Kamuoyunda Kentsel Dönüşüm yasası olarak bilinen afet riski altındaki alanların dönüştürülmesini öngören kanun tasarısı, TBMM Genel Kurulu'nda kabul edilerek yasalaştı. İşte kanunun getireceği yenilikler:
İşte bu kanunla;
Afet riski altındaki alanlar ile riskli yapıların bulunduğu arsa ve arazilerde fen ve sanat norm ve standartlarına uygun, sağlıklı ve güvenli yaşam çevrelerini teşkil etmek üzere, iyileştirme, tasfiye ve yenilemeler yapılabilecektir.
KENTLERİMİZ BU HALE NASIL GELDİ?
1950’li yıllarda sanayileşme ile birlikte İstanbul, İzmir, Ankara ve Kocaeli gibi kentler, yoğun göç alarak yoğun bir şekilde gecekondulaştı ve kontrolsüz bir biçimde büyüdü. Sonuçta planlama yapılmadan, yoğun göçe maruz kalan kentlerde, her türlü afet tehlikesi ve risklerini gözetmeyen kontrolsüz yerleşim alanlarının oluşması, çarpık ve sağlıksız yapılaşma ve kentleşme, yetersiz altyapı ve sosyal donatı eksikliği gibi çeşitli nedenlere bağlı sorunlar yaşanmaya başlandı.
Ülkemizin büyük bir bölümü, başta deprem olmak üzere tabii afet riski altında olmasına rağmen mevcut yapıların büyük bir kısmının muhtemel afetlere karşı dayanıklı olmadıkları, orta şiddetteki bir depremde bile ağır derecede hasar görüp yıkıldıkları, bundan dolayı sosyo-ekonomik problemlerin yaşandığı, devletin beklenmedik büyük mali külfetler ile karşı karşıya kaldığı bilinmektedir. Onbinlerce insanın ölümüne, çok yüksek mali kayıplara neden olan 1999 Marmara depremi ve 2011 Van depremi bu felaketlerin gerçek boyutunu acı bir şekilde ortaya çıkardı.
Hem Marmara hem de Van depreminde binalar ciddi anlamda yoruldu. Olası bir depremde bugün sağlam görülen binaların bir çoğunun yıkılabileceği düşünülüyor. Bunun için hızla kentsel dönüşümün gerçekleşmesi görüşündeyiz.
Ancak kentsel dönüşümün sadece afet riski altındaki alanların dönüşümü olmadığının bilincindeyiz. İnsanın yaşayacağı, fiziksel mekânın dönüşümünü sağlarken, aynı zamanda sağlıklı ve güvenli bir çevre, ekonomik, sosyal, kültürel ve altyapı boyutlarıyla bu bütünü tamamlama hedefimiz var.
DÖNÜŞÜM NERELERDE YAPILACAK?
Kentsel dönüşüm;
*Jeolojik durumu ve zemin özellikleri yapılaşmaya uygun olmayan alanlarda,
*Yıpranan ve yıkım tehdidi altında bulunan tarihsel yapıların yoğun bulunduğu bölgelerde,
*Geçmişte plansız ve kontrolsüz yapılaşmanın, yetersiz altyapının, sağlıksız bir çevrenin ve yaşam koşullarının son derece yetersiz olduğu yerlerde,
*Doğal afete uğramış veya uğrayabilecek olan yerlerde,
*Sosyal donatı ve altyapı hizmetlerinin yetersiz duruma geldiği bölgelerde,
*Çevre etkilerinin olumsuz sonuçlar doğurduğu bölgelerde dönüşüm projeleri yapılacaktır.
Peki riskli alanlar nasıl tespit edilecek?
Riskli yapıların tespiti, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından hazırlanacak yönetmelikte belirlenen çerçevede, öncelikle yapı malikleri veya kanuni temsilcilerince, masrafları kendilerine ait olmak üzere, bakanlıkça lisanslandırılan kurum ve kuruluşlara yaptırılacaktır.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, riskli yapıların tespitini süre vererek, sahiplerinden isteyebilecek. Tespitler, verilen sürede yaptırılmazsa, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı veya belediyeler ile il özel idarelerince yapılacak. Bu tespitlere karşı ev sahipleri, 15 gün içerisinde itiraz edebilecektir.
Hazine arazilerinde ise;
Bakanlığın talebi üzerine Askeri Yasak Bölgeler ve Güvenlik Bölgeleri Kanunu kapsamında bulunan yerler de dahil olmak üzere, Hazine'nin özel mülkiyetinde bulunan riskli alanlarda ve rezerv yapı alanlarındaki taşınmazlardan; kamu idarelerine tahsisli olanlar, Milli Savunma Bakanlığı'nın görüşü alınıp Bakanlar Kurulu kararıyla; kamu idarelerine tahsisli olmayanlar ilgili kamu idaresinin görüşü alınarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na tahsis edilecek veya TOKİ'ye ve belediyeye bedelsiz devredilebilecektir.
Hazine dışındaki kamu idarelerin mülkiyetinde olan taşınmazlar da TOKİ'ye veya belediyeye bedelsiz devredilecektir.
İMAR VE YAPILAŞMAYA DURDURMA
TOKİ veya belediye, kanun kapsamındaki proje ve uygulamalar süresince, riskli alanlarda, riskli alanların bulunduğu taşınmazlarda ve rezerv yapı alanlarında, her türlü imar ve yapılaşma işlemlerini geçici olarak durdurabilecektir. Bu taşınmazlar, tahsis ve devir işlemleri sonuçlandırılıncaya kadar Maliye Bakanlığı'nca satılamayacak, kiraya verilemeyecek, tahsis edilemeyecektir.
Bakanlık, belediye ve TOKİ'nin talep etmesi halinde, hak sahiplerinin de görüşü alınarak, riskli alanlardaki yapılar ile riskli yapılara, elektrik, su, doğalgaz hizmetleri verilmeyecek, verilen hizmetler de durdurulacaktır.
MALİKLER İLE ANLAŞMA ESAS
Riskli yapıların yıktırılmasında ve bunların bulunduğu alanlar ile riskli alanlar ve rezerv alanlarındaki uygulamalarda öncelikli olarak malikler ile anlaşma yoluna gidilmesi esas olacaktır. Anlaşma ile tahliye edilen yapıların maliklerine kira yardımı yapılabilecektir. Riskli bulunan yapıların maliklere, bu yapıların yıktırılması için 60 günden az olmamak üzere süre verilecek. Bu süre içerisinde yapı, malik tarafından yıktırılmadığı takdirde, yapının "idari makamlarca yıktırılacağı" belirtilip, tekrar süre verilerek tebligatta bulunulacaktır.
Peki hak sahibi olmayan vatandaşlarımızn durumu ne olacak?
İhtiyaç halinde, maliklere uygulanan yöntemler hak sahibi olmayan vatandaşlarımız için de uygulanacaktır.
Bu kişiler ile yapılacak olan anlaşmanın, bunlara yardım yapılmasının ve enkaz bedeli ödenmesinin usul ve esasları bakanlığın teklifi üzerine Bakanlar Kurulunca belirlenir.
BEDEL BELİRLEME
Kanun uyarınca, yapılan konutların işyerlerinin bedellerinin belirlenmesinde ve ilgililerin borçlandırılmasında, sosyo-ekonomik durumlar, doğal afetin ortaya çıkardığı neticeler ve sosyal devlet anlayışının gerekleri gözetilerek uygulama gerçekleştirilecektir.
GÜÇLENDİRME TEŞVİK EDİLECEK
Kanunun uygulanacağı alanlar dışında olmakla birlikte kanunun amaçları çerçevesinde güçlendirilebileceği teknik olarak belirlenen yapılar için de dönüşüm projeleri özel hesabından "güçlendirme kredisi" verilebilecektir.
Riskli yapıların tespiti, tahliyesi ve yıktırma iş ve işlemleri ile değerleme işlemlerini engelleyenler hakkında, işlenen fiilin ve halin durumuna göre, Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunulabilecek. Bu yapıların, tespiti, tahliyesi ve yıktırılması iş ve işlemlerine dair görevlerinin gereklerini yerine getirmeyen kamu görevlileri hakkında ise tabi oldukları ceza ve disiplin hükümleri uygulanacaktır.
Gecekondu sahibinin, gecekondusuna karşılık konut verilinceye, nakde dönüştürülüp ödeninceye veya konut yapmak üzere arsa tahsisi yapılıncaya kadar gecekondusu yıktırılamayacaktır. Gecekondu sahiplerine gerekirse nakdi yardım yapılabilecektir.
Sonuç olarak;
AK Parti Hükümeti olarak insan onuruna yaraşır ve güvenli binalarda, şehirlerde yaşamanın en temel hak olduğuna inanıyoruz. Yılların birikmiş sorunlarını çözdüğümüz gibi kentsel yenilenme ile göçün, plansızlığın, afetlerin hesaba katılmadığı yapı anlayışının sonucu ortaya çıkan şehirlerimizinde derdine derman olmak hedefindeyiz. Zor ve yorucu bir alana daha neşter vuruyoruz. Ama biliyoruz ki insanımızın özverisi,doğru ve güzele olan desteği ve hükümetimize olan inanç ile bu sorunu da çözecek, ülkemizin yarınlarına bir tuğla daha koyacağız.