Eker, GAP Uluslararası Tarımsal Araştırma ve Eğitim Merkezi hizmet binası ve Kalite Teknoloji Laboratuvarı'nın açılışı amacıyla düzenlenen törende, 360 gün önce binanın temelini attıklarını, 1 yıldan önce hizmet binasının tamamlandığını, merkezin Türkiye'nin artık uluslararası ölçekte hizmet verecek tarımsal araştırma enstitüsü olduğunu belirtti.
Merkezin sadece bölgeye değil, Ortadoğu, Afrika, Kafkas ülkelerine kadar çok geniş bir coğrafyada tarım ve hayvancılığın geliştirilmesiyle ilgili hizmet üreteceğini kaydeden Eker, Konya ve İzmir'den sonra merkezin 3 temel araştırma enstitülerinden birisi olduğunu bildirdi.
Tarımsal üretimin miktar ve kalite olarak geliştirilmesi için en çok ihtiyaç hissedilen alanın araştırma, geliştirme faaliyetleri olduğunu aktaran Eker, araştırma geliştirme faaliyetlerinin daha önce 11 milyon lira olan kaynağının bugün 126 milyon liraya çıkardıklarını anlattı.
Merkezde, yeni çeşitler ve tohumların geliştirildiğini, bunların Türkiye ve uluslararası toplumun bu manadaki ihtiyaçlarını gidermek, açlıkla mücadele için birtakım çalışmaların esasını oluşturduğunu ifade eden Eker, enstitünün bugüne kadar ekmeklik ve makarnalık buğday, kırmızı mercimek, nohut ve pamuk çeşitlerini geliştirdiğini bildirdi.
Eker, 6 milyon liraya mal olan merkezde geliştirilen bazı çeşitlerin dekar başına 800 kilograma kadar verim verebilen üstün kabiliyete sahip olduğuna dikkat çekti.
Bingöl'deki terör saldırısı
''Bugün terör saldırısı sonucu şehit olanların acısıyla yüreğimiz yansa da dün Diyarbakırlı, Liceli bir polis kardeşimizin burada cenazesi katıldık. Onun üzüntüsünü yaşarken Bingöl Solhan'da saldırıda maalesef 7 kardeşimizin hayatını kaybettiğini duyduk'' diyen Eker, şehitlere Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifalar diledi.
Yürekler yansa da ocaklara ateş düşse de birileri bölgeyi kan ve gözyaşına boğmaya kalksa da onlara inat hayata, umuda daha da sarılıp bölgenin kalkınmasına, gelişmesine hizmet edecek eserleri yapmaya, temelleri atmaya, açılışları yapmaya devam edeceklerini vurgulayan Eker, onların ölümden, kandan ve gözyaşından beslendiğine dikkat çekti.
''Teröre inat, yatırımlar sürecek''
Eker, şöyle konuştu:
''Terör örgütü Türkiye'de Kürtlerin daha fazla hak alması, daha özgür olması için değil, kendi yönetici ve mensuplarının politik çıkarları ve kimi zaman da birtakım karanlık güçlerin taşeronluğunu yaptığı cinayetlerle bu ülkede gerçekte bu tür olayları sürdürüyor. Ama biz hükümet olarak milletimiz, Kürdüyle, Türküyle, tüm vatandaşlarımızın arzusu ve isteği doğrultusunda hizmetlerimizi devam ettireceğiz. Ölü sevici zihniyete inat biz insanlığın geleceği, bu bölgenin evlatlarının gıda güvenliğinin temini için enstitüler kuracağız. Daha çok eserleri bölgeye kazandırmaya devam edeceğiz. Bunu Diyarbakır, bölge inşallah bütün Türkiye bilecek.''
Bölgede tarımsal altyapının geliştirilmesi için önemli çalışmalar yaptıklarını, toplulaştırma çalışmasının gelecek yıl tamamlanacağını bildiren Eker, sulama kanallarının büyük bir hızla yapıldığını aktardı.
Silvan Barajı'nın PKK terör örgütünün bütün saldırılarına rağmen devam ettiğini, devam edeceğini aktaran Eker, ''Biz öncekiler gibi bir saldırı olduğunda o faaliyetlere son veren bir hükümet değiliz. PKK terör örgütünün bu manada bizi bu çabalardan alıkoymasına fırsat vermeyeceğiz. Onlar masum canlara kıyıyorlar, silahsız insanlara havanlarla saldırıyorlar. Doğru, yüreğimiz ve içimiz yanıyor ama çabalarımızı, çalışmalarımızı bu milletin refahı için sürdüreceğiz. Kalkınma hamlemizden geri durmayacağız'' dedi.
''Terör örgütü ölümden yana''
Eker, bütün her şeyi tüm vatandaşlara anlatacaklarını ifade ederek, kendilerinin ne kadar hayattan ve umuttan, onların ise ne kadar ölümden yana olduğunu vatandaşlara anlatacaklarını kaydetti.
Mehdi Eker, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Diyarbakır'daki hemşehrilerimize, bölgedeki bütün sivil toplum kuruluşlarına burada görev düştüğünü düşünüyorum. Onlar burada yatırım yapılsın, esnaf iş yapsın istemiyor. Fakirlik, fukaralık, işsizlik artsın istiyor. Bizim onlara karşı sivil insanlar, esnaf, yatırımcı, tüccar, çiftçi olarak da sesimizi yükseltmemiz lazım. 'Vatandaşın ekmek kazanmasından neden rahatsız oluyorsunuz' dememiz lazım. Onlara karşı durmamız lazım. Türkiye'de vatandaşlarımızın Kürtlerin, Türklerin, Arapların, Çerkezlerin kim bu coğrafyada yaşıyorsa onların meşru, demokratik haklarını, taleplerini, özgürlükleri artırmaya dönük taleplerini konuşmak, meşru taleplerini değerlendirmek, hukuk devleti içinde sivilleşme ve demokratikleşmeyle Türkiye'de vatandaşlarımızın hak ve özgürlük alanlarını genişletmek bizim işimiz.
Bunu konuşmak, projeleri hayata geçirmek hepimizin konuşması, değerlendirmesi gerekiyor. Ama Türkiye'de masum insanları katlederek, bir hak arama durumu olamaz. PKK'nın da zaten böyle bir derdi yok. Kimin öldürüldüğü de onların derdi değil. Onlar için Türk, Kürt fark etmiyor. Daha çok insan ölünce onlar bundan nemalanmaya bakıyor. Bu kadar ölü sevici, gözü dönmüş bir zihniyet. Bu zihniyetin ne Türkiye'deki Kürtlere ne insanlığa vereceği hiçbir olumlu şey yok. Bunu hepimizin iyi bilmesi lazım. Çünkü zihin gerisi karanlık. Kime neye hizmet ediyor, karanlık.''
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder