TÜİK, üretim yöntemiyle hesaplanan gayri safi yurt içi hasıla (GSYH) 2012 ikinci çeyrek sonuçlarını açıkladı.
Buna göre, üretim yöntemiyle hesaplanan GSYH tahmininde, 2012 yılı ikinci üç aylık döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre cari fiyatlarla GSYH, yüzde 10,3'lük artışla 349 milyar 630 milyon lira oldu. Sabit fiyatlarla ise bu dönemde GSYH, yüzde 2,9 artışla 28 milyar 838 milyon lira oldu.
Öte yandan, takvim etkisinden arındırılmış sabit fiyatlarla GSYH bu yılın ikinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 3,2'lik artış gösterdi. Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış GSYH değeri de bir önceki döneme göre yüzde 1,8 arttı.
Ekonomimiz 11 çeyrekten beri büyüyor
Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, büyüme rakamlarına ilişkin, ''Ekonomimiz 11 çeyrekten beri büyüyor. 2. çeyrekte yakalanan yüzde 2,9'luk büyümenin 5,6 puanı net ihracattan geldi'' dedi.
Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, büyüme rakamlarını değerlendirdi. Bakan Çağlayan, yazılı açıklamasında 2. çeyrek büyüme rakamlarını değerlendirdi. Gayri Safi Yurt İçi Hasıla (GSYİH) verilerinin, Türkiye ekonomisinin geçen yılın 2. çeyreğine göre yüzde 2,9 büyüdüğünü gösterdiğini belirten Çağlayan, Türkiye ekonomisinin büyüme sürecinde 11. çeyreği geride bıraktığını ifade etti. Türkiye ekonomisinin, küresel kriz başlamadan önce 27 çeyrek kesintisiz büyüdüğünü hatırlatan Çağlayan, şunları kaydetti:
''İnşallah bu defa kesintisiz büyüme süreci daha uzun sürecek. Yıllar boyunca Türkiye ekonomisinin kronik sorunu sürdürülebilir bir büyüme süreci yakalayamamak oldu. İki-üç yıl büyür, bir yıl küçülürdük. 2002'den beri Türkiye istikrarlı büyümenin iyi bir örneğini gösterdi. Küresel kriz döneminde 4 çeyreklik bir aradan sonra yeniden büyüme dönemine girdik. Bugün Avrupa ülkeleri birbirinden zayıf performans gösterirken, biz 11 çeyrektir ortalama yüzde 7,7 hızla büyümeye devam ediyoruz. En büyük ticaret partnerimiz olan AB binde 3 küçüldü. Almanya yüzde 1 büyürken, İtalya, İspanya, İngiltere ekonomisi küçülmeye devam etti.
Bugün ekonomimizin net ihracat sayesinde büyüdüğünü gördük. Gayri Safi Yurt İçi Hasılamız yüzde 2,9 büyüdü, net ihracatın buna katkısı ise 5,6 puan oldu. Demek ki; net ihracatın katkısı olmasaydı ekonomimiz büyümeyecekti.''
''İhracatla büyüme, büyümenin kalitesini artırdı''
Net ihracatın, 4 çeyrekten bu yana, bir başka ifadeyle 2011'in ikinci çeyreğinden beri büyümeye pozitif katkı verdiğini ifade eden Çağlayan, şöyle devam etti:
''Son 2 çeyrektir görüyoruz ki; net ihracatın bu katkısı olmasa ekonomimiz büyümeyecekti. Nisan-Mayıs-Haziran aylarında mal ihracatımız yüzde 14,2 büyüdü, hizmet ihracatımız ise yüzde 3'e yakın arttı. Ekonomimizi büyüten yakalanan bu artışlar oldu. Biz bunları Avrupa'daki krize rağmen, Orta Doğu'daki krize rağmen, dünya ekonomisindeki yavaşlamaya rağmen gerçekleştirdik. İşte 2. çeyrekte bizi büyüten budur. Bize iki yıl önce yapılan eksen kaydırma eleştirilerini hatırlatmak isterim. Türkiye Afrika'ya, Güney Amerika'ya, Kuzey Amerika'ya artan ihracatı ile bugünkü büyümeyi gerçekleştirmiştir. İhracatla büyüme, büyümenin kalitesini artırdı.''
Merkez Bankası'nın yumuşak iniş politikasına da değinen Ekonomi Bakanı Çağlayan, Türkiye'nin, tarihinde ilk defa krize girmeden yumuşak inişi gerçekleştirdiğini kaydetti. Merkez Bankası'nın bu süreçte çok başarılı bir politika izlediğini belirten Çağlayan, buna karşılık daha önce de ifade ettiği gibi, artık ayağı frenden çekmek gerektiğini vurguladı. Türkiye'nin büyüme hızının 3 çeyrekten beri gerilediğine dikkati çeken Çağlayan, ''İhtiyatlı olalım derken, fren balataları sıyrılmaya başladı. Artık yıl sonu OVP hedefi olan yüzde 4 büyüme hedefinden uzaklaşmaya başladık. İniş gerçekleşti ama bu uçak durmak için inmedi. Yakıt ikmali yapıp yola devam etmeliyiz. Büyümede iç talebin desteği gecikiyor. Bizim yüzde 4'ün altında büyüme gibi bir lüksümüz yok. Balatalar diski sıyırmadan ayağı frenden çekmek gerekiyor. 2023 hedeflerine ulaşmak için en az yüzde 5,5 ortalama ile büyümeye devam etmeliyiz'' dedi.
Sanayi üretimindeki artış
Bakan Çağlayan, sanayi üretimindeki yüzde 3,4 artışın da büyük oranda ihracat artışından kaynaklandığını belirterek, Türkiye'nin sanayi üretiminde daha yüksek büyüme oranlarına ihtiyacı olduğunu, iç talebin mutlaka sanayi üretimine daha fazla destek vermesi gerektiğini ifade etti.
Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, büyüme rakamlarına ilişkin, ''Ekonomimiz 11 çeyrekten beri büyüyor. 2. çeyrekte yakalanan yüzde 2,9'luk büyümenin 5,6 puanı net ihracattan geldi'' dedi.
Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, büyüme rakamlarını değerlendirdi. Bakan Çağlayan, yazılı açıklamasında 2. çeyrek büyüme rakamlarını değerlendirdi. Gayri Safi Yurt İçi Hasıla (GSYİH) verilerinin, Türkiye ekonomisinin geçen yılın 2. çeyreğine göre yüzde 2,9 büyüdüğünü gösterdiğini belirten Çağlayan, Türkiye ekonomisinin büyüme sürecinde 11. çeyreği geride bıraktığını ifade etti. Türkiye ekonomisinin, küresel kriz başlamadan önce 27 çeyrek kesintisiz büyüdüğünü hatırlatan Çağlayan, şunları kaydetti:
''İnşallah bu defa kesintisiz büyüme süreci daha uzun sürecek. Yıllar boyunca Türkiye ekonomisinin kronik sorunu sürdürülebilir bir büyüme süreci yakalayamamak oldu. İki-üç yıl büyür, bir yıl küçülürdük. 2002'den beri Türkiye istikrarlı büyümenin iyi bir örneğini gösterdi. Küresel kriz döneminde 4 çeyreklik bir aradan sonra yeniden büyüme dönemine girdik. Bugün Avrupa ülkeleri birbirinden zayıf performans gösterirken, biz 11 çeyrektir ortalama yüzde 7,7 hızla büyümeye devam ediyoruz. En büyük ticaret partnerimiz olan AB binde 3 küçüldü. Almanya yüzde 1 büyürken, İtalya, İspanya, İngiltere ekonomisi küçülmeye devam etti.
Bugün ekonomimizin net ihracat sayesinde büyüdüğünü gördük. Gayri Safi Yurt İçi Hasılamız yüzde 2,9 büyüdü, net ihracatın buna katkısı ise 5,6 puan oldu. Demek ki; net ihracatın katkısı olmasaydı ekonomimiz büyümeyecekti.''
''İhracatla büyüme, büyümenin kalitesini artırdı''
Net ihracatın, 4 çeyrekten bu yana, bir başka ifadeyle 2011'in ikinci çeyreğinden beri büyümeye pozitif katkı verdiğini ifade eden Çağlayan, şöyle devam etti:
''Son 2 çeyrektir görüyoruz ki; net ihracatın bu katkısı olmasa ekonomimiz büyümeyecekti. Nisan-Mayıs-Haziran aylarında mal ihracatımız yüzde 14,2 büyüdü, hizmet ihracatımız ise yüzde 3'e yakın arttı. Ekonomimizi büyüten yakalanan bu artışlar oldu. Biz bunları Avrupa'daki krize rağmen, Orta Doğu'daki krize rağmen, dünya ekonomisindeki yavaşlamaya rağmen gerçekleştirdik. İşte 2. çeyrekte bizi büyüten budur. Bize iki yıl önce yapılan eksen kaydırma eleştirilerini hatırlatmak isterim. Türkiye Afrika'ya, Güney Amerika'ya, Kuzey Amerika'ya artan ihracatı ile bugünkü büyümeyi gerçekleştirmiştir. İhracatla büyüme, büyümenin kalitesini artırdı.''
Merkez Bankası'nın yumuşak iniş politikasına da değinen Ekonomi Bakanı Çağlayan, Türkiye'nin, tarihinde ilk defa krize girmeden yumuşak inişi gerçekleştirdiğini kaydetti. Merkez Bankası'nın bu süreçte çok başarılı bir politika izlediğini belirten Çağlayan, buna karşılık daha önce de ifade ettiği gibi, artık ayağı frenden çekmek gerektiğini vurguladı. Türkiye'nin büyüme hızının 3 çeyrekten beri gerilediğine dikkati çeken Çağlayan, ''İhtiyatlı olalım derken, fren balataları sıyrılmaya başladı. Artık yıl sonu OVP hedefi olan yüzde 4 büyüme hedefinden uzaklaşmaya başladık. İniş gerçekleşti ama bu uçak durmak için inmedi. Yakıt ikmali yapıp yola devam etmeliyiz. Büyümede iç talebin desteği gecikiyor. Bizim yüzde 4'ün altında büyüme gibi bir lüksümüz yok. Balatalar diski sıyırmadan ayağı frenden çekmek gerekiyor. 2023 hedeflerine ulaşmak için en az yüzde 5,5 ortalama ile büyümeye devam etmeliyiz'' dedi.
Sanayi üretimindeki artış
Bakan Çağlayan, sanayi üretimindeki yüzde 3,4 artışın da büyük oranda ihracat artışından kaynaklandığını belirterek, Türkiye'nin sanayi üretiminde daha yüksek büyüme oranlarına ihtiyacı olduğunu, iç talebin mutlaka sanayi üretimine daha fazla destek vermesi gerektiğini ifade etti.
Maliye Bakanı Şimşek'in değerlendirmesi
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye ekonomisinin yılın ikinci çeyreğinde, bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 2,9 büyüdüğünü ifade ederek, ''Bu dönemde Avro Bölgesi daralmış, gelişmiş ve gelişmekte olan birçok ülke ekonomisi yavaşlamıştır. Bu nedenle Türkiye'nin gösterdiği yüzde 2,9'luk büyüme küçümsenecek bir performans değildir'' dedi.
Şimşek, yaptığı yazılı açıklamada, bugün açıklanan rakamların, yumuşak iniş sürecinin, hedefler doğrultusunda devam ettiğini gösterdiğini belirtti.
Büyümenin kompozisyonuna bakıldığında yılın ilk çeyreğinde olduğu gibi, ikinci çeyrekte de büyümeye en büyük katkının 5,7 puan ile net ihracattan geldiğinin görüldüğüne işaret eden Şimşek, şunları kaydetti:
Büyümenin kompozisyonuna bakıldığında yılın ilk çeyreğinde olduğu gibi, ikinci çeyrekte de büyümeye en büyük katkının 5,7 puan ile net ihracattan geldiğinin görüldüğüne işaret eden Şimşek, şunları kaydetti:
''Mevsimsellikten arındırılmış rakamlar ise ikinci çeyrekte büyümenin bir önceki çeyreğe göre yüzde 1,8 arttığını ve iç talepteki daralmaya rağmen ekonomimizin yılın ilk çeyreğine göre ivme kazandığını göstermektedir.
Yılın ikinci yarısına dair göstergeler ise ekonominin daha ılımlı büyüyeceğini işaret etmektedir. En büyük ticari ortağımız olan Avrupa Birliği'nin daralmakta olduğu ve küresel ekonomide aşağı yönlü risklerin ağırlık kazandığı göz önüne alındığında, büyümenin yıl sonunda yüzde 4'ün bir miktar altında kalması sürpriz olmayacaktır.''
Bakan Ergün, büyüme rakamlarını değerlendirdi
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, büyüme rakamlarının, yılın üçüncü çeyreğinde biraz daha toparlanacağını belirterek, ''Dördüncü çeyrekte ise biraz daha hızlı bir büyüme rakamıyla karşı karşıya kalacağımızı tahmin ediyorum ve yüzde 4'lük yıllık büyüme hedefi bu şekilde teyit edilmiş olacak'' dedi.
NTV'de katıldığı programda soruları yanıtlayan Ergün, TÜİK'in açıkladığı 2. çeyrek büyüme rakamlarını değerlendirdi.
Genel beklentinin yüzde 3'ün üzerinde olduğunu ancak sonuçlara göre Türkiye'nin, yılın ikinci çeyreğinde yüzde 2,9 büyüdüğünü belirten Ergün, buna karşın, yılın bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.
Bakan Ergün, Orta Vadeli Program'da (OVP) yüzde 4'lük bir büyümenin öngörüldüğünü, özellikle üçüncü ve dördüncü çeyrek büyümelerinin bu hedefi yakalayacak bir performansa sahip olacağını vurgulayarak, şunları kaydetti:
''Şu anda ilk 6 aylık ortalama yüzde 3,1. Üçüncü çeyrekte bu biraz daha toparlanacak. Dördüncü çeyrekte ise biraz daha hızlı bir büyüme rakamıyla karşı karşıya kalacağımızı tahmin ediyorum ve yüzde 4'lük yıllık büyüme hedefi bu şekilde teyit edilmiş olacak. Türkiye'deki bu büyüme rakamlarını çevremizle birlikte değerlendirdiğimiz zaman, mesela Avrupa Birliği (AB) ortalamasına baktığımız zaman, Avro Bölgesi'nde ne var- Yüzde yarımlık bir küçülme var toplamda. OECD ortalamasına baktığımızda ise yüzde 1,6'lık bir büyüme. Yani, Türkiye'nin büyümesi OECD ile, AB ortalamasıyla birlikte düşünüldüğünde, bölgesindeki en hızlı büyüme rakamını gösteriyor.''
''Büyüme tahmininde revizyon gerekliliği yok''
Büyüme tahminlerinde revizyon gerekliliğinin olup olmadığı yönündeki bir soru üzerine de Ergün, bu konuda bir revizyon gerekliliğinin olmadığını söyledi.
Türkiye'nin büyümesini etkileyen unsurlara bakıldığında, bu dönemde ağırlıklı olarak ihracatın büyümeye katkısının görüldüğünü vurgulayan Ergün, şöyle konuştu:
''Türkiye'nin büyümesine ihracatın bu dönemde olumlu katkı yaptığını görüyoruz. Bunu tabii ithalattaki azalmayla birlikte değerlendirmemiz lazım. Çünkü, cari açık önemli bir konu olarak ele alındığı için cari açığı önleyici bazı tedbirler de getirilmişti. İşte bu nedenle de ithalatta bir azalma görüyoruz. İhracattaki artış ve ithalattaki azalma birlikte düşünüldüğü zaman, dış ticaretin büyümeye katkısının net olduğunu görüyoruz. Bazı ekonomik büyüklüklerde makro rakamlarda değişiklikler elbette olabilir, yani revizyon gerekirse yaparız ama bugün itibariyle revizyon gerektirecek bir konu yoktur. Büyüme rakamlarını olumsuz etkileyecek başka bir rakamın ortaya çıkacağını şimdiden öngörmüyoruz.''
Türkiye'nin büyümesini etkileyen unsurlara bakıldığında, bu dönemde ağırlıklı olarak ihracatın büyümeye katkısının görüldüğünü vurgulayan Ergün, şöyle konuştu:
''Türkiye'nin büyümesine ihracatın bu dönemde olumlu katkı yaptığını görüyoruz. Bunu tabii ithalattaki azalmayla birlikte değerlendirmemiz lazım. Çünkü, cari açık önemli bir konu olarak ele alındığı için cari açığı önleyici bazı tedbirler de getirilmişti. İşte bu nedenle de ithalatta bir azalma görüyoruz. İhracattaki artış ve ithalattaki azalma birlikte düşünüldüğü zaman, dış ticaretin büyümeye katkısının net olduğunu görüyoruz. Bazı ekonomik büyüklüklerde makro rakamlarda değişiklikler elbette olabilir, yani revizyon gerekirse yaparız ama bugün itibariyle revizyon gerektirecek bir konu yoktur. Büyüme rakamlarını olumsuz etkileyecek başka bir rakamın ortaya çıkacağını şimdiden öngörmüyoruz.''
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder