Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, ''Bizden önceki hükümetler emin olun hazinenin bekçiliği konusunda bostan korkuluğu bile yapamamışlar. Maalesef bizim hazinemizin içinde kimin eli var, ne kadar el var, kimse bilmiyordu'' dedi.
Bozdağ, Isparta'da Tez Murat Türbesi'ni ve Kur'an-ı Kerim basım tesislerini ziyaret ederek incelemelerde bulundu, görevlilerden bilgi aldı.
Ziyaretin ardından bir düğün salonunda yapılan partisinin Isparta İl Danışma Meclisi Toplantısı'na katılan Bozdağ, burada yaptığı konuşmada, iki gündür Isparta'da bulunduklarını, Isparta'nın tarihin, kültürün önemli merkezlerinden biri olduğunu söyledi.
Türkiye'nin geldiği noktanın herkesin gururlanacağı bir nokta olduğunu dile getiren Bozdağ, bugün dünyanın neresine gidilirse gidilsin Türkiye'ye bakıldığında ay, yıldız ve güneş gibi parlayan ve her geçen gün gücü artan bir Türkiye görüldüğünü kaydetti.
Ay-yıldızlı pasaportun çok büyük bir imkan ve referans olduğunu, her kapıyı açtığını ifade eden Bozdağ, her yerde Türkiye'nin başarısının konuşulduğunu, başka ülkelerin Türkiye gibi olmak için mücadele verdiğini anlattı.
Bozdağ, bu gelişmelerin Türkiye'de son 10 yılda yapılanların nerelerde duyulduğunu göstermesi açısından önemli olduğunu vurgulayarak, ''Yola çıkarken bölgesel, etnik ve dinsel milliyetçilik yapmamak üzere 3 kırmızı çizgi belirledik. Ne yaparsak milletimiz için, milletimizle beraber yapacağız. Onun için her adımımızı bu anlamda attık'' diye konuştu.
Türkiye'de bölgeler arasındaki gelişmişlik tezadına son verdiklerini dile getiren Bozdağ, ''Biz besmeleyi çektiğimiz andan itibaren hangi işi nerede başladıysak, aynı işi Türkiye'nin her yerinde yaptık. Şahidi sizsiniz. Yapılan hizmetleri bütün illere yaydık. Isparta'ya ne oluyorsa Ankara ve Trabzon'da da o oluyor. Biz Türkiye'nin her yerini beraber ayağa kaldırmak noktasında, Türkiye'yi ekonomik anlamda her açıdan refah düzeyine, daha ileri taşıma noktasında büyük özveri ile eşit bir yaklaşımla politikalarımızı hayata geçiriyoruz'' diye konuştu.
''İktidar mensuplarını yolsuzlukla ciddi anlamda itham eden hiçbir hadise yoktur''
Başbakan Yardımcısı Bozdağ, Türkiye'nin ekonomik anlamda çok gelişmeler gösterdiğini, bunun yatarak olmadığına dikkati çekerek, şöyle konuştu:
''Bu, emaneti milletin ehline tevdi ettiğinin göstergesidir. Siz hazinenin başına o hazineye canı pahasına, her şeyi ile sahip çıkanlara emanet ettiğiniz zaman, o hazineye haram zadelerin eli girmez, giremez de... Bizden önceki hükümetler emin olun hazinenin bekçiliği konusunda bostan korkuluğu bile yapamamışlar. Maalesef bizim hazinemizin içinde kimin eli var, ne kadar el var, kimse bilmiyordu. Biz Allah'ın izniyle hazineye uzanan bu elleri kırdık. Yolsuzluğun bütün yollarını kapatan adımlar attık. O yüzden milletin parası, milletin hazinesinde birleşti. Birleşince de 799 milyar dolara dayandı. İşte bölünmüş yollar buradan geliyor. Hastane oldu, bütün Türkiye'ye gitti bu para. Toplu konut oldu bütün Türkiye'ye kullanıldı bu para. Biz bunları buradan biriktirdiklerimizle yapıyoruz. Dün bu paralar illerdeki ağaların, haramzadelerin, Türkiye'nin başka yerlerindeki güç odaklarının, ekonomik yapı sahiplerinin bir şekilde bu milletin hazinesini hortumlamak isteyenlerin cebine aktarılıyordu. Hamdolsun 10 yıldır tek başına iktidarız. Yerel yönetimlerin de büyük kısmında iktidarız. Başımız dik, alnımız ak. Bugüne kadar bu iktidar mensuplarını yolsuzlukla ciddi anlamda itham eden hiçbir hadise yoktur.''
''Atılan iftiralardan AK Parti mensupları çok sayıda tazminat kazandı''
Zaman zaman AK Parti mensuplarının yolsuzlukla itham edildiğini bildiren Bozdağ, şunları kaydetti:
''Biz, 'iftira atmayın, elinizde belgeniz, dosyanız varsa çıkın milletin huzuruna anlatın' diyoruz. Meclis sizin emrinizde, anlatın. Meydanlar sizin emrinizde anlatın. Savcılar orada duruyor. Dosyaları oraya verin. Ama hiçbirisi savcılara dosya vermiyor. Çünkü savcı delil soracak, iftira ile amel etmez savcılar, mahkemeler. Savcılara, mahkemelere yine biz gidiyoruz. Atılan iftiralardan AK Parti mensupları çok sayıda tazminat kazandı. Çamur atmak eski tarz siyasettir. Ancak biz 'eskisi gibi olmayacak' dedik. 'Eski hal muhaldir' dedik. Bunlar 1970-80-90'ların kafasıyla siyaset yaptıkları için zannediyorlar ki iftiralar prim yapacak. İftiralar prim yapmaz. Millet artık neyin iftira, neyin gerçek olduğunu genel başkanlardan, onun adına konuşanlardan çok daha iyi biliyor. Şükürler olsun yüzümün akıyla milletimize hizmet ediyoruz ve etmeye devam edeceğiz.''
Türkiye'nin ekonomik göstergelerinin çok değiştiğini vurgulayan Bozdağ, ''69 senede 71 üniversite vardı, 10 senede biz bunun yanına 98 üniversite koyduk. Hızımıza, sayımıza yetişmeleri mümkün değil'' dedi.
Başbakan Yardımcısı Bozdağ, 2001 krizinde IMF'nin kapısında dilencilik yapan bir hükümet bulunduğunu, ama kendilerinin Allah'ın izni ile milletten aldığı emaneti doğru kullandıklarını belirterek, IMF'ye olan borcu 1 milyar doların altına indirdiklerini, hatta Türkiye'nin IMF'ye 5 milyar dolar borç verme görüşmeleri yaptığına işaret etti.
''Türkiye'yi IMF'ye mahkum edenler mi onurlu, dirayetli bir dış politika gütmüşler, Türkiye'nin gururunu, haysiyetini yukarda tutmuşlar, yoksa yıllar yılı Türkiye'nin sırtında boza pişiren IMF'ye yol gösterip Türkiye'den gönderenler mi daha milliyetçidir'' diyen Bozdağ, ''Milliyetçilik budur, lafta ve sloganda değil, icraatta milletin emanetine sahip çıkmaktır'' diye konuştu.
Bozdağ, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Artık Davos'ta Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcımız ile konuşurken, 'Türkiye'nin bizi söyleyeceği var, Türkiye'nin yaptıklarından, bizim alacağımızı dersler var' diyorlar. Bizim bakanlarımız Davos'ta ekonomik forumlarda, ekonomide nasıl başarı olur, Türkiye'nin başarı hikayesi nasıl ortaya çıktı, bunu anlatıyorlar. İşte milliyetçilik budur. Milletini sevmek, devletini sevmek, milletin ve devletin gücünü her alanda ileriye taşımaktır. Türkiye her alanda gelişti, değişti.''
Sağlıktaki dönüşüm politikalarına değinen Bozdağ, bunların kaynakların doğru kullanılmasıyla gerçekleştiğini kaydetti. Daha yapacak çok iş bulunduklarını belirten Bozdağ, ''Hepsini beraber yapacağız. Bizim muhalefetin söylediklerine bakmayın. Onlar yalan ve iftira yarışından başka bir yarışın içinde değiller. Bizim buna vaktimiz yok. Biz hizmetin yarışındayız. Biz milletin duasını almanın yarışındayız. Varsın onlar iftiranın yarışında olsunlar. O konulardaki bütün birincilikleri kendilerine veriyoruz'' şeklinde konuştu.
Bozdağ, AK Parti'nin yaptığı çalışmalarla 10 yıldır iktidarda olduğunu hatırlattı.
CHP'nin askerlerin, darbecilerin yedeğinde iktidar olma anlayışı ile hareket ettiğini ileri süren Bozdağ, AK Parti'nin ise milletin emanetine sahip çıkan bir anlayışla hizmet ettiğini belirtti.
Bir dönem Merve Kavakçı'nın başı örtülü yemin etmek istediğinde dönemin başbakanının sert bir çıkış yaptığını ve bugün ''erkeklikten'' bahsedenlerin ise bu çıkış karşısında başlarını önüne eğdiğini ifade eden Bozdağ, ''Erkeklik işte Meclisin kapısına kadar geliyor, içeriye girememiş sanırım'' dedi.
AK Parti'nin işinin hizmet, gücünün de millet olduğunu anlatan Bozdağ, AK Partili kadroların hiçbir yerde eğilmediğini, bundan sonra da eğilmeyeceğini ve milletine hizmet etmeye devam edeceğini bildirdi.
''Takiye anlayışı CHP'nin prensibi haline gelmiştir''
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Birgül Ayman Güler'in Meclis'te yaptığı konuşmadaki sözlerine değinen Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, bu ülkenin insanlarının bir kısmını diğer kısmına karşı üstün görmenin faşist bir anlayış olduğunu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun sesini yükseltmesi gerektiğini belirtti. Bozdağ, sözlerine şöyle devam etti:
''(Bu ırkçı düşünceye bizim çatımızın altında yer yok) der, istifa etmiyorsa disipline sevk eder, ona ceza verir. Öte yandan Hüseyin Aygün diye biri çıkıyor, terör örgütüne misafir mi oldu, misafir mi edildi bilinmiyor, terör örgütünü öven yaklaşımlarda bulunuyor. Peki senin tavrın ne- Partinin bir programı varsa bu parti teröre karşı, ırkçılığı karşıysa teröre karşı sempati besleyenlere de bir duruşunun olması lazım. Kabul edilemezden öte bir görüş var mı, yok. Bu görüşler CHP'nin zihniyetinde genetik kodlarında olan görüşlerdir. Milletten korktukları için kabul edilemez diyorlar, ama kendi tabanlarının bir kısmından çekindikleri için de adım atamıyorlar. Irkçılığa karşıysanız ırkçılarla aynı çatı altında bulunmamak lazım.
Biz milletin kabul etmeyeceği bir yaklaşımı benimsemeyeceğimizi söyledik. CHP'nin yapısı içinde ırkçılık maalesef eskiye nazaran daha da güçlü bir hale gelmiştir. Bir yandan ırkçı, bir yandan teröre sempatiyle bakan bir yaklaşım var. Şimdi biz de şaşırdık.''
CHP'nin takiye siyasetinden vazgeçmesi gerektiğini ifade eden Bozdağ, birkaç ilde çarşaflı hanımefendilere rozet taktıklarını, daha sonra ise başka bir yerde kadın kollarının çarşafları ayaklar altına alıp protesto ettiklerini anlattı. Bu davranışlardan hangisinin CHP olduğunu soran Bozdağ, ''Çarşaflı hanıma rozet takan mı, ayaklar altına alan mı CHP? Siz kişilerin söylediğine değil, yaptıklarına bakın. Bunların yaptıkları hakarettir, saygı değildir. Takiye anlayışı CHP'nin bugünkü yönetiminin prensibi haline gelmiştir'' dedi.
Bozdağ, kadın avukatlarının başı örtülü adliyeye girebilmeleri konusunda Danıştay'ın yürütmeyi durdurma yönünde karar verdiğini, Türkiye Barolar Birliği'nin bu karara itiraz etmemesi gerektiğini bildirdi.
Terör sorunu
Türkiye'nin en önemli sorunlarından bir tanesinin terör sorunu olduğunu dile getiren Bozdağ, terörün uzun zamandır Türkiye'nin üzerinde büyük bir bela olduğunu söyledi. Kan, gözyaşı, insanların arasında fitne fesat sokmak gibi pek çok hadisenin terör belası nedeniyle 30 yıldır Türkiye'de yaşandığını kaydeden Bozdağ, ''Terörü çözmek, bitirmek, akan kanı durdurmak, gözyaşını dindirmek, yeni şehitlerin olmasını önlemek, Türkiye'nin birliği beraberliği ve kardeşliğini tesis etmek hükümetlerin görevidir'' dedi.
Hükümetin bu konuda gövdesini ortaya koyduğunu ve çözümsel yaklaşımlar güttüğünü anlatan Bozdağ, ancak bu sorunun partiler üstü bir sorun olduğunu vurguladı. Milletin tüm partilerden ortak talebinin terör sorununun çözümü olduğuna işaret eden Bozdağ, bu doğrultuda her partinin çözüme yönelik görüşlerini ortaya koyması gerektiğini bildirdi.
Terör konusunda Türkiye'de muhalefetin bir çözümü olmadığını savunan Bozdağ, ''Bir terör saldırısı olduğu zaman, askerimiz, polisimiz şehit edildiğinde bunu fırsat bilip hükümete saldırmak ve gözden düşürmek için yarışa giriyorlar. Doğru olan bu mudur? Sayın Bahçeli'nin konuşmalarına bakın, ihanet, işbirlikçilik, her türlü ağza alınmayacak, sözler ve küfürler söylüyor. Senin çözümün ne, bu kanı nasıl durduracaksın- Buyur bir de senden dinleyelim gözyaşını nasıl dindireceksin- Bunlar şehit cenazelerini istismar etmekle olmuyor'' diye konuştu.
Terörün bitirilmesine yönelik atılan adımların şehitleri inciteceği yönünde açıklamalarda bulunulduğunu anlatan Bozdağ, şehitlerin terörün bitirilmesi için canlarını feda ettiklerini, bu yönde atılacak her adımın terörle mücadele konusunda başarı olacağını söyledi.
Terörü bitirmek için güvenlik güçlerinin gerekli mücadeleyi sürdürdüklerini, ancak bu konuda sadece güvenlik boyutunun yeterli olmadığını dile getiren Bozdağ, başka alanlarda da adımlar atılması, çareler bulunması gerektiğini belirtti. Silahın dışında çareler arandığını ifade eden Bozdağ, hükümetin terörün çözümü noktasında başka enstrümanlar konusunda çalışma yaptığını, terörün bitirilmesi konusunda mücadele ettiğini anlattı.
Terörle mücadele konusunda muhalefetin desteğini açıkça ortaya koyması gerektiğini vurgulayan Bozdağ, ''Sayın Kılıçdaroğlu krediden bahsediyor, bu destek midir- Hükümete kredi açıyor, senin kredine ihtiyaç yok, desteğine ihtiyaç var. Toplumsal olarak yek vücut olmamız için krediden değil, destekten bahsetmeniz gerekiyor. Yoksa laf kalabalığının, laf çevirmenin ne ona ne de Türkiye'ye hiç bir faydası yok'' dedi.
Terörle mücadele konusunda AK Parti'nin milletin hassasiyetine sahip çıkarak adım attığını kaydeden Bozdağ, ''Eğer bedel ödenecekse bunu ödemeye hazır olduğumuzu her zaman ifade ettik. Yeter ki Türkiye'de terör bitsin, gündemden çıksın. Varsın istismarcılar şöyle, böyle desin. Milletin sağduyusu bu sürecin yanındadır, biz de samimiyetle, iyi niyetle bu süreci sürdüreceğiz'' diye konuştu.