sevinçle karşılandığı belirtilen açıklamada, motosikletlere uygulanan bu yüksek oranın pazarın yarıdan fazla küçülmesine neden olduğu ve sektörü sıkıntıya soktuğu, bu nedenle derneğin beş yıldan beri ÖTV oranının yeniden yüzde 8'e çekilmesi için çalışmalar yaptığı kaydedildi.

Özellikle günlük kullanımda tercih edilen motor hacmi 250 cc'ye kadar olan motosikletlerin trafik yoğunluğuna çözüm sunarken, düşük yakıt tüketimiyle de ülke ekonomisine büyük katkı sağladığı bildirilen açıklamada, motor gücü 250 cc üzeri motosikletlere uygulanmakta olan yüzde 37'lik ÖTV oranında herhangi bir değişiklik yapılmadığı, yürürlüğe giren kararname ile 250 cc'ye kadar olan motosikletlerde yapılan vergi indiriminin adil olması adına diğer hacim gruplarında da kademeli olarak uygulanmasının sektörün beklentileri arasında yer aldığı belirtildi.

MOTED Başkanı Ali Karakoç, indirimin tüm sektörü memnun ettiğini belirterek, “Karar satışlara olumlu yansıyacak, motosiklet kullanımını artıracak" dedi.
http://www.patronlardunyasi.com/haber

Rona Yırcalı'dan İş'in Sırrı


Rona Yırcalı aile şirketlerinde genç neslin önünü açtıklarını belirterek "Babam da bana öyle yaptı. İşe soktu ve 'ben varken ne kadar yanlış yapacağını görelim' dedi" diye konuşuyor.

Kamuoyu Rona Yırcalı’yı bir sivil toplum önderi olarak tanır. TOBB Başkanlığı, Dünya Odaları Federasyon Başkanlığı, DEİK İcra Kurulu Başkanlığı yerine getirdiği ya da yerine getirmeye devam ettiği çok sayıdaki sosyal görevlerinden bazıları. Ancak sürekli bu rolüyle görmeye alışkın olduğumuz Rona Yırcalı, Balıkesir’in de en büyük özel sektör işverenlerinden birisi. Bugün Mortaş adlı şirketlerinin çatısı altında toplanan yem, gıda, tekstil ve enerji sektörlerinde faaliyet gösteren grubun kaptanı. Aile aynı zamanda İstanbul’daki The Marmara Oteli’nin işletmecisi olan İstanbul Otelcilik’te de küçük hissedar.

2009’u 332 milyon lira ciro ve 108 milyon lira karla kapatan grup Türkiye’nin elektrik transformatörleri üreten en büyük fabrikası BEST’in (Balıkesir Elektromekanik Sanayi ve Ticaret AŞ) hisselerinin yüzde 75’inin sahibi. Bülent Ecevit’in başbakanlığı döneminde kurulan işçi şirketlerinden çok azı ayakta kalabilmiş. BEST de onlardan biri. Yırcalı “Balıkesir bu anlamda şanslı. İşçi şirketi olarak kurulan hem İşbir, hem de BEST ayakta” diyor ve devam ediyor:

“Bir ara sıkıntıya düşmüşler. Biz o zaman ortak olduk. Sermaye koyduk. Şirket şimdi kendi alanında Türkiye’nin en büyüğü. Önceki yıllarda çalışanların neredeyse yarısı şirketin ortağıydı. Ama böyle bir özelliği uzun seneler devam etti ve ilk halka açık şirketlerden biridir. Ancak o zaman 200 kişiydik, şimdi olduk 1000. Bu nedenle de bugün oran daha düşük. ”

Üretimin yüzde 60’ı ihracata gittiği için şirketin açık isminin baş harflerinden oluşan BEST (En iyi) kısa ismi işe yarıyormuş.

Aile, enerji sektöründe elektrik üretimiyle de var. Balıkesir Gönen’de 15, Sındırgı ile Adana’da da 10 yıldır üretim yapan hidroelektrik tesisleri bulunuyor. Ortaklarla Giresun’da iki hidroelektrik santral inşaatı sürüyor. Manisa Akhisar’da da iki ay içinde rüzgâr santralı yatırımı başlıyor. Ayvalık ve güneyde de alınmış lisanslar var. Akhisar yatırımı bittikten sonra da sıra bu lisansların yatırıma dönüşmesine gelecek.

“Hep işin içindeyiz”

Yırcalı ailesi aynı zamanda bölgenin en büyük hayvan yemi fabrikasının hâkim ortağı. Halen faaliyette bulunan sentetik çuval fabrikası big ben olarak adlandırılan ve içine çimentodan madene her türlü malın konulduğu çuvalları üretiyor. Pamuk ise artık işin keyfi kalmadığı için şimdilik askıda. Türkiye’nin en eski un fabrikası olan 1923 doğumlu Yırcalı Un da düşük kapasite nedeniyle çalışmıyor. Yırcalı ailesinin şirketlerdeki hisseleri Rona Yırcalı, Müşerref Yırcalı (anne) ve Demet Egeli’nin (kız kardeş) mülkiyetinde. Şirketlerin tümünün profesyonel yönetimi var. Ancak en üstte Rona Yırcalı ile oğulları Sırrı ve Sinan’dan oluşan bir sacayağından söz etmek mümkün.

Sırrı Yırcalı yönetimin tümünden, Sinan Yırcalı ise grubun finansman işlerinden sorumlu en üstteki kişi. Geçmişte Yapı Kredi Bankası Yönetim Kurulu Başkanlığı yapan, bugün de çok sayıda şirketin yönetim ya da danışma kurulu üyesi olan Yırcalı’ya “Türkiye’de aile şirketleri neden uzun ömürlü olmuyor? Siz bu konuda farklı ne yaptınız” diye soruyoruz ve şu cevabı alıyoruz:

“ABD’den üniversiteyi bitirip 1970’te döndüm. O zaman üretim tesislerinin hepsinin başında birer genel müdür vardı. Bu bir bence. İkincisi de biz 24 saat iş yaparız, yani 24 saat işle meşgulüz. ABD’den 1970’te geldim. Ondan önce de Amerika’dayken de bu işlerle meşguldüm. Aşağı yukarı ben 1965’ten bu yana alırsak şu kadar senedir işin içindeyim. İşlerimiz çok genişlemesine rağmen hâlâ ben haftada üç gün filan Balıkesir’e giderim. Hatta bir günlüğüne bile giderim, ben şimdi 66 yaşındayım ama bu devam eder. Oğullarım da pazartesi sabahı Balıkesir’e giderler, perşembe akşamı dönerler İstanbul’a eğer başka bir seyahat falan yoksa. Cuma günü buradaki büroda çalışırlar. Cumartesi, pazar aileleriyle birlikte olurlar. Böyle bir sistemimiz var bizim. Yani şunun için söylüyorum bunları; profesyonellerle birlikte çalışıyoruz ama biz de işin içindeyiz.”

Yırcalı’nın birçok aile şirketinden farklı yaptıklarını söylediklerinden birisi de yeni kuşağın önünün açılması. Büyükbaba Muharrem Hasbi Koray (annesi Müşerref Koray’ın babası) 1923’te kurduğu un fabrikasını bir süre birlikte çalıştıktan sonra damadı Sırrı Yırcalı’ya devretmiş. Sırrı Yırcalı un fabrikasını devraldıktan sonra işleri büyütmüş ve yeni şirketleri devreye sokmuş. Rona Yırcalı da 1970’te Türkiye’ye dönüşünde tatil bile yapmadan kendi deyişiyle ‘sıcak suyun içine bırakılır gibi’ işlerin içine sokulmuş. Yırcalı o günleri şöyle anlatıyor:

“Benim sistemim böyle” “Bana eski odasını verdi. Beni büyük ihracatçıların arasına bıraktı ve ‘Yap’ dedi, ‘ne kadar yanlış yaparsan yap da ben buradayken, ne kadar yanlış yapıyorsun görelim’. Ben de aynı şekilde oğullarıma yapıyorum, onların önünü açıyorum. Bilhassa büyük oğlum Sırrı ile böyle çalışıyoruz. Artık günlük rutin işlerin hepsini o götürüyor. Yalnızca bilmem gerekenleri ve çok önemli konuları bana söylüyor.”

“Oğullarınızla anlaşabiliyor musunuz” sorusuna ise “Tabii aşağı yukarı mantıki gelen şeylerin hepsini birlikte yapıyoruz. Büyük oğlumla 10 senedir bu böyle gidiyor ve biraz önce sana söylediğim Boğaz’da oturup da buradaki yazıhanede çalışmak gibi değil bizim işimiz. Onların da İstanbul’da evleri var, Balıkesir’de evleri var benim gibi. Çünkü dediğim gibi dört gün orada, üç gün buradalar. Onun için benim sistemim aynen devam ediyor. İleride her şey olabilir ama şimdilik bir sıkıntı yok” yanıtını veriyor.

“Türkiye’de özel sektöre bir tek bor üretimi yasak”

Sahip oldukları Mortaş adlı şirket aracılığıyla bir zamanlar Türkiye’nin en büyük bor üreticisi ve ihracatçılarından olan Yırcalılar madenciliği çoktan bırakmış. Bunun nedeni ise ailenin sahip olduğu bor, demir ve kömür madenlerinin 1979’da devletleştirilip Etibank’a devredilmesi. Yırcalı o dönemi şöyle anlatıyor: “Babam 1950’nin sonlarında madenciliğe de başlamış. Kütahya Emet, Eskişehir Kırka ve Balıkesir Bigadiç’teki bor madenlerinin önemli bölümünü bulan babamdır. Ancak 1979’da Ecevit hükümeti bu üç madeni de devletleştirdi. Bugün özel sektörden yana olduğunu söyleyen Deniz Baykal da Enerji Bakanı idi. Rahmetli Ecevit yıllar sonra bana bu özelleştirmenin bir hata olduğunu söylemişti.” Borda maden sahiplerinin tüm çabasına rağmen adım atılmamış.

Yırcalı Türkiye’de özel sektöre yasaklanan tek alanın bor olduğunu söylüyor. Grup 1980’den 1995’e kadar devletleştirilen bor madenlerini geri alabilmek için çok uğraşmış. 1980’de iktidara gelen Demirel hükümeti iade kararı vermiş ama Danıştay bu konudaki kararnameyi bir günde iptal etmiş. Ardından 12 Eylül darbesi gelmiş ve o dönemdeki çabalar da sonuçsuz kalmış. Yırcalı ‘her konuda liberal’ diye tanımladığı Özal hükümetleri döneminde de sonuç çıkmayınca ‘bu işin tadı yok’ diyerek azalmış olan madencilik faaliyetini askıya almış.

“65’imde emekli olacaktım beni yatırıma boğdular”

Rona Yırcalı büyük oğlu Sırrı’nın işbaşı yapmasından birkaç yıl sonra günlük rutin işlerin birçoğunu bıraktığını söylüyor. Planı 65 yaşında geçen yıl emekli olmakmış ancak “Birden birçok yatırım teklifiyle geldiler ve yatırımlar başladı. Beni yatırıma boğdular” diyor.

Zamlara karar veriyor

Bugün senelik programların yapılması, belli yatırım kararlarının verilmesiyle ilgiliymiş. Bir de maaşlara yapılacak zamlara ‘oğullarıyla konuşup’ karar veriyormuş. Yırcalı işin profesyonellere bırakılmasının patronların hiç ilgilenmeyeceği, yalnız sonuçlara bakacağı anlamına gelmediğini düşünüyor ve şunları ekliyor:

“İşi tamamen profesyonellere bırakırsan da olmuyor. Yani ne kadar iyi niyetli, ne kadar bilgili olursa olsun olmuyor, ben bunu gördüm. Bazı tesislerimizde bunu gördük. Bazı fırsatlar kaçtı, bazı şeyler oldu. Bu nedenle yönetimi profesyonellere bırakmak demek hiçbir şey yapılmayacak, hiçbir işe karışılmayacak demek değil.

Bütün işleri yalnız sen yapmaya kalkarsan büyüyünce zaten yetişemiyorsun. Ama profesyonellerin de patronun işle ilgili olmasından memnun olduklarını düşünüyorum. En azından bir fikir alıyor, sorumluluğu paylaşıyor. Ben de fikrimi söylüyorum, onlar da .”
http://www.patronlardunyasi.com/
Ruhi Sanyer/Radikal

Berk Çiller arsa arıyor


Eski başbakanlardan Tansu Çiller’in oğlu Berk Çiller, Uskumruköy’deki Parkone projesinde müşteri talepleri doğrultusunda revizyona giderken, 170 dönümlük arsa stoğunda yeni ‘one’lar planladığını açıkladı

başbakanlardan Tansu Çiller’in oğlu Berk Çiller’in ilk inşaat deneyimi olan Parkone projesinde yeni gelişme var. Kasım 2010’da lansmanı yapılan Parkone projesi, revize edilerek yeniden satışa çıkarıldı. Berk Çiller’in CEO’su olduğu Marsan Marmara Holding’e bağlı Mitaş Gayrimenkul tarafından Sarıyer Uskumruköy’de geliştirilen projedeki revizyon, müşterilerden gelen talepler doğrultusunda gerçekleştirildi.

Berk Çiller, böylece, insanların daha çok benimseyecekleri bir proje geliştireceklerini açıkladı. Daha önce tripleks villaların ağırlıklı olduğu projede, revizyon kapsamında bahçe dubleksleri ve çatı dublekslerinin sayısı artırıldı. Öte yandan, Çiller, Uskumruköy, Zekeriyaköy ve Kilyos’daki 170 dönülük arsa stoğunda şimdilik üç yeni proje daha planladığını açıkladı.

772 bin dolara villa

Müşterilerin isteklerine kulak vermenin kendilerine daha sağlıklı bir proje geliştirme imkanı sunduğunu kaydeden Çiller, “Yaklaşık 15 yıl önceki Güller Vadisi ismi ile geliştirilen projeyi saymazsak Parkone, bizim ilk konut projemiz. Burada ilk etapta 30 dönüm arsa üzerinde 29 bin metrekarelik inşaatla villa tipinde 44 konut yapmak üzere yola çıktık. 12 bin metrekareyi yeşil alana ayırdık. Fakat satış sırasında insanların taleplerinin daha farklı olduğunu görüce projeyi revize ettik. Yeni haliyle Parkone’ın yüzde 40’ının satış rezervasyonunu gerçekleştirdik. Bu arada fiyatlarımız 379 bin ile 772 bin dolar arasında değişiyor” diye konuştu.

KAĞITHANE VE EYÜP CİVARINDA ARSA ARIYOR

Gayrimenkul sektöründe önemli oyunculardan biri olmayı hedeflediklerini vurgulayan Berk Çiller, ‘one’ markasıyla, konutta markalı üretime devam edeceklerini kaydetti. Parkone’ın ardından Gardenone ve Seaone projelerini hayata geçirmeyi planladıklarını belirten Çiller, “Uskumruköy, Zekeriyaköy ve Kilyos’u içine alan bölgede şu an 170 dönümlük arsa stoğumuz var. Yeni projelerimizi hayata geçireceğiz. Eyüp ve Kağıthane’de de arsa arıyoruz. Ama, Uskumruköy’de üç-dört yıl daha kalmayı planlıyoruz” dedi.

Parkone 2’den sonra 3 nolu adım Gardenone olacak

Diğer yandan, Parkone’ın hemen yanında ikinci etap olarak nitelendirdikleri 38 konutluk bir projeye de nisan ayında başlamayı planladıklarını bildiren Çiller, ilk etabı 24 ayda tamamlarken, ikincisini ise 19 ayda tamamlayacaklarını açıkladı.

Projeye yaklaşık 20 milyon dolar ayırdıklarını ve buradan 39 ile 42 milyon dolar arasında bir gelir elde etmeyi planladıklarını anlatan Çiller, Parkone’ın 200 metre kadar ilerisinde 13 bin metrekarelik arsaki planlarını şöyle anlattı:

“Gardenone isminde farklı bir proje gerçekleştireceğiz. 2+1 ve 3+1 tipinde 35-40 konutluk bir proje olacak. Çizimi Türkiye’de İş Kuleleri ve Tekfen’in binasını çizen Swanke’ye yaptıracağız. Metrekare fiyatını 2 bin 500 dolar olarak planlıyoruz. Burada da 8 bin 500 metrekare inşaat gerçekleştireceğiz.”
http://www.patronlardunyasi.com/haber
Milliyet

Koç içkiyi de bıraktı Yeşilaycı oldu!


42 yaşındayken Amerika'da by-pass ameliyatı olan Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç 'Yeşilaycı' oldu

2002 yılında, 42 yaşındayken Amerika'da by-pass ameliyatı olan Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç'un da 'Yeşilaycı' olduğunu öğrendim!

Gençlik yıllarında tek-tük sigara içen bir daha da ağzına sürmeyen Mustafa Bey, sadık bir cin-tonik içicisiydi!

Ancak duydum ki, artık o defteri de kapatmış! Son dönemlerde biraz kilo aldığı gözlerden kaçmayan Mustafa Bey, sağlık nedenlerinden mi, yoksa fazla kiloları mı canını sıktı bilmiyorum ama artık alkollü içki içmiyormuş!

Yakın çevresinden duyduğuma göre, alkolü bıraktığından beri kendisini çok daha iyi hissediyormuş.
http://www.patronlardunyasi.com/haber
Günaydın

Baba Koç, neyin peşinde?


Koç Holding Şeref Başkanı Rahmi Koç, Başbakan Erdoğan ile Ford Başkanı Alan Mullaly'yi bir araya getirdi

Hannover'da Başbakan Tayyip Erdoğan ve Ford Başkanı Alan Mullaly'yi bir araya getiren Koç Holding Şeref Başkanı Rahmi Koç, ardından Cenevre'ye geçerek burada da Ford Avrupa Başkanı Stephen Odell ile görüştü.

Koç daha sonra oğulları Ali ve Mustafa Koç, Koç Holding CEO'su Turgay Durak'la fuardaki otomobilleri inceledi.

Erdoğan, Ford başkanından daha fazla yatırım istedi

Dünya devi Ford'un Türkiye'de 1,2 milyar lirayı bulan yatırımlar başlarken Başbakan Tayyip Erdoğan'la Ford Motor Company Başkanı Alan Mullaly, Almanya'da bir araya geldi.

Koç Holding Şeref Başkanı Rahmi Koç, Sanayi Bakanı Nihat Ergün ile Ali Koç'un da hazır bulunduğu görüşme, planlananın üzerinde iki saate yakın sürdü.

Görüşmede Erdoğan'ın Ford Başkanı'na Türkiye'deki yatırım tutarlarını artırması, yerlilik oranlarının yükseltilmesi, Ar-Ge konusunda Türkiye'nin rolünün artması gibi konuları gündeme getirdiği öğrenildi. Mullaly'nin ise hem mevcut yatırımlar hem de yeni yatırım kararlarıyla Ford'un Türkiye'ye olan güveninin işbirliğinin ortaya konulduğunu dile getirdiği belirtiliyor. Görüşmede gündeme gelen bir başka konu ise Erdoğan'ın son dönemde her ortamda dile getirdiği Türk otomobil markası geliştirilmesiyle ilgili verdiği bilgiler oldu.

Türkiye'de 1,2 milyar lira tutarında yeni yatırıma start veren Ford Otosan'ın neler yapacağının detayları da netleşmeye başladı. Son olarak yılda 100 bin adet üretilecek yeni bir ticari araç için düğmeye basan şirket, yeni modeli 3-4 yıl içinde piyasaya sürmeyi planlıyor.

http://www.patronlardunyasi.com/haber

''İŞ ZEKASI''


İlk bölümde İş Zekası kavramına giriş yapmıştık. Bu bölümde iş zekasını günlük yaşama bağlayacak, işletmeler açısından önemini vurgulayacak ve temel kavramları tamamlayacağız.

Organizasyonlar, misyonlarında bazı tam olarak netleştirilmemiş hedefleri barındırır, barındırmalıdır. “%100 Müşteri Memnuniyeti”, “Müşterilerimizin, kullanıcılarımızın gereksinimlerini daha iyi karşılamak” gibi.. Bunlar pazarlama kampanyaları ve çalışanlar üzerinde ortak bir şirket ruhu oluşturmak için faydalı sloganlardır. Ancak malesef organizasyonun performansının ölçülmesine bir faydaları yoktur.

“%100 Müşteri Memnuniyeti” harika bir hedef. İşletmelerin yarısının bu hedef doğrultusunda çalışmalar yapması halinde insanların ne kadar mutlu olacağını düşünün. Bu noktada asıl sorunumuzla karşılaşıyoruz. Müşteri memnuniyetini, eylemlerimizin müşteri memnuniyetine etkisi arttırıcı mı, azaltıcı mı nasıl ölçeceğiz. Sanki daha somut ve ölçülebilir bir şeylere ihtiyacımız var.
Bu noktada sloganımızı, daha somut bir hedef şeklinde revize etmekte fayda var. Örneğin: “İşletmemize gelen her 100 müşterinin en az 80 tanesinin işletmemize en az bir defa daha gelmesiyle ölçülen %100 müşteri memnuniyeti”. Bu hedef biraz daha detaya ihtiyaç duyuyor olabilir ancak ölçülebilir bir hedef belirleme sürecimizin ilk adımı olarak gayet başarılı. Kararlarımızın hedefimize etkisini, tekrarlayan müşteri ziyaretleriyle ölçebiliyor olacağız.

Farklı bir örnek olarak “Artan karlılık” hedefi işletme hissedarlarını elbette memnun edecektir. Ancak işletmenin bu hedefe ulaşabilmek için, hangi işletme maliyetlerinin karlılığı etkilediğini belirlemesi ve bunların yürütülmekte olan projeler arasında nasıl paylaşıldığını tanımlaması gerekecektir.

“Müşterilerimizin, kullanıcılarımızın gereksinimlerini daha iyi karşılamak”. Ne kadar asil bir hedef. Ancak bu ihtiyaçlar neler ve nasıl karşılanacaklar? Bu hedefle ilgili başarımızı ölçebilmek için bu ihtiyaçları tanımlamak durumundayız. Aksi taktirde bu hedefe ne oranda ulaştığımızı ya da aldığımız kararların bizi hedefimize ne kadar yaklaştırdığını ya da uzaklaştırdığını takip edemeyiz.

Tutarlı ve başarılı bir karar verme süreci için hedeflerimizin şu özelliklere sahip olması gerekir:
- Belirli ve somut bir hedefi olmalı
- Hedefe ilerleyişi ölçebileceğimiz ölçütler içermeli

Hedefler Önemlidir

Hedeflerin önemli olduğunu ve gerçek ve sağlıklı bir hedefin nasıl olması gerektiğini gördük. Hatta karar verme sürecinde hedeflerin önemliden ziyade olmazsa olmaz olduğunu gördük. Ancak hedefimiz ne kadar sağlıklı ve doğru olursa olsun, bu hedefe doğru bir ilerleme olmadığı sürece anlamsızdır. İşte “karar verme süreci” bu noktada devreye giriyor. Her karar işletmeyi bir yönde ilertir. Kararların bazıları işletmeyi hedefine yaklaştırırken, bazıları hedeften uzaklaştırır. Örneğin bazı kararlar işletmenin hedefine doğru büyük adımlar atmasına neden olur. Bunlar genelde kural ve önceliklerle ilgili üst yönetimin verdiği kararlardır. Bu kararlar organizasyonun belirli bir dönemdeki ya da yaşamı boyunca gidişatını belirler. Bu kararların işletmeyi hedeflerine yaklaştıracak şekilde verilmesi önemlidir.

Bazı kararlar ise işletmeyi hedefine doğru daha küçük adımlarla yaklaştırır ya da hedefinden uzaklaştırır. Bu kararlar genellikle departmanlarla ilgili olur, bazense bir çalışanın bir müşteri şikayetini yönetirken verdiği ya da bir satış personelinin arayacağı bir sonraki müşteriyi belirlemesi şeklinde kararlar olurlar. Bu kararlar işletmeyi hedefine doğru küçük adımlarla yaklaştırır ya da uzaklaştırır. Elbette verilen doğru küçük karar sayısı arttıkça, işletmenin hedeflerine ulaşma hızıda artacaktır. Bu nedenle, efektif bir karar verme süreci, organizasyonun her seviyesinde duyulan bir ihtiyaçtır.

Peki bir kararın işletmemizi hedefine küçük bir adımla mı, yoksa büyük bir adımla mı yaklaştıracağını nasıl bilebiliriz? Bunu öğrenmek için bir yönteme ihtiyacımız var, aynı gideceğimiz yeri bulabilmek için bir haritaya ya da GPS’e ihtiyaç duymamız gibi doğru yönde ilerleyip ilerlemediğimizi görmek için bir sisteme gereksinim duyuyoruz. Bu hedeflerimizin ölçütler içermesi gerekliliğininde temel nedenidir. Bu ölçütleri sürekli olarak izleyerek verdiğimiz kararların doğruluğunu kontrol edebiliriz. Ölçütler, hedeflerimizden uzaklaştığımızı gösterdiği zaman kararlarımızı gerektiği şekilde düzenleyebiliriz.

Bu noktada en önemli unsur, ölçütlerimizin, hedeflerimizle tutarlı ve doğru olmasıdır.

Doğru Bilgiye Doğru Zamanda Ulaşmak Önemlidir

Titanic’in batışı bu cümlenin en güzel örneklerinden biridir. Titanic buzullarla dolu denizde hızla ilerlemekteydi. Bu oldukça kötü bir karardı. Ancak bu karardan geri dönülmesini sağlayacak geri beslemenin zamanında alınamamış olması bir faciaya neden oldu. Durum ve buzullarla ilgili bilgiler zamanına gelmediği gibi ortaya çıkan söylentiler insanların botlarla gemiyi terk etmesini tetikledi. Elbette Titanic örneğinde yolcular, durumun düzeltilmesi ile ilgili kararı alması gereken kişiler değildi. Durumu öğrendiklerinde, zaten çok geçti.

Geminin kaptanı buzullarla ilgili haberleri gözcüden almıştı. Bu uyarı çarpışmadan hemen önce alındı. Kaptan durumu düzeltmeye çalışsa da, gemi dönüş manevrası için çok fazla hızlıydı. Dolayısıyla her şey için çok geçti.

Titanic’e yönelik olarak buzullarla ilgili bir başka uyarı ise karadaki telsiz operatörüne, “America” adlı bir gemiden gelmişti. Bu mesaj çarpışmadan oldukça uzun süre önce alınmıştı ve aslında önlem almak için fazlasıyla zaman mevcuttu. Ancak telsiz operatörünün üzerindeki aşırı iş yükü, bu mesajın Titanic’e hiç bir zaman ulaştırılamamış olmasına neden oldu. Dolayısıyla önlem alınamadı ve facia gerçekleşti.

Önceki paragraflarda karar vericilerin karar verme sürecinde kullanması için ölçütlere gereksinim duyduğumuzu anlatmıştım. Titanic’in hikayesi, bu geri beslemenin zamanlamasının, verilecek kararları doğrudan etkilediğini göstermektedir. Doğru karar vericiye, doğru zamanda ulaşmayan bilgiler, sadece ortaya çıkan olumsuz sonuçların araştırılmasında fayda sağlayacaktır. Efektif karar verme sürecinin asıl amacı ise olumsuz sonuçların ortaya hiç çıkmamasını sağlamaktır.

Kara telsiz operatörüne benzer şekilde, işletmelerde de doğru zamanda gerekli bilgiye sahip olan çalışanlar olacaktır. Bu çalışanın grekli bilgiyi, ilgili karar vericilere iletmemesi durumunda ortaya çıkacak sonuçlar ciddi olabilir. Bu, operatöre benzer şekilde çalışanın aşırı iş yükünden ya da farklı bir nedenden kaynaklanabilir. Bu aynı zamanda işletmenin organizasyonel kural ve yapısının bilgi akışına izin vermemesinden de kaynaklanabilir. Son olarak bu, bilginin iletimi için gerekli altyapının sağlanmaması nedeniyle de ortaya çıkabilir.

Bir sonraki adımda, ilk iki bölümde değindiğim problemleri, iş zekası başlığı altında topladığımız çözümlerin nasıl ortadan kaldırabileceğine değinmeye başlayacağım
http://serdalkepil.wordpress.com

Kadının intikamı: Eşim devleti dolandırıyor


Ankara'da, kocasının kendisine ihanet ettiğini öğrenen H.Ü., soluğu savcılıkta aldı.

Eşinin Pakistan üretimi cerrahi el aletlerini 'Alman malı' diyerek devlete 100 katı fiyata sattığını belirten H.Ü., belgeleri de delil gösterdi

Eşinin ihanetini öğrenen H.Ü. isimli kadın, "Kocam devleti dolandırıyor" diye ihbarda bulundu. Savcılığa başvuran H.Ü., eşinin Pakistan malı cerrahi el aletlerini, 'Alman malı' diye devlete 100 katı fiyatına sattığını gösteren belgeleri de delil gösterdi. Savcılık, koca R.Ü. hakkında soruşturma başlatırken; Sağlık Bakanlığı da firmanın satış iznini iptal ederek bugüne kadar sattığı cerrahi el aletlerini toplatma kararı aldı. "Acı intikamın" ilk adımı, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na sunulan dilekçeyle atıldı. H.Ü.'nün ihbar dilekçesine göre, kocası R.Ü.'ye ait A.M. isimli fima, Almanya'dan CİATEK ve REBSTOCK el cerrahi malzemeleri satan firmayla distribütörlük anlaşması yaptı ancak tanıtım ürünleri dışında tek bir ürün dahi almadı.

AŞK TUZAĞI KURUYOR

Tanıtım ürünlerinin kopyalarını Pakistan'da kaçak bir atölyede, yine kaçak işçilere yaptıran firma; bu ürünlere, Türkiye'de "Made in Germany" damgası ile Alman firmalarının ismini bastırdı. Pakistan yapımı ürünler, Alman malı gibi gösterilerek üniversite hastanelerine 100 katı fiyatına satıldı. Firma, sahte noter mührüyle distribütörlük anlaşmalarını yenileyerek ihalelere girdi.

Savcılığa sunulan dilekçede, "Pakistan'dan sahte mal getirmek, devleti zarara uğratmak, sahte evrak düzenlemek, fatura satmak ve rüşvet" iddiaları da yer aldı.Bu yolla firmanın yılda ortalama 800 milyon lira ciro yaptığı iddia eden H.Ü., "Kocam, kadınları aşk tuzağına düşürüyor. İlk karısının da üzerine firma kurmuş ve usulsüz işlemlerinden dolayı karısını boşamış. Daha sonra aynı işlemi bana yaptı. Ben firmayı üzerimden devretmek isteyince beni de aldattı. Yeni ortağı aynı zamanda sevgilisi. Hedefi kadınlar ama aşk için değil sahtecilik için" dedi. H.Ü., eşinin Kırıkkale Bayisi olan sevgilisi F.Y. adına S. Medikal adlı bir firma kurduğunu ve burada Pakistan yapımı ürünleri devlete satmaya devam ettiğini de öne sürdü.

1.5 DOLARA 100 EURO

Pakistan yapımı tıbbi cihazların, Kırıkkale Üniversitesi Hastanesi, Mersin Üniversitesi Hastanesi, İstanbul Okmeydanı Hastanesi, Bitlis Devlet Hastanesi, Kars Devlet Hastanesi, Konya Numune Hastanesi, Yalova Devlet Hastanesi, Ankara Numune Hastanesi, Hacettepe Üniversitesi, Özel Ceyhan Hastanesi, Ankara Etimesgut Devlet Hastanesi ile Ankara ve İstanbul'daki özel tıp merkezlerine satıldığı belirtildi.

Pakistan'da 1.5 dolara yaptırılan bir tıbbi cihazın Türkiye'de 100 euroya satıldığını iddia eden H.Ü., kendisini maddi manevi zarara uğratan eşinden boşanacağını açıkladı. Savcılık, koca R.Ü. hakkında soruşturma başlatırken; Sağlık Bakanlığı da firmanın satış iznini iptal ederek bugüne kadar sattığı cerrahi el aletlerini toplatma kararı aldı. H.Ü., eşinin A. Medikal adına distribütörlük anlaşması yaptığı Alman firmalar Ciatec ve Rebstock'un yöneticilerine de durumu bildirdi. Firma yetkilileri, bugüne kadar kendilerinden numune ürün dışında hiçbir tıbbi el cihazı satın almayan A. Medikal hakkında hukuki işlem başlatmaya hazırlanıyor.
http://www.patronlardunyasi.com/haber
Safure Canturk/Sabah

Kısa Şubat ayında muhteşem ihracat


Afrikada yaşanan olumsuz gelişmelere rağmen Şubat ayında ihracat rekor kırdı. İşte rakamlar..

Türkiye İhracatçılar Meclisine (TİM) göre, bu yıl şubat ayında ihracat, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 24,19 artışla 10 milyar 164 milyon 614 bin dolar olarak gerçekleşti.

TİM tarafından Denizli İhracatçılar Birliğinde düzenlenen toplantıda, şubat ayı ihracat rakamları açıklandı. Açıklamaya göre, bu yılın ilk 2 ayında ihracat, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 22,56 artışla 19 milyar 725 milyon 771 bin dolar olarak gerçekleşti. Son bir yıllık ihracat ise yüzde 15,32 artışla 117 milyar 530 milyon 760 bin dolar oldu.

Şubat ayında en fazla ihracatı 1 milyar 615 milyon dolarla otomotiv sektörü yaparken, demir çelik sektörü 1 milyar 305 milyon dolarla ikinci, hazır giyim ve konfeksiyon sektörü ise 1 milyar 304 milyon dolarla üçüncü sırada yer aldı.

ZEYTİN VE ZEYTİNYAĞI, GEMİ VE YAT İLE ÇİMENTO VE TOPRAK ÜRÜNLERİ İHRACATINDA DÜŞÜŞ YAŞANDI

TİM verilerine göre, son 12 aydaki ihracat 117 milyar 530 milyon 760 bin dolar oldu.
Şubat ayında en fazla ihracat yapan sektör, 1 milyar 615 milyon 440 bin dolarla otomotiv endüstrisi oldu. Otomotivi, 1 milyar 304 milyon 984 bin dolar ile demir çelik ürünleri, 1 milyar 303 milyon 744 bin dolarla hazırgiyim ve konfeksiyon, 1 milyar 194 milyon 891 bin dolarla kimyevi maddeler ve mamulleri takip etti.

Türkiye'nin, şubat ayında toplam ihracatının yüzde 84,16'sını gerçekleştiren sanayi grubunda yüzde 24,61 artışla 8 milyar 554 milyon 939 bin dolarlık, yüzde 13,40'ını oluşturan tarım grubunda yüzde 21,94 oranındaki artışla 1 milyar 361 milyon 615 bin dolarlık ve yüzde 2,44'ünü oluşturan madencilikte yüzde 22,38'lik artışla 248 milyon 59 bin dolarlık ihracat yapıldı.

Sanayi sektörü altbaşlığı altında yüzde 64,15 payla ilk sırada yer alan sanayi mamulleri içinde en büyük payı yüzde 15,89 ile otomotiv endüstrisi alırken, bunu yüzde 12,84'lük payla demir çelik ürünleri ve yüzde 12,83'lük payla hazır giyim ve konfeksiyon sektörü izledi.

Aynı dönemde, en yüksek ihracat artışı yüzde 71,30 ile diğer sanayi ürünlerinde gerçekleşirken, bu sektörü yüzde 62,87 ile demir çelik ürünleri, yüzde 50,28 ile değerli maden ve mücevherat takip etti.
Zeytin ve zeytinyağı ürünlerinde yüzde 37,03'lük gerileme olurken, gemi ve yatta yüzde 2,47'lik, çimento ve toprak ürünlerinde yüzde 2,02'lik düşüş yaşandı.

İHRACATTA İLK 10 ÜLKE

Şubat ayında Türkiye ihracatında ilk 10 ülke, Almanya, İtalya, İngiltere, Fransa, Irak, Rusya, Birleşik Arap Emirlikleri, ABD, İspanya ve İran olarak sıralandı.
Şubat ayı ihracatı ile geçen yılın aynı ayına oranla değişimi ve son 12 aylık ihracat şöyle (bin dolar):


Şubat 2011 Değişim
SEKTÖRLER ('11/'10) 2010-2011
I. TARIM 1,361,615 21.94 15,539,987
A. BİTKİSEL ÜRÜNLER 1,022,043 22.74 11,518,717
Hububat, Bakliyat, Yağlı Tohumlar ve Mamulleri 384,096 17.02 4,260,188
Yaş Meyve ve Sebze 237,592 36.81 2,317,901
Meyve Sebze Mamulleri 83,171 9.65 1,136,356
Kuru Meyve ve Mamulleri 102,391 26.63 1,285,887
Fındık ve Mamulleri 136,054 38.92 1,601,068
Zeytin ve Zeytinyağı 15,494 -37.03 172,864
Tütün 55,895 21.77 685,755
Kesme Çiçek 7,350 29.97 58,701
B. HAYVANSAL ÜRÜNLER 85,552 8.15 998,638
Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller 85,552 8.15 998,638
C. AĞAÇ VE ORMAN ÜRÜNLERİ 254,020 24.04 3,022,629
Ağaç Mamulleri ve Orman Ürünleri 254,020 24.04 3,022,629
II. SANAYİ 8,554,939 24.61 96,696,891
A. TARIMA DAYALI İŞLENMİŞ ÜRÜNLER 839,818 31.98 9,458,393
Tekstil ve Hammaddeleri 630,997 32.55 6,812,791
Deri ve Deri Mamulleri 101,939 27.92 1,308,363
Halı 106,882 32.61 1,337,240
B. KİMYEVİ MADDELER VE MAM. 1,194,891 42.96 13,457,375
Kimyevi Maddeler ve Mamulleri 1,194,891 42.96 13,457,375
C. SANAYİ MAMULLERİ 6,520,230 20.90 73,781,125
Hazırgiyim ve Konfeksiyon 1,303,744 14.39 14,958,272
Otomotiv Endüstrisi 1,615,440 12.57 17,665,301
Gemi ve Yat 71,420 -2.47 1,141,696
Elektrik - Elektronik 744,713 5.04 9,758,821
Makine ve Aksamları 577,454 22.04 6,605,830
Demir ve Demir Dışı Metaller 544,429 23.59 6,018,417
Demir Çelik Ürünleri 1,304,984 62.87 13,099,205
Çimento ve Toprak Ürünleri 234,698 -2.02 3,205,922
Değerli Maden ve Mücevherat 116,375 50.28 1,265,187
Diğer Sanayi Ürünleri 6,972 71.30 62,477
III. MADENCİLİK 248,059 22.38 3,729,464
Madencilik Ürünleri 248,059 22.38 3,729,464
T O P L A M (*) 10,164,614 24.19 117,530,760

http://www.patronlardunyasi.com/haber

'' Tarihi fırsat başladı: İşte kapsama giren borçlar ,,,


Elektrik, su, vergi, prim gibi yaklaşık 300 kalem borca kolaylık getiren yasada başvuru için tanınan 2 aylık süre başladı.

Cumhuriyet tarihinin en kapsamlı affı olarak nitelenen yasa kapsamında vatandaşlar başta vergi ve prim borçları olmak üzere devlete olan yaklaşık 300 kalem borcunu yapılandırabilecek.

Yapılandırma 31 Aralık 2010'a kadar ödenmeyen tüm alacakları kapsıyor. Vatandaşlar ödemediği cezaların ve vergilerin anaparasını ödeyerek faiz yükünden kurtulacak. Örneğin; 2003'te bin TL borcu olan vatandaş bugün 31 bin TL ödemek zorunda.

Yeni düzenleme ile bu borçtan gecikme zam ve faizi olan 30 bin TL silinerek, kişiden bunun yerine 2003'ten bugüne kadar geçen sürede borç miktarına 2005'e kadar TÜFE, 2005'ten sonra ise ÜFE eklenecek. Borca enflasyonun eklenmesi ile ana borç miktarı yıllık yüzde 10 artacak. Bu şekilde toplamda ana borç miktarı yüzde 70 artmış olacak.

Böylece ödenecek borç miktarı ise bin 700 TL olacak. Vatandaş, 31 bin TL yerine bin 700 TL ödeyerek borcunu sıfırlamış olacak. Ödemeler ikişer aylık dönemler halinde, azami 18 eşit taksitle yapılabilecek. Böylece hem vergi hem de prim borcu olanlar bir ay birini diğer ay ötekini ödeyebilecek. Vade 36 aya, taksit sayısı ise 18 aya kadar çıkabilecek.

Eğer kişi borcunu taksitli ödemek isterse borç miktarına, 12 ay için 1.06; 18 ay için 1.07; 24 ay için 1.1; 36 ay için ise 1.15 oranında faiz uygulanacak. Ödemeler peşin ya da vergi borçları için kredi kartı da kullanılarak yapılabilecek. Bununla birlikte, ödeme yükümlülüğü 3 aylık sürede tam olarak yerine getirilemezse yeniden yapılandırma hakkı kaybedilecek, yapılandırma işlemi de iptal edilecek.

YENİDEN YAPILANDIRILAN DİĞER ALACAKLAR

Kanunla yeniden yapılandırılan diğer alacaklar ise şöyle:

-TRT'ye olan elektrik enerjisi satış bedeli payı ve bandrol ücretleri borçları

-KOSGEB alacakları, TEDAŞ veya bu şirketin hissedarı olduğu elektrik dağıtım şirketlerinin elektrik tüketiminden kaynaklanan alacakları

-Organize Sanayi Bölgelerinde faaliyet gösterenlerin elektrik, doğalgaz, su ve yönetim aidat borçları, afet kredileri hariç Geliştirme ve Destekleme Fonu kaynaklı alacaklar

-Çevre ve Orman Bakanlığınca orman köylülerince oluşturulan kooperatiflere kullandırılan krediler, sulama kooperatiflerinin borçları

-Kültür ve Turizm Bakanlığınca kültür varlıklarının korunması, bakım ve onarımı amacıyla kullandırılan krediler

-Tarım ve Köyişleri Bakanlığınca tarımsal amaçlı kooperatiflere veya ortaklarına verilen kredi alacakları, ilgili kanunca arazi dağıtılanların ödemedikleri arazi bedelleri, sulama kooperatifleri ve sulama birliklerinin tarımsal sulama faaliyetlerinden kaynaklanan alacakları

-Hazine'nin özel mülkiyetinde veya devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan taşınmazlar hakkında yapılan kesin izin, kesin tahsis, kullandırma kararı, irtifak hakkı, kullanma izni ve kiralama işlemlerinden kaynaklanan ve vadesi 30 Kasım 2010'da geldiği halde ödenmemiş olan kullanım bedelleri ve hasılat, ticari kar payları, orman köylülerini kalkındırma geliri, arazi tahsis, ağaçlandırma, ağaçlandırma ve erozyon kontrol, yüzde 3 proje ve toprak bedelleri

-SGK'nın taşınmazlarının ödenmemiş kira bedeli, il özel idareleri, belediyeler ve bunların bağlı kuruluşları ile sermayesinin yüzde 50'den fazlası bunlara ait şirketlerin mülkiyetlerinde bulunan taşınmazların kullanım bedelleri ve hasılat payları alacakları

-Vakıflar Genel Müdürlüğü ile mazbut vakıflara ait taşınmazların kira bedelleri, işveren ve üçüncü şahısların, iş kazası, meslek hastalığı, malullük, ölüm halleri ile genel sağlık sigortalısına ve bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilere yönelik ödemekle yükümlü oldukları her türlü borçları

-Özel radyo ve televizyon kuruluşlarınca ödenmeyen yıllık brüt reklam gelirlerinden alınan yüzde 5'lik pay ile eğitime katkı payı

-Her kademedeki askeri okullar ile Emniyet teşkilatında görevlendirilmek üzere her kademedeki eğitim kurumlarında okutulanlardan öğrencilikle ilişiği kesilenler, mezun olanlar, bunların dışındaki eğitim kurumlarında devlet hesabına okutulup da mecburi hizmet yükümlülüğünü yerine getirmeyenlerin ödenmemiş öğrenim giderlerine ilişkin tazminat tutarları

-TMO tarafından FİSKOBİRLİK'e ödenmeyen alacaklar, kalkınma ajanslarının il özel idareleri, belediyeler ile sanayi ve ticaret odalarından olan alacakları, SGK'ca fazla veya yersiz ödendiği tespit edilen ve tahsil edilmesi gereken gelir ve aylıklara ilişkin borçlar
http://www.patronlardunyasi.com/haber