Bağış, Lefke Avrupa Üniversitesi Rauf Denktaş Eğitim Kompleksi'nde ''Fatin Rüştü Zorlu AB ve Kıbrıs'' konulu konferans verdi.
Konferansına Başbakan Recep Tayip Erdoğan'ın selamlarını ileterek başlayan Bağış, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin asla yalnız kalmayacağını Türkiye'nin tüm imkanları ve kaynaklarıyla arkasında olduğunu bildirdi.
Türkiye'de 1957-1960 yılları arasında Dışişleri Bakanlığı görevinde bulunan ve 1961 yılında o dönemin başbakanı Demokrat Parti Genel Başkanı Adnan Menderes ile idam edilen eski Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu'nun Türkiye ve Kıbrıs Türklerine katkılarını anlatan Bağış, Zorlu'nun Kıbrıs Türkleri ve Türkiye'nin Kıbrıs davasına büyük emeği geçen bir kişi olduğunu kaydetti.
Bağış, ''Bu adada yıllardır huzur içerisinde bayraklarımızın dalgalanmasında onun emeği var'' dedi.
Zorlu'nun dışişleri bakanlığı döneminde Türkiye'yi Kıbrıs'ın garantör ülkesi yaptığını, Kıbrıslı Türklere destek olmak için her imkanı kullandığını ve Türkiye'nin AB sürecini başlattığını belirten Bağış, Zorlu'nun anısının unutulduğunu ve ihmal edildiğini ifade etti.
''Fitne sokmaya çalışan zihniyet''
Bağış, değerli bir devlet adamı olan Zorlu'nun, dönemin Başbakanı Menderes ve bir arkadaşlarıyla asılmasını sağlayan zihniyetin, bugün de Türkiye ile KKTC arasına fitne sokmaya çalıştığını belirterek, ''Biz yıllardır bu zihniyetle mücadele ediyoruz'' dedi.
10 yıl içinde KKTC'nin nereden nereye geldiğinin değerlendirmesini KKTC Dışişleri Bakanı Hüseyin Özgürgün ile yaptıklarını ve göğüslerinin kabardığını kaydeden Egemen Bağış, geçen 10 yıllık dönemde salonda bulunan Tahsin Ertuğruloğlu , Turgay Avcı ve Hüseyin Özgürgün'ün dışişleri bakanlığı görevlerinde bulunduğunu, işbirliği içerisinde KKTC'yi uluslararası platformlarda yükseğe taşıdıklarını anlattı.
AK Parti'nin iktidarda olduğu dönemde Türkiye'nin KKTC'ye hiç ayırmadığı kadar kaynak ve zaman ayırdığını vurgulayan Bağış, ''Çünkü Türkiye'nin başında Kıbrıs davasını kendi davası olarak gören Başbakan Recep Tayyip Erdoğan var'' diye konuştu.
3 yılda yüzde 10 büyüme
KKTC'de son üç yılda yüzde 10 büyüyen ekonominin Rum yönetimine net bir cevap verdiğini kaydeden Egemen Bağış, yatırımların, yolların, hastanelerin, turistik tesislerin ve öğrenci sayısının arttığını belirtti.
Bağış, ''Her açıdan yükselen cezbeden bir ülke haline geldik. Bunun başlangıcını yapan Fatin Rüştü Zorlu'dur'' ifadesini kullandı.
''Her daim yeni projeler üreten bir beyindi'' diyen Bağış, dünyaca ünlü gazetelerin Zorlu'yu ''Türkiye Cumhuriyeti'nin yetiştirdiği en iyi Dışişleri Bakanı'' ve ''En zeki Dışişleri Bakanı'' ilan ettiğine dikkati çekti.
15 Temmuz 1959'da Yunanistan-ın o zamanki adı Avrupa Ekonomik Topluluğu olan (AET) AB'ye üyelik başvurusunda bulunduğunu, 31 Temmuz 1959'da da Fatin Rüştü Zorlu'nun dışişleri bakanı olarak Türkiye'nin başvurusunu yaparak karşı adım attığını anlatan Bağış, bunların Zorlu'nun ne kadar vizyonu bulunduğunun kanıtları olduğunu aktardı.
Türkiye ile Yunanistan-ın bugün kıyaslanamayacak bir durumda olduğunu, Türkiye'nın Avrupa'nın en hızlı büyüyen ekonomisi durumuna geldiğine işaret eden Bağış, ''Bugün AB için bir Türk sorunu değil Türk fırsatı var. Türkiye AB için bir fırsat'' değerlendirmesinde bulundu.
''Türkiye KKTC'yi bırakmayacak''
Bağış, sürece dikkati çekerek, ''İşte o gün bugün Kıbrıs bizim milli davamız. Türkiye hiçbir zaman KKTC'yi yalnız bırakmadı bırakmayacak. Herkes bunu iyi anlasın'' ifadesini kullandı.
''Kıbrıs davası Fatin Rüştü Zorlu-nun bize emaneti. Ne AB için Kıbrıs-tan, ne de Kıbrıs için AB'dan vazgeçmeyiz. Bizim hukuki, etik ve ahlaki haklarımız var. AK Parti 10 yıllık dönemde Kıbrıs'tan tek bir Türk askeri çekmedi. Tek bir taşını vermedi'' diyen Bağış, KKTC'de uygulanan ekonomik programın meyvelerini vermeye başladığını ancak bunun vatandaşların cebine yansımasının zaman alacağını belirtti.
''AB üyesi ülkelerde kriz yaşanırken, Rum yönetiminde kredi arayışı sürerken, Başbakan İrsen Küçük ile yürüttükleri ekonomik programda başarı elde edildiğini'' ifade eden Bağış, Kıbrıs müzakerelerini yürüten Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ve ekonomik mücadeleyi sürdüren Başbakan İrsen Küçük'ün arkasında her zaman durduklarını ve durmaya da devam edeceklerini söyledi.
''Kıbrıs sıkıntıdayken Türkiye mutlu olamaz. Türkiye sıkıntıdayken de Kıbrıs mutlu olamaz'' diye konuşan Bağış, bundan sonraki süreçlerde de birlikte hareket edileceğini kaydetti.
Bağış, ''Biz buraya Yavruvatan muamelesi yapmıyoruz. Devleti güçlendirmeye çalışıyoruz'' dedi.
Dünya devi proje
Türkiye ile KKTC arasında ''dünya devi bir projeye'' imza atılmakta olduğunu, su projesinin dünyada örneği olmadığını belirten Bağış, ''Kıbrıs'ta çözüme en büyük katkılardan biri de bu olacak'' ifadesini kullandı.
Suyun güneydeki komşuları da rahatlatacağını vurgulayan Bağış, KKTC kurulurken dahi bildirgede Rumlar'a barış eli uzatıldığını, daha sonra da elektrikle bunun pekiştirildiğini ve şimdi de su ile de barış elinin uzatılmakta olduğunu söyledi.
Bağış, Türkiye ile KKTC arasındaki kader birliğini bozmak isteyenlerin başarısız olmaya mahkum olduğunu vurguladı.
Türkiye'nin Kıbrıs konusunda 10 yıldır ortaya koyduğu politikaların Annan Planı sonrasında meyvelerini vermeye başladığını, dünyada yapılan açıklamaların bunun göstergesi olduğunu anlatan Bağış, AB üyesi ülkelerin de Rumların kendilerine ne kadar zarar vermekte olduğunu gördüğünü ve bunu dile getirmekte olduklarını belirtti.
''Havaya girmesin''
''Rumlar havaya girmesin tüm dünya onları tanısa da Türkiye tanımadıktan sonra hiçbir şey olmaz. En iyi seçenek çözüm. Biz bunun için her türlü desteği vermeye devam edeceğiz'' diyen Bağış, ancak oldubittilere ve sıkıntıya sokacak gelişmelere onay vermeyeceklerini vurguladı.
Konferansın ardından soruları da yanıtlayan Bağış, ''Kıbrıs'ın Türkiye'ye bağlanması'' konusunda bir açıklamasının hatırlatılması üzerine, tam olarak bu şekilde bir açıklama yapmadığını, Türkiye'nin önündeki opsiyonlar ve tercihleri ortaya koyduğunu, kalıcı, iki eşit kurucu devletin oluşturduğu siyasi eşit mekanizmanın tercihleri olduğunu belirttiğini anlatarak, açıklamalarına Rumlardan tepki beklerken onlardan önce bazı tahrik unsurlarının üstüne atladığını kaydetti. Bağış, ''Bırakın da bunları Rumlar düşünsün'' dedi.
''Rumlarla konuşmak duvara konuşmak gibi''
Kıbrıs'ta teknik boyutlu işbirliği üzerine çözüm imkanlarını farklı zamanlarda gündeme getirdiklerini kaydeden Bağış, ''Rumlarla hangi parametre olursa olsun konuşmak duvara konuşmak gibi oluyor. İşlerine geldiğinde tek devlet olduklarını iddia ediyor sonra elektrikte olduğu gibi ihtiyaçları olunca komşuya başvuruyorlar... Suyu da önce onlar isteyecek'' görüşünü belirtti.
KKTC'nin direkt ticarete başlaması halinde Türkiye'nin liman ve havaalanlarını Rumlara açacağını söylediklerini hatırlatan Bağış, sadece bunun bile Rumlara büyük bir tasarruf ve ticaret imkanı sağlayacağını bildirdi.
Bağış, ''Ama onlar zarar etmeyi tercih edip, sonra da niye iflas ettik diyorlar'' diye konuştu.
Rum Dışişleri Bakanı'nın birçok kez kendisi ile görüşmek istediğini, cevabının ise ''adada tek KKTC Dışişleri Bakanı'nı tanıdığı ve ona başvurup onunla birlikte kendisi ile görüşebileceği'' olduğunu anlatan Egemen Bağış, ''Tek muhatabım Hüseyin Özgürgün kardeşim, o getirirse muhatap olurum'' dedi.
Avroya geçme veya AB'a girmenin milli kararlar olduğunu ve iki konunun da önce halka sorulacağını da belirten Bağış, basın özgürlüğü ile ilgili bir soru üzerine, son 10 yılda basın özgürlüğü için atılan adımların Türkiye tarihinde atılan adımlardan fazla olduğunu ifade etti.
Konferansa, Türkiye'nin Lefkoşa Büyükelçisi Halil İbrahim Akça, KKTC Dışişleri Bakanı Hüseyin Özgürgün, Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanı Mutlu Atasayan, Sağlık Bakanı Ertuğrul Hasipoğlu, Özgürlük ve Reform Partisi (ÖRP) Genel Başkanı Turgay Avcı, Demokrasi ve Güven Partisi (DGP) Genel Başkanı Tahsin Ertuğruloğlu ile bazı milletvekilleri, üst düzey yöneticiler, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.
Konferansına Başbakan Recep Tayip Erdoğan'ın selamlarını ileterek başlayan Bağış, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin asla yalnız kalmayacağını Türkiye'nin tüm imkanları ve kaynaklarıyla arkasında olduğunu bildirdi.
Türkiye'de 1957-1960 yılları arasında Dışişleri Bakanlığı görevinde bulunan ve 1961 yılında o dönemin başbakanı Demokrat Parti Genel Başkanı Adnan Menderes ile idam edilen eski Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu'nun Türkiye ve Kıbrıs Türklerine katkılarını anlatan Bağış, Zorlu'nun Kıbrıs Türkleri ve Türkiye'nin Kıbrıs davasına büyük emeği geçen bir kişi olduğunu kaydetti.
Bağış, ''Bu adada yıllardır huzur içerisinde bayraklarımızın dalgalanmasında onun emeği var'' dedi.
Zorlu'nun dışişleri bakanlığı döneminde Türkiye'yi Kıbrıs'ın garantör ülkesi yaptığını, Kıbrıslı Türklere destek olmak için her imkanı kullandığını ve Türkiye'nin AB sürecini başlattığını belirten Bağış, Zorlu'nun anısının unutulduğunu ve ihmal edildiğini ifade etti.
''Fitne sokmaya çalışan zihniyet''
Bağış, değerli bir devlet adamı olan Zorlu'nun, dönemin Başbakanı Menderes ve bir arkadaşlarıyla asılmasını sağlayan zihniyetin, bugün de Türkiye ile KKTC arasına fitne sokmaya çalıştığını belirterek, ''Biz yıllardır bu zihniyetle mücadele ediyoruz'' dedi.
10 yıl içinde KKTC'nin nereden nereye geldiğinin değerlendirmesini KKTC Dışişleri Bakanı Hüseyin Özgürgün ile yaptıklarını ve göğüslerinin kabardığını kaydeden Egemen Bağış, geçen 10 yıllık dönemde salonda bulunan Tahsin Ertuğruloğlu , Turgay Avcı ve Hüseyin Özgürgün'ün dışişleri bakanlığı görevlerinde bulunduğunu, işbirliği içerisinde KKTC'yi uluslararası platformlarda yükseğe taşıdıklarını anlattı.
AK Parti'nin iktidarda olduğu dönemde Türkiye'nin KKTC'ye hiç ayırmadığı kadar kaynak ve zaman ayırdığını vurgulayan Bağış, ''Çünkü Türkiye'nin başında Kıbrıs davasını kendi davası olarak gören Başbakan Recep Tayyip Erdoğan var'' diye konuştu.
3 yılda yüzde 10 büyüme
KKTC'de son üç yılda yüzde 10 büyüyen ekonominin Rum yönetimine net bir cevap verdiğini kaydeden Egemen Bağış, yatırımların, yolların, hastanelerin, turistik tesislerin ve öğrenci sayısının arttığını belirtti.
Bağış, ''Her açıdan yükselen cezbeden bir ülke haline geldik. Bunun başlangıcını yapan Fatin Rüştü Zorlu'dur'' ifadesini kullandı.
''Her daim yeni projeler üreten bir beyindi'' diyen Bağış, dünyaca ünlü gazetelerin Zorlu'yu ''Türkiye Cumhuriyeti'nin yetiştirdiği en iyi Dışişleri Bakanı'' ve ''En zeki Dışişleri Bakanı'' ilan ettiğine dikkati çekti.
15 Temmuz 1959'da Yunanistan-ın o zamanki adı Avrupa Ekonomik Topluluğu olan (AET) AB'ye üyelik başvurusunda bulunduğunu, 31 Temmuz 1959'da da Fatin Rüştü Zorlu'nun dışişleri bakanı olarak Türkiye'nin başvurusunu yaparak karşı adım attığını anlatan Bağış, bunların Zorlu'nun ne kadar vizyonu bulunduğunun kanıtları olduğunu aktardı.
Türkiye ile Yunanistan-ın bugün kıyaslanamayacak bir durumda olduğunu, Türkiye'nın Avrupa'nın en hızlı büyüyen ekonomisi durumuna geldiğine işaret eden Bağış, ''Bugün AB için bir Türk sorunu değil Türk fırsatı var. Türkiye AB için bir fırsat'' değerlendirmesinde bulundu.
''Türkiye KKTC'yi bırakmayacak''
Bağış, sürece dikkati çekerek, ''İşte o gün bugün Kıbrıs bizim milli davamız. Türkiye hiçbir zaman KKTC'yi yalnız bırakmadı bırakmayacak. Herkes bunu iyi anlasın'' ifadesini kullandı.
''Kıbrıs davası Fatin Rüştü Zorlu-nun bize emaneti. Ne AB için Kıbrıs-tan, ne de Kıbrıs için AB'dan vazgeçmeyiz. Bizim hukuki, etik ve ahlaki haklarımız var. AK Parti 10 yıllık dönemde Kıbrıs'tan tek bir Türk askeri çekmedi. Tek bir taşını vermedi'' diyen Bağış, KKTC'de uygulanan ekonomik programın meyvelerini vermeye başladığını ancak bunun vatandaşların cebine yansımasının zaman alacağını belirtti.
''AB üyesi ülkelerde kriz yaşanırken, Rum yönetiminde kredi arayışı sürerken, Başbakan İrsen Küçük ile yürüttükleri ekonomik programda başarı elde edildiğini'' ifade eden Bağış, Kıbrıs müzakerelerini yürüten Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ve ekonomik mücadeleyi sürdüren Başbakan İrsen Küçük'ün arkasında her zaman durduklarını ve durmaya da devam edeceklerini söyledi.
''Kıbrıs sıkıntıdayken Türkiye mutlu olamaz. Türkiye sıkıntıdayken de Kıbrıs mutlu olamaz'' diye konuşan Bağış, bundan sonraki süreçlerde de birlikte hareket edileceğini kaydetti.
Bağış, ''Biz buraya Yavruvatan muamelesi yapmıyoruz. Devleti güçlendirmeye çalışıyoruz'' dedi.
Dünya devi proje
Türkiye ile KKTC arasında ''dünya devi bir projeye'' imza atılmakta olduğunu, su projesinin dünyada örneği olmadığını belirten Bağış, ''Kıbrıs'ta çözüme en büyük katkılardan biri de bu olacak'' ifadesini kullandı.
Suyun güneydeki komşuları da rahatlatacağını vurgulayan Bağış, KKTC kurulurken dahi bildirgede Rumlar'a barış eli uzatıldığını, daha sonra da elektrikle bunun pekiştirildiğini ve şimdi de su ile de barış elinin uzatılmakta olduğunu söyledi.
Bağış, Türkiye ile KKTC arasındaki kader birliğini bozmak isteyenlerin başarısız olmaya mahkum olduğunu vurguladı.
Türkiye'nin Kıbrıs konusunda 10 yıldır ortaya koyduğu politikaların Annan Planı sonrasında meyvelerini vermeye başladığını, dünyada yapılan açıklamaların bunun göstergesi olduğunu anlatan Bağış, AB üyesi ülkelerin de Rumların kendilerine ne kadar zarar vermekte olduğunu gördüğünü ve bunu dile getirmekte olduklarını belirtti.
''Havaya girmesin''
''Rumlar havaya girmesin tüm dünya onları tanısa da Türkiye tanımadıktan sonra hiçbir şey olmaz. En iyi seçenek çözüm. Biz bunun için her türlü desteği vermeye devam edeceğiz'' diyen Bağış, ancak oldubittilere ve sıkıntıya sokacak gelişmelere onay vermeyeceklerini vurguladı.
Konferansın ardından soruları da yanıtlayan Bağış, ''Kıbrıs'ın Türkiye'ye bağlanması'' konusunda bir açıklamasının hatırlatılması üzerine, tam olarak bu şekilde bir açıklama yapmadığını, Türkiye'nin önündeki opsiyonlar ve tercihleri ortaya koyduğunu, kalıcı, iki eşit kurucu devletin oluşturduğu siyasi eşit mekanizmanın tercihleri olduğunu belirttiğini anlatarak, açıklamalarına Rumlardan tepki beklerken onlardan önce bazı tahrik unsurlarının üstüne atladığını kaydetti. Bağış, ''Bırakın da bunları Rumlar düşünsün'' dedi.
''Rumlarla konuşmak duvara konuşmak gibi''
Kıbrıs'ta teknik boyutlu işbirliği üzerine çözüm imkanlarını farklı zamanlarda gündeme getirdiklerini kaydeden Bağış, ''Rumlarla hangi parametre olursa olsun konuşmak duvara konuşmak gibi oluyor. İşlerine geldiğinde tek devlet olduklarını iddia ediyor sonra elektrikte olduğu gibi ihtiyaçları olunca komşuya başvuruyorlar... Suyu da önce onlar isteyecek'' görüşünü belirtti.
KKTC'nin direkt ticarete başlaması halinde Türkiye'nin liman ve havaalanlarını Rumlara açacağını söylediklerini hatırlatan Bağış, sadece bunun bile Rumlara büyük bir tasarruf ve ticaret imkanı sağlayacağını bildirdi.
Bağış, ''Ama onlar zarar etmeyi tercih edip, sonra da niye iflas ettik diyorlar'' diye konuştu.
Rum Dışişleri Bakanı'nın birçok kez kendisi ile görüşmek istediğini, cevabının ise ''adada tek KKTC Dışişleri Bakanı'nı tanıdığı ve ona başvurup onunla birlikte kendisi ile görüşebileceği'' olduğunu anlatan Egemen Bağış, ''Tek muhatabım Hüseyin Özgürgün kardeşim, o getirirse muhatap olurum'' dedi.
Avroya geçme veya AB'a girmenin milli kararlar olduğunu ve iki konunun da önce halka sorulacağını da belirten Bağış, basın özgürlüğü ile ilgili bir soru üzerine, son 10 yılda basın özgürlüğü için atılan adımların Türkiye tarihinde atılan adımlardan fazla olduğunu ifade etti.
Konferansa, Türkiye'nin Lefkoşa Büyükelçisi Halil İbrahim Akça, KKTC Dışişleri Bakanı Hüseyin Özgürgün, Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanı Mutlu Atasayan, Sağlık Bakanı Ertuğrul Hasipoğlu, Özgürlük ve Reform Partisi (ÖRP) Genel Başkanı Turgay Avcı, Demokrasi ve Güven Partisi (DGP) Genel Başkanı Tahsin Ertuğruloğlu ile bazı milletvekilleri, üst düzey yöneticiler, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder