25 Eylül 2012 Salı

Almadığımız 1 metreküp gaz kalmayacak

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Stratejik Teknik Ekonomik Araştırmalar Merkezi'nce (STEAM) düzenlenen 14. Uluslararası Enerji Arenası toplantısında konuştu.


Bakan Yıldız, her zaman yatırımcılarını koruduklarını ifade etti. Bakan Yıldız, ''Hem kamu hem özel sektör üzerine düşeni yapmak zorunda. Herbirimize düşen görevler var. Kazanılmış bir kısım hukuki hakların tarafımızdan dikkatle takip edildiğini, ama istismar aracı haline gelmemesi gerektiğini bir kez daha vurgulamak isterim. Gerçek yatırımcının önünü açmak adına ve lisanların bir ticari araç olmaktan çıkarılması adına gerek kamuya gerekse özel sektöre önemli görevler düşüyor'' diye konuştu. 

Fukuşima kazasından sonra nükleere bakış açısında bazı ülkelerde politika değişikliğine gidildiğini, bunun çok gerçekçi olamadığını dile getiren Yıldız, ''Sizin nükleer enerji santralini ülkenizde kullanmıyor olmanız komşu ülkeden alıyor olmanız bu gerçeği değiştirmiyor. Türkiye nükleer güç santralleri ile ilgili kararlılığını devam ettiriyor. O yüzden bizlerin hem enerji kaynaklarını çeşitlendirmek hem de ithalata olan bağımlılığı azaltmak bakımından bu izlediğimiz politikaları kararlılıkla sürdürmemiz gerekiyor'' dedi. 
    

''AK Parti hükümetimizle ciddi arama faaliyetlerine girildi'' 
     

Taner Yıldız, 1 Ekim'den sonra elektrik ve petrol yasası ile ilgili kanunların TBMM'ye sevk edilmiş olacağını dile getirerek, şunları kaydetti: 

''İthal ettiğimiz kaynakların yerli kaynaklar haline gelmesiyle alakalı kara ve denizdeki arama faaliyetlerimiz devam edecek. 13 katına çıkan bütçeyle beraber son 10 yılda AK Parti hükümetimizle beraber ciddi bir arama faaliyetlerine girildi ve inşallah bunlardan sonuç alacağız ümidindeyiz. Rusya, Azerbaycan,İran ve yeni ilişkiler kuracağımız ülkelerle beraber boru hattı projelerini ilerletmek istiyoruz. Özel sektörün payının artan oranlarda yer almasını talep ediyoruz. Serbest piyasada rekabetçi ortamı değişen politikalarla hep beraber oturtmuş olacağız. 6 milyar metreküplük gazın kontratları belli bir sürece girdi. 

Tabii çevremizde bütün bu işlemlerin Rusya, Azerbaycan, İran ve yeni geliştireceğimiz ülkelerle beraber boru hattı projelerini ilerletmek istiyoruz. Yine burada özel sektörün payının artan oranlarda yer almasını talep ediyoruz. Kamu olarak biz bunu öngörüyoruz. Serbest piyasada rekabetçi ortamı bu değişen dünyada ve değişen politikalarla beraber hep beraber oturtmuş olacağız.'' 
    

''Çok ciddi kazanımımız var'' 
    

Yıldız, 6 milyar metreküplük gazın kontratlarının belli bir sürece girdiğini vurgulayarak, şöyle konuştu: 

''Zannediyorum aralık ayından sonra da gaz akışları Türkiye'nin o zeyilname ile düzenlediği 5,6 milyar metreküplük gazın tamamlanmasından müteakip özel sektör yaptığı gaz kontratlarının fiili akışına başlamış olacak. Bakın burada çok ciddi kazanımımız var. İki yıl önce doğalgaz dediğinizdeki en önemli başlıklardan bir tanesi 'al ya da öde' ile ilgili yükümlülüklerdi. 3,1 milyar metreküplük biriken Rusya Federasyonu ile alakalı 'al ya da öde' bu yılın sonunda sıfırlanmış olacak. Yani kamuoyunda yanlış algılanan bir konu var. Malumlarınız biz gazı alıyoruz, parasını ödüyoruz hatta almadığımız gazın da parasını ödüyoruz. Bu bir avans niteliğindedir arkadaşlar. Almadığımız 1 metreküp gaz kalmayacak. Ve 1 dolar da herhangi bir tedarikçide paramız kalmayacak. Bunların farklı gerekçeleri ve sebepleri var ama girmeyeceğiz. 

Bu rejim oturduktan sonra yani 6 artı 4 yani 10 milyar metreküp özel sektör tarafından getirildikten sonra, Rusya Federasyonu ile yapacağımız yeni bir müzakere başlangıcıyla beraber 4 milyar metreküpü de biz özel sektörün kullanımına açmak istiyoruz. Bu yılbaşından sonra gündeme getireceğimiz bir konudur.'' 
    

''Enerji politikalarımızı ayrışmanın değil, barışın gerekçesi olarak öngörüyoruz'' 
    

Yıldız, Azerbaycan'la TANAP anlaşması yapıldığını hatırlatan Yıldız, ''Şahdeniz 2 gazının bizim doğumuzdan üretilip batımıza aktarılması ve tüketilmesiyle ilgili bir husustur. Hangi yoldan gelecek Avrupa'nın kuzeyinden mi, yoksa güneyinden mi, hatla mı gidecek yoksa Nabucco ile mi gidecek diye sorulduğunda bunun tek başına muhatabının biz olmadığımızı ve bu Şahdenizi'ndeki konsorsiyumun verilen teklifleri değerlendirdikten sonra vereceği bir karardır. Biz iki projeyle alakalı yapıcı ve olumlu tutumumuzu sürdürdüğümüzü ve tercihlerimizi daha önce kamuoyuyla paylaştık. O yüzden bu projenin gerçekleşiyor olması bizim diğer bütün ülkelerle yaptığımız tercihleri etkilemeyecektir'' diye konuştu. 

Rusya ve Irak'ın bütünüyle gerçekleştirecekleri projelerle çakışmayacağını birbirini destekleyen projeler olacağını ifade eden Yıldız, sözlerini şöyle sürdürdü: 

''Sık sık 'Arap Baharı oldu, bu durum enerji alışverişi yaptığınız bu ülkelerle enerji üretimini etkileyecek mi?' diye soruluyor. Bu doğru bir soru ve cevabı çok net. Biz enerji politikalarımızı bir ayrışmanın, gerginliğin gerekçesi olarak değil, barışın bir gerekçesi olarak ön görüyoruz. Rusya ile Suriye konusunda tamamen mutabık kalmayabiliriz. Bu konuların dışında tutuyoruz. İran'la enerji anlaşmalarını devam ettiriyoruz ve bir kısım yeni anlaşmalar olabilecek. Biz her ülkenin hukukuna saygılı olarak, doğalgaz ve petrolde ülke sayısını ve kaynak çeşitliğini artırmaya çalışırken hep hukuk çerçevesinde kaldık. Irak ile yapacağımız anlaşmalarda da yine Irak'ın toprak bütünlüğüne saygılı olduğumuzu bir kez daha söylemek isterim. Irak'ın kendi doğalgaz ihtiyaçları karşılandıktan sonra oradaki gaz ve petrol kaynaklarını Türkiye'nin hemen yanında kayıtsız kalmayacağımız ve beraber proje yürütebileceğimiz bir alan olarak görüyoruz.'' 

Türkiye'nin bir istikrar ortamına sahip olmasının büyük önem taşıdığına vurgu yapan Yıldız, ''Tarım, turizm, hayvancılık ve ulaştırma sektöründeki gelişmeleri enerji sektörüne aktardığımızda büyümeye hala şiddetle ihtiyacımız olduğunu vurgulamak istiyorum'' dedi. 
     

''Nükleer santral görüşmeleri yaptığımız 4 ülkeden biri yarış dışı kalabilir" 
     

Taner Yıldız, gerek Irak gerekse bir kısım ülkelerle politikaları zenginleştirecek argümanlara ihtiyaç olduğunu ve bunu da yaptıklarını söyledi. 

Türkiye'nin en büyük kazancının istikrar olduğunu dile getiren Yıldız, ''Bunun zaman zaman tehdit altında kaldığına ama bu tehdidin fırsatlara dönüştüğüne şahit birisi olarak bunu bir kez daha vurgulamak istedim. Finansman kaynaklarının Türkiye'nin oluşturduğu sağlam zemin nedeniyle ülkeye akacağına inanıyorum. Doğru sonuçlar alınacağı kanaatindeyim. Hangi ülkenin veya hangi firmanın ikinci nükleer santrali alacağına belki karar veremeyebiliriz ama hangi firmanın ya da ülkenin bu yarışmanın dışında kalacağına dair veriler elimize gelmeye başladı. Japonya, Çin, Güney Kore ve Kanada ile sürdürdüğümüz bu çalışmanın belki 3 ülkeyle devam etmesi mümkün olacak. O yüzden bunu ay sonunda tekrar kamuoyuyla paylaşacağız'' diye konuştu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder